🌹35.BÖLÜM🌹

1.5K 110 17
                                    

Bu bakış benim için pek iyi sonuçları olmayacakmış gibi görünüyordu nedense.Yavaş yavaş yanaşmaya başladığında otomatik olarak elleri havaya kalktı.

"Ihm,Teahyung n'apıyorsun acaba? Bir sakin mi olsan ki? hı?"

Sesli bir kıkırdamanın ardından,

"Ben yeterince sakin ve kendimdeyim desem?"

dedi ve bir anda belimi kavrayan elleri irkilmeme sebep olsa da pek belli etmedim.Alınlarımızı birbirine verip göz göze geldik.

"Şu anı duraklatmayı o kadar çok istiyorum ki, bir ömür böyle kalsam ve gözlerine dimdik baksam."

Dudaklarını yavaşça benimkilere yaklaştırıp olabildiğince nazik bir öpücük kondurdu.

"Biliyorsun ki dönem arası vereceğiz ve ben seni o süre boyunca göremeyecek miyim? Ya da sana dokunamayacak mıyım? Nasıl dayanırım,sabrederim bilmiyorum Eunsun."

Gözlerimin içine öyle tatlı bakıyordu ki onu ısırmamak için kendimi zor tuttum diyebilirim. 

"Ayrı kalmak zorunda değiliz ki,bir yolunu buluruz ve o arayı çok daha güzel bir şekilde değerlendirebiliriz."

Gülümseyip yanaklarını avuçlarım arasına aldım ve hafif sıkıştırıp büzülen dudaklarından öptüm.

"Babamın tatil planları vardı sanırım seni de dahil etmesini rica edebilirim."

Sol elimi çenemin altına koyup düşünür gibi yaptım.Dediklerimi duyan Taehyung'ın gözlerinin içinin parıldadığını fark ettim.

"Bunu başarabilirsen dünyanın en mutlu insanı yapabilirsin beni Eunsun ve tatil süremiz boyunca ben de seni dünyanın en mutlusu yapabilirim."

Ayıp şeyleri kastetmesi onu güldürmüştü fakat benim yanaklarımın alev alması kaçınılmazdı.Gözlerim istemsizce büyüdü ve sonra kısıldı.Elimle hafifçe dudaklarının üstüne vurdum.

"Yah, Kim Taehyung-ah!"

Kahkaha sesinin yükselmesiyle kafasının geriye gitmesi bir olmuştu.Gözüme çarpan belirgin adem elması ise onu daha arzulanası kılıyordu. Gözlerimi onun üzerinde gezdirirken sonunda buluşan gözlerimiz ikimizin de ciddileşmesine  sebep oldu ama bu böyle tatlı bir durgunluktu. Sanki ayakta dikilmiyorduk da bulutların üzerindeydik.

"Pekâlâ bu kadar dikilmek yeter, istersen film izleyelim?"

Film lafını duyunca heyecanlanmadan duramadım. Her tür filme bayılıyordum ayrıca tam bir film kurduydum.

"O zaman sen filmi seç ben de bu sırada bir şeyler hazırlayayım."

Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra mutfağa gitti. Bende elime kumandayı alıp rahat koltuğa yayıldım ve internetten film araştırmaya başladım. Büyük ihtimalle korku filmi olacaktı çünkü seviyordum. Tamam bazı sahnelerde korkuyordum ama aynı zamanda da izlemeyi çok istiyordum.

Aradan geçen kısa bir sürenin ardından beğendiğim filmi bulmuştum fakat Taehyung bu süreyi çok uzattığımdan şikayet edip durmuştu.

"Kendi kendine homurtun bittiyse izleyelim Bay ben her şeyi bilirim(!)"

Taklidimi yapıp göz devirince ben de aynı şekilde karşılık verdim. Sonra birbirimizin bu hâline bakıp kahkaha patlattık.

"Seninle yarışılmıyor bu konuda pes ediyorum."

Ellerini teslim olurcasına kaldırdı ardından bana biraz daha yakınlaştı. Başımı omzuna dayayıp masadaki çerez kaselerinin olduğu tepsiyi ortamıza aldık. Filme odaklanmış gidiyorken arada bir çıkan jumpscarelar gözlerimi kapatmama  veya kaçırmama neden oluyordu. Ayrıca çerez kasesinde sürekli ellerimiz rastlaşıyordu.

*****

Filmin bitiminde oturduğum yerde güzelce bir gerindim ve karıncalanan bacaklarımı açma germe hareketleriyle rahatlattım. Kafamı sağ tarafa çevirmemle Taehyung'ın beni izlediğini gördüm. Birazcık utanmıştım ve hemen normal halime büründüm.

"Bakma öyle, hiç gerinen insan görmedin mi?"

Tatlı tatlı gülümseyip bana yanaştı.

"Senin kadar tatlı olanını hayır."

Dudaklarımızı buluşturduk ve onun yavaşça bacak arama yerleşmesine izin verdim. Bir eli kafamın hemen yanındaki koltuk başlığından destek alırken diğer elinin parmakları belimde arsızca dolanıyordu. Hava  kararmıştı bu demek oluyordu ki benim bir an önce eve gitmem gerekiyor. Babama söylediğimden biraz daha gecikmiştim. Ellerimi göğsüne koyup yavaşça onu ittirdim ve gülümsedim.

"Maalesef ki uzun bir reklam arası vermek zorundayız çünkü benim eve gitmem gerekiyor."

Yüzünü buruşturup ağzında bir kaç kelime geveledi. Küfür mü ediyordu o?

"Şimdilik bırakıyorum fakat bir sonrakinde kaçamazsın."

Deyip dudaklarını yaladı ardından muzipçe sırıttı. Masanın üzerinden telefonuma uzanıp babamı aradım.

"Bakacağız artık bir dahakine ne durumda oluruz bilemem." Göz kırptım.

O sırada telefon açıldı babamın sesi kulaklarımı doldurdu.

"Neyi bilemezsin kızım ?"

Duraksadım. "Ah, arkadaşımla konuşuyordum  da babacım sana demedim."

Toparlamaya çalışmıştım. "Neyse şey diyeceğim bizim işimiz bitti şoförü yollayabilirsin."

"Taehyung nasıl daha iyi mi?"

Babamın sorusu üzerine pek de rahat durmayan Tae'ye çevirdim gözlerimi. Bana bulaşmak için elinden geleni yapıyordu. Bana yaklaştırdığı alnını iki parmağımla geri ittirdim.

"Evet babacım sabaha göre çok(!) daha iyi bir görseniz."

İmalarımı anlayan Taehyung bana göz devirdi ve yüzünü ekşitip benimle uğraşmayı bıraktı.

"Çok iyi bir haber bu. Kısa süre  içinde işine dönmesini dört gözle bekliyoruz ve onun için de aklımda başka fikirler var bu yüzden elinden geldiğince çabuk iyileşsin."

Ne fikri? Tanrım sen koru!

"Peki, ben bekliyorum o zaman."

Babamdan onaylayıcı bir ses aldığımda telefonu kapattım.

Umarım yeni bölümü beğenirsiniz! Bölüm hakkındaki yorumlarınızı ve fikirlerinizi lütfen yazın okumaktan keyif alıyorum. Ayrıca desteklerinizi de lütfen eksik etmeyin, sizleri seviyorum! 💜😇🤗

𝐓𝐄𝐀𝐂𝐇𝐄𝐑 ❦ 𝓣𝓪𝓮𝓱𝔂𝓾𝓷𝓰 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin