𝐓𝐄𝐀𝐂𝐇𝐄𝐑 ❦ 𝓣𝓪𝓮𝓱𝔂𝓾𝓷𝓰 ✓

🌹40.BÖLÜM🌹

Bir kaç dakika önce ağzımdan resmen fırlattığım kelimeleri düşünmek ancak aklıma gelmişti. Gerçi pek de önemi yoktu artık ne olacaksa olsun modundaydım. Çünkü gerçekten gizli saklı bir ilişki yaşamaktan bıkmıştım halbuki biz birbirimizi bu kadar çok severken. Babam oturduğu yerde Taehyung ise ayakta kalakalmıştı. Ben gayet rahat bir tavırla babamın masasının önündeki koltuklardan birine yerleştim.

"Ne diyorsun sen Eunsun? Bay Kim'de buradayken şaka yapmanın hiç sırası değil!"

dedi çok ciddi bir yüz ifadesiyle oysaki benim şakam yoktu zaten yapacak halim de kalmamıştı. Önce Taehyung'ın gözlerine ardından da babamın gözlerine baktım.

"Şaka yapsaydım bu kadar ciddi davranmazdım baba. Artık içimde daha doğrusu içimizde tutmanın bir manası yok."

"İçimizde?" Şaşkınlıkla bir bana bir de Taehyung'a baktı. Tam konuşacakken benden önce Taehyung atıldı lafa.

"Madem Eunsun artık söyledi öyleyse evet Efendim doğru. Eunsun'la uzun bir süredir birlikteliğimiz var. Başta ben karşı gelmiş olsam da sonradan onu ne kadar sevdiğimi ve beni kendine ne kadar bağladığını anladım."

Taehyung'ın ağzından dökülen kelimeler sebebiyle yüzüm yayılan sıcak gülümsemeye engel olamamıştım. Kullandığı kelimeler sayesinden kendimi pamuk gibi yumuşacık hissediyordum.

"Yani ikinizde bu işin içindesiniz? Annen söylediği zaman ona abarttığını söylemiştim fakat haklıymış."

"Annem değil o kadın benim! Ayrıca konumuz o kadın mı? Şu anki konumuz ben ve Taehyung."

Gözlerimi devirmeye engel olamamıştım. Belki biraz da fazla sert çıkmıştım ama kabullenemiyordum işte o kadının bana annelik yapmasını. Kendi annemin yerine onu asla koyamazdım ki!

"Bakın ikinize de söylüyorum bu bir tür şakaysa komik değil hatta ayıp bir durum."

Hala şaka olduğunu zanneden babam yüzünden sinirlerim bozulduğu için güldüm. Ne yani küçümsüyor muydu benim yaşımı? Olmayacak bir şey miydi bu yaşta aşk?

"Baba yarım saattir sana burada ne anlatıyoruz Tanrı aşkına! Bunun şakası mı olur? Ayrıca sen neden sürekli benim yaşımı küçümsüyorsun ki?"

Farkında olmadan sesimi yükseltmiştim ve doğal olarak da babam şaşırmıştı bu duruma. Daha sonra benim bu hareketime sinirlendiği için o da sesini yükseltmişti.

"Olamaz böyle bir şey kabul etmiyorum. Senin yaşın daha çok küçük! Hem yaş farkınız çok fazla!"

Elini masaya vurup inatlaşmaya başlamıştı fakat benim de bunca şeyden sonra her ne kadar babam da olsa altta kalacak halim yoktu.

"Reşitim ben bir kere ayrıca aşkın yaşı yoktur! Hem sen böyle konuşuyorsun ama benim Taehyung'la aramda sadece yedi yıl var peki sen ve yeni eşine ne demeli? Aranızda on iki yıl var güldürme beni baba!"

Bir deli cesaretidir ki gelip çatmıştı ve hiç çekinmeden kendimi ifade edebilmiştim. Taehyung ise benim zarar görmemem için bu ısrardan vazgeçmemiz gerektiği konusunda kaş göz yapıyordu ama benim buna hiç olurum yok.

"Onunla bu aynı şey mi Eusun? Biz kaç yaşındayız siz kaç yaşındasınız!"

Tanrım çıldırmak üzereydim bir eğitimci olan babamın bu kadar sığ düşünceli biri olduğunu duysam asla inanmazdım ama şu an olanlar her şeyi betimler nitelikteydi.

"Baba lütfen mantıklı davranır mısın, sonuç olarak biz de o yaşlara geleceğiz ama bizimki bir artı olarak sizin yaş farkınızdan beş yaş daha eksik olacak."

Sinirle geriye yaslandığımda tartışmanın hala bitmemiş olması beni iyice sinirlendirmişti.

"Tekrar söylüyorum ki Eunsun kabul etmiyorum,onay vermiyorum. O-L-A-M-A-Z!"

Açık kalan ağzımı zar zor kapatıp yutkundum.

"Öyle mi? Bence bal gibi de olur! Sana sadece nezaketen sormuştum gönlünü kırmadan onay vermeni istemiştim ama madem tersine gideceksin o zaman ben de Kore hükumeti tarafından on sekiz yaşımın bana verdiği yetkilerle senin himayenden ayrılıyorum baba(!)"

Bir hışımla oturduğum yerden kalkıp Taehyung'un bileğine yapıştım ve o anki sinirin verdiği güçle peşimden sürükler vaziyette odadan çıktım. Ders zili çoktan çalmıştı koridorlar bomboş olduğu için rahat hareket edebiliyordum.

"Ben eşyalarımı alıp geleceğim lütfen gidelim okuldan."

Şu an gerçekten buradan uzaklaşmaya ihtiyacım olduğu için bana hayır dememesi için dudaklarımı büzüp bebek sesi tonunda mırıldanmıştım. Bir şey demeyip başını salladığında koşarak merdivenleri tırmandım.

----

Sıcak kahvemden bir yudum alıp biraz daha sokuldum Taehyung'a. Okuldan ayrıldığımız neredeyse bir saati buluyordu ve biz sıcacık güzel bir kafede birbirimize sokulmuş oturuyorduk.

"Ne olacak bundan sonra Eunsun, babanla görüşmeyecek misin?"

Omzuna yasladığım başımı hafifçe kaldırıp bakışlarımızı birleştirdim. Onun o masum bakışlarında kaybolurken odaklanamıyordum kendi düşüncelerime.

"Bilmiyorum, böyle devam ederse belki bir saat önceki görüşmemiz son görüşmemiz olabilir."

Haksız mıydım ki? Bir baba evladının mutluluğuna nasıl karşı çıkabilirdi aklım almıyordu. Ayrıca o kadının da hemen gidip babama yetiştirmiş olması...ah!

Sinirle bardağıma uzandım ve kahveden sıcak oluğunu umursamadan bir kaç yudumu ardı ardına aldım. Sinirimden o an dilimin yanışını bile hissedememiştim.

"Yavaş ol Eunsun çok sıcak o!" diye söylenip elime yapışan Taehyung'ı fark ettim.

"Er ya da geç öğrenecekti şimdi olmuş olması çok daha iyi. Hem ne olacaktı, seni gidip bir başkasıyla mı evlendirecekti?" Histerik bir kahkaha attım etraftakileri umursamadan.

"ASLA! Buna izin vermem Taehyung-ah sen benimsin!"

Dedim belindeki elimle onu kendime doğru çekerken. Taehyung mahçupca etraftakilere bakarken benden rahatsızlık duyan bazı kişilerden özür diliyordu. Sonra gergin bir biçimde bana dönüp,

"Kafeinin sende sarhoşluğa neden olduğunu bilmiyordum, öğrenmiş oldum bundan sonra toplum içinde bu da yasak sana Eunsun."

Dediklerinden ötürü susup biraz düşündüm gerçekten de kafein kafamı açmış olabilir miydi? Kendi kendime güldüm ve saçmalamamam gerektiğini iç sesime hatırlatıp kahveme uzandım.

"Zannetmiyorum Taehyung-ah sadece çok sinirliyim kendime ağzıma hakim olmakta zorlanıyorum."

"O zaman buradaki eğlencenin sonuna geldik demektir hadi gidelim ve yemek yiyip kafa dağıtalım." deyip elimden kahvemi kaptığı gibi beni ayağa kalırdı ve sırtımdan hafif ittirerek kafeden çıkarttı.

O anki halleri gözüme iliştiğinde benim neşelenmem için bir şeyler yapmaya çalışması beni şimdiden mutlu etmişti ve bu yüzden onun hevesini kırmak yerine ona ayak uydurmak için derin bir nefes alıp toparlandım.

UMARIM BEĞENİRSİNİZ!!! LÜTFEN YORUMLARINIZI DA EKSİK ETMEYİN! SİZLERİ SEVİYORUM!!! <3 <3 <3