🌹46.BÖLÜM🌹

7.7K 514 118
                                    

Ertesi gün çok erken olmasa da uyanabilmiştim. Önce güzel bir sıcak duş alıp cildimi güzelce nemlendirip bakım uygulamıştım. Ardından orta boy bir valize çok yer kaplamayacak ve içinde rahat edebileceğim kıyafetlerimi yerleştirdim. 

Her şeyin tamam olduğuna kanaat getirdikten sonra üzerimi değiştirip valizimle beraber aşağıya indim. Babam ve Sunhee'nin sesi mutfaktan geliyordu bu yüzden hemen yanlarına gittim.

"Kahvaltı yapılıyor ve bana haber verilmiyor demek, aşk olsun babacığım Taehyung bile beni bir günde bir saat bile aç bırakmamıştı."

Diyerek dudaklarımı büzdüğümde babamın bana bakışlarına gülmemek için zor dayandım. Hâlâ Taehyung konusuna takıntılıydı sanırım.

"Eunsun kızım babanı ne diye geriyorsun ki? Şimdi seni çağıracaktık."

Yapmacıklıkta üzerine tanımadığım kişilerden biri olan Sunhee'nin kulak tırmalayıcı sesini işitince gözlerimi devirmeden duramadım.

"Ben babamla konuşuyordum Sunhee, araya girmeseydin daha güzel olurdu."

"Eunsun!"

Babamın, o kadın yüzünden bana çatılan kaşları sebebiyle bütün iştahım kaçmıştı. Bundan dolayı masaya ilerlemek yerine adımlarımı durdurup biraz geriledim.

"Aç değildim zaten, siz keyfinize bakarsınız artık." Son kez kapıdan çıkmadan bir bakış attım ve "Ben Taehyung'ın yanına gidiyorum siz valizimi arabaya koyarsınız. Ne de olsa ikili takılmayı seviyorsunuz." dedim iğneleyici tonda.

Arkamdan çağırmalarını bile umursamayıp spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip evden çıktım. Yine çok güzel olması gereken bir günün Sunhee yüzünden berbat bir hâl alması pek şaşırtıcı değildi benim açımdan.

Canım sıkkın olduğundan o bir saatlik yolu yürüyecektim en azından kafa dağıtmak için. Yolda giderken telefonum çaldığında ekranda yazan isme bakıp Jungkook olduğunu görünce rahatlıkla telefonu açtım.

"Yah! Eunsun olanlardan haberin var öyle değil mi? Sadece birkaç saat sonra mükemmel bir tatile çıkacağız, süper bir baban var!"

Jungkook'un neşeli sesine nazaran benimki pek bir sönüktü. "Ne demezsin onu bir de bana sor sen."

Ne dediğimi anlamadığı için soru sorduğunda onu geçiştirdim çünkü şu an o gereksiz kadının yanımda olmasa da ismiyle bile sinirimi bozmasını istemiyordum.

"Baek de gelecek öyle değil mi?"

"Kesinlikle gelecek hele bir gelmesin fena yaparım onu!" deyip güldüğünde bu kadar güzel arkadaşlara sahip olduğum için çok şanslı ve mutluydum fakat diğer bir yandan Taehyung'la ilişkimizi bilmediklerinden onların gözlerine her baktığımda yalan söylemek durumunda olduğum için berbat hissediyordum kendimi.

"O zaman toplanma yerinde görüşürüz Kook şimdi kapatmam lazım ve unutmadan siz ikiniz üzerinize başınıza düzgün kıyafetler getirin."

İkimizde ne kastettiğimizi anladığımızdan gülüşüp telefonu kapatmıştık. Bu sırada benim de Taehyung'ın evine pek bir yolum kalmamıştı. Evet, belki bu sıcakta onun evine yürümek dedilik olabilirdi ama kafamı başka şekilde toplayamazdım. Ayrıca daha Sunhee'nin neler planladığından da haberim yoktu bu yüzden ona da çok dikkat etmem gerekiyordu. Hatta mümkünse adımlarımı ondan çok daha önce atmam gerekiyordu. Bu sebeple yürüyüp biraz düşünmek iyi geliyordu.

Taehyung'ın evinin önüne gelince düşük olan yüzümü elimden geldiğince düzelttim. Güzel bir gülümseme yerleştirip kapının ziline bastım. Birkaç dakika içinde kapı açılmıştı ve Taehyung beni karşısında görünce resmen ağzı kulaklarına varmıştı. Onun o gülümsemesini görünce benim de elimde olmadan dudaklarımın aralanarak dişlerimin gözükmesi çok olmamıştı.

"Bu ne kadar hoş bir süpriz böyle?"

Diyerek belime sarıldığında yavaşça ona çekilmemle ben de ellerimi onun beline doladım.

"Seni de böyle neşeli görmek benim için çok hoş bir süpriz oldu."

"Neden olmayayım ki? Tatile çıkıyoruz hem de bir hafta ve eğlenerek vakit geçireceğiz."

Başımı biraz kaldırıp ona baktığımda sinsice sırıttığını görünce hafifçe karnına vurdum.

"Babamın da orada olacağını unutmazsan iyi olur Tae hatta muhtemelen sana göz bile açtırmayacaktır."

Yan bir sırıtış atıp beni içeri çekti ve kapıyı kapattı. Duvarla onun arasında sıkıştığımda gözlerine sabitledim gözlerimi.

"Babanı atlatmakta ne var? Sen daha beni tanımamışsın Eunsun-ah."

Yavaşça dudaklarıma uzanıp yumuşak dudaklarını benimkilerle buluşturdu. Arsızca belimdeki elini aşağılara indirmeye başlayınca elimle onu durdurdum.

"Birazdan yola çıkacağız ve arsız beyimizin canı oyun mu oynamak istiyor? Olmaz."

Dediklerimi duyunca gülmesine engel olamadı ve gözlerini benimkine kenetleyip aramızda bir nefeslik mesafe bırakarak, "Bunu duyduğuma üzüldüm ama ben yine bir yolunu bulurum." dedi ardından benden uzaklaştı.

"O zaman mutfağa geçelim ve gitmeden önce bir şeyler yiyelim."

Başımla onaylayıp gülümsedim ve arkasından onu takip ederek mutfağa ilerledim.

Umarım bölümü beğenirsiniz sizleri çok seviyorum ❤😇 Lütfen güzel yorumlarınızı eksik etmeyin 🥰🥰🥰

𝐓𝐄𝐀𝐂𝐇𝐄𝐑 ❦ 𝓣𝓪𝓮𝓱𝔂𝓾𝓷𝓰 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin