🌹37.BÖLÜM🌹

1.2K 106 32
                                    

Okul çıkışında Taehyung'u görme fırsatım olmamıştı çünkü Jungkook sağ olsun kolumdan çeke çeke okuldan çıkartmıştı beni.

"Şimdi, bence öncelikle bir etrafı gezelim sonra bir kafeye gideriz ve orda otururken dinlenip sohbet ederiz. Gerçi sen bana etrafı gezdirirken yine sohbet edeceğiz. Mesela ben sana sürekli sorular soracağım."

Dedi ve kıkırdadı. Onu böyle gülerken görünce gözümde anaokulu anılarımız canlandı. Gülüşünden hiç bir şey kaybetmemişti, yine 5 yaşındaki Jungkookie'ydi o.

Ellerini gözümün önünde beni kendime getirmek için salladığını fark edince gülümsedim ve derin nefes alıp verdim.

"Hadi gidelim o zaman Kookie, daha çok işimiz var."

Boyu benden uzun olduğu için koluma girdiğinde kendimi çok tuhaf hissediyordum. Sanki kolumu alçıya almışlar ve bir iple yukarıdan bağlamışlar gibi oluyordu. O yüzden koluma giren Jungkook'u yerinden edip beline sarıldım. Hareketime kısa süreli de olsa şaşırdıktan sonra kolunu omzuma attı.

"Eunsun, en son ne zaman böyle yürümüştük?"

Sorusuyla kafamı ona doğru çevirdim ve biraz düşündükten sonra cevap verdim.

"Sanırım 3 yıl oldu. Senin boyun bir anda uzadıktan sonra bana gıcıklık olsun diye arada bir yapardın bu hareketi."

Bana bakıp güldükten sonra bilmiş bir tavırla konuştu.

"Biliyorum yaş farkımız olmasa da boy farkımız çok var ve sen bu yüzden bana oppa demelisin!"

"Komiksin Jungkook, cidden. Hatta bak ne kadar gülüyorum esprilerine, haha(!)"

Yalancı bir gülüşün ardından ciddi bir yüz ifadesi takındım ve gözlerimi devirdim. Elimle yüzüme bakması için işaret yaptım.

"Anladım ki görmeyeli espiri yeteneğini yitirmişsin." Dedi göz devirirken aynı şekilde ben de onu taklit ettim ve gezeceğimiz yerlere doğru ilerledik.

----

Kahvemden bir yudum alıp masaya geri bırakırken tuttuğum nefesimi dışarı üfledim. Yaklaşık olarak on dakikadir Jungkook'un kahve almasını bekliyordum. Hayır o kadar afilli şeylere ne gerek vardı ki? Al bir tane filtre kahve tamam!

Etrafıma göz gezdirirken bir kez daha yudumladığım kahvem, kapıdan giren Taehyung'u görünce benzine kaçtı ve beni bir öksürük sardı. Buraya gelebileceğini hiç tahmin etmezdim çünkü evinden bayağı bir uzakta.

Ben sesli bir şekilde öksürürken Jungkook yanıma varmıştı ve o anda ben de Taehyung'la göz göze gelmiştim.

Sabahki konuşmamızdan sonra ilk kez görüyordum onu. Normalde dersi vardı fakat babamın görevlendirmesi yüzünden derse gelememişti bizde zaten bu yüzden biraz erken çıkmıştık.

"İyi mısın Eunsun? Su getireyim mi?" Endişeyle bana bakan Jungkook'a elimle 'iyiyim' işareti yaptım ve boğazımı temizleyip yutkundum.

Kaşları çatık bir halde yanımıza gelen Taehyung ise beni birazcık endişelendirmişti. Umarım olaylara bodoslama dalmazdı...

"Eunsun, tesadüfe bak sen de buradaymışsın?"

Sesindeki o ince iğneleyici tonu algılamıştım. Olabilecek yanlış anlaşılmayı gidermek için Taehyung'a oturması için masadaki boş sandalyeyi işaret ettim.

"Merhaba Bay Kim, siz derse gelmeyince bizi erken çıkarttılar, biliyorsunuzdur gerçi."

Saf ve hiç bir şey anlamayan bakışlarla bizi inceleyen Jungkook'u fark edince elimle işaret edip birbirleriyle tanıştırdım onları.

"Bay Kim bu benim anaokulundan arkadaşım Jungkook, okulumuza bu gün geldi ve Jungkook Bay Kim de bizim matematik öğretmenimiz."

Jungkook'a bazı detayları söylememiştim mesela sevgili olduğumuz gibi çünkü garip karşılayacağını düşünüyordum ve biliyordum.

İkili birbirine bakıştıktan sonra Taehyung'ın kaşlarında önemli ölçüde bir düzelme söz konusuydu. Rahatca nefesimi verip gülümsemiştim. Elini uzatan Taehyung,

"Demek arkadaşsınız ve okula bugün geldin, ne güzel. Tanıştığıma memnun oldum Jungkook." Dedi.

Jungkook da pek rahat olmasa da bir gülümseme attı ortaya ve Taehyung'ın elini sıktı.

"Ben de Efendim."

Ortada nedense garip bir gerginlik vardı. Jungkook yine normal davranışlar sergiliyordu fakat Taehyung'ın bakışları 'bunu sonra konuşacağız' emaresi taşıyordu.

UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ! LÜTFEN VOTE VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN! 💜

𝐓𝐄𝐀𝐂𝐇𝐄𝐑 ❦ 𝓣𝓪𝓮𝓱𝔂𝓾𝓷𝓰 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin