🌹41.BÖLÜM🌹

958 88 23
                                    

Yemeklerimizi yiyip biraz daha gezip eğlendikten sonra Taehyung'ın evine gitmiştik. Aklımda tek bir soru vardı, bundan sonra ne yapacaktım? Sanırım bu soru Taehyung'ın da zihnine yer edinmişti ki gözlerimiz buluşmuştu.

Aynı anda konuşmaya başladığımızda ikimizde susmuştuk ardından oluşan sessizliği bozarak ona devam etmesini söylemiştim.

"Eunsun şu an babana çok sinirlisin biliyorum fakat her şeyden önce o senin baban bunca yıldır yanında olan biri o yüzden bir anda böyle kestirip atmasan çok iyi olur. Ayrıca bende kalsan bile okula illaki gideceksin ve gitmelisin de, babanı okulda da göreceksin ve orada da mı kaçacaksın ondan? Ya da nereye kadar kaçacaksın?"

Dediklerinde haklıydı bu yüzden çaresizce başımı öne eğip ellerimle oynamaya başladım. Başımın usulca Taehyung'ın göğsüne yaslanması sonucu saatlerdir içimde tuttuğum göz yaşlarım akmaya başladı. Ağladığımı fark edince beni kendine daha da bastırarak sırtımı sıvazladı.

"Kaçmak istemiyorum zaten, tek istediğim karşı gelmemesi. Bu kadar sert tavır alması beni en çok üzen şeylerden biri zaten ve kendimi bu yüzden çok çaresiz hissediyorum."

Zar zor yutkunarak konuştuktan sonra hafifleyen ağlamam şiddetlenmişti. Babamın bir tavrıyla böyle darmaduman olacağımı bilmiyordum bile. İçimdeki dışlanmışlık duygusu ağlamamı körüklüyordu.

"Sakin ol Eunsun, istersen sana rahatlaman için papatya çayı yapabilirim?"

Başını hafif eğip tepkimi görmeye yeltendiğinde göz yaşlarımı silmeye çalışarak başımı salladım. Tam yanımdan kalkıp gidecekken eline yapışıp,

"Şey bir de çikolata getirir misin? Aşmam gereken sorun olduğunda çikolata yemek beni her zaman rahatlatmıştır."

Dedim başımı öne eğerek. Onaylayıcı bir ses çıkardıktan sonra yanımdan ayrılmıştı. Başım önümdeyken avuçlarımın arasındaki telefona odaklamıştım. Kafamda sürekli dönüp duran 'arasam mı?' sorusuna engel olamıyordum. Belki dışarıdan bakan biri için gurur olabilirdi bu fakat benim için değildi. Çünkü kalbim kırılmıştı. Tepki göstereceğini biliyordum ama bu kadar sert olacağını hiç düşünmemiştim.

"Dikkat et çok sıcak, ağzını yakma."

Taehyung'ın sesiyle irkilip başımı kaldırmıştım. Otuziki diş sırıtarak bana doğru geliyordu. En azından hayatımda onu gibi biri olduğu için mutlu olabilirdim. Mutluluğunda mutluluk bulduğum birisiydi benim için.

"Teşekkür ederim."

Duraklarım düz bir çizgi halini alırken elindeki fincanı ve çikolatayı aldım. Yanımdaki yerine tekrardan yerleşirken elimdeki çayı dökmemek için uğraşıyordum.

"Bir şeyler izlemek ister misin?"

Narin sesi kulaklarımı doldurduğunda göğsüne yasladığım başımı iki yana salladım.

"Sadece bir süre böyle kalmak istiyorum."

Söylediğimi kabul eder nitelikte mırıltılar çıkardığında iki elimle sıkıca tuttuğum fincandan bir yudum aldım. Şu an Taehyung'ın kollarında olmanın verdiği huzur çok güzel hissettiriyordu. Öyle ki buradan ayrılasım bile gelmiyordu. Hayatıma öyle bir anda girmişti ki başta çok çocukça davranmış olsam da başıma gelen en güzel şeydi o.

"Biliyor musun mezun olduktan sonra seninle ayrı bir eve çıkmayı düşünüyordum tabii kabul edersen fakat şu anki duruma bakılırsa bu tarihi öne çekmem gerekiyormuş gibi hissediyorum." Aklıma gelenle hiç düşünmeyip konuşuvermiştim.

"Sorman bile hata bence," Deyip kıkırdadıktan sonra konuşmaya devam etti.

"Benim yanımda istediğin kadar kalabilirsin fakat bu süreçte bence biraz babana da hak verelim. Hem belki yumuşar bir kaç gün içinde?"

Fincanı masaya bırakıp gözlerimi Taehyung'ınkilerle buluşturdum. Şu an aramızdaki mesafe bile umrumda değildi.

"Elbette ben de istiyorum yumuşamasını, bizi kabul etmesini fakat ya uzun bir süre böyle giderse? Nasıl her gün aynı evde kalıp yüz yüze gelmemize rağmen normal kalabileceğiz?"

Kollarını iki yana açıp beni iyice sarıp sarmaladı."Ben inanıyorum her şey düzelecek sen dert etme. Hatta yapmam gereken ne varsa yaparım da."

Yüzüme buruk bir gülümseme yayıldı. Aklımda binlerce kez çıkmaza doğru giden saçma sorular vardı. Gözlerimi kapatıp zihnimi boşaltmaya çalıştım.

"Taehyung çok yorgun hissediyorum uyuyalım mı?"

Dediklerime itiraz etmeden beni kucağına alıp merdivenleri birer birer çıkmaya başladı. Ani hamlesi yüzünden ağzımdan ufak bir çığlık kaçsa da ardından ikimizin kahkaları arasında kaybolup gitmişti bile.

Odasına geldiğimizde beni kucağından indirip dolabına yöneldi. Rafları karıştırırken ben de yanına ilerleyip ondan önce bir tane uzun tişörtü kapmıştım.

"O kadar aramana gerek yoktu."

Deyip kıkırkadıktan sonra banyoya gittim ve üzerimdeki okul üniformasını çıkartıp elimdeki tişörtü giyindim. Çıkardıklarımı güzelce katlayıp içeriye dödüğümde Taehyung da tişörtünü giyiniyordu. Elimdekileri bir kenara bırakıp yatağın ucuna oturup Taehyung'ın gelmesini bekledim. Ama o aksine kapıya yöneldiğinde kolundan tutup durdurdum.

"Nereye?"

"Aşağıda yatacağım ben sen burada rahat rahat uyu."

Düşünceli davranması çok hoştu ama şu an tek kalabilecek kafada ve ruh halinde değildim.

"Gitme, beraber uyuyalım."

Eline sıkıca sarılıp kendime doğru çektim. İtiraz etmesine olanak vermeden beline sarıldım.Güldüğünü karnının kasılmasından algılayabiliyordum.

"O zaman ışığı kapatayım."

Işığı kapatması için serbest bırakıp yataktaki yerimi alırken komodinin üzerindeki küçük abajuru yaktım. Yanıma uzandığında ona biraz daha sokulup gözlerimi kapattım.

"İyi geceler." Deyip saçımı öptüğünde dudaklarım yukarı kıvrıldı.

"İyi geceler."

Umarım beğenirsiniz! Lütfen yorum ve oylarınızı eksik etmeyin hepinizi çok seviyorum!

𝐓𝐄𝐀𝐂𝐇𝐄𝐑 ❦ 𝓣𝓪𝓮𝓱𝔂𝓾𝓷𝓰 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin