29. Bölüm - Ayna

337 37 65
                                    

Dediğim şeyle Gökhan'ın vücudu kaskatı kesildi.

Boynuma çarpan sıcak nefes beni sersemletirken Gökhan "Öyle deme Kayra, iyi olman için elimden geleni yapacağım." dedi. Yüzümdeki yarım yamalak gülümsemeyle "Bundan şüphem yok. Ama bazen olmayacak şeyler karşımıza çıkıyor hayatta." dedim. Ben iyileşemezdim artık. O sesler yaşamımın sonuna kadar var olacaklardı. Ürkütücüydü.

Uzun bir süre ne o konuştu ne de ben. Bu geç saatte uyumam lazımdı ama içimde bir korku vardı. Ya bir daha kabus görürsem. Ve işin kötü tarafı ben uykudayken kabus olup olmadıklarını anlayamıyordum. Beni düşüncelerimden çıkaran Gökhan'ın "Buradan kurtulunca ne yapmayı düşünüyorsun?" diyen fısıltısı oldu. Kurtulacak mıydık? Cidden? O ne kadar bana, bende aileme söz versemde burdan kurtulamayacaktık. Kabuslarım bunu düşünmemi sağlıyordu.

Histerik bir şekilde güldükten sonra "Herhalde ilk ailemin yanına giderdim. Çok özledim onları. Mert ve Defne de öyle yaparlar. Ama sonrasını düşünmedim." dedim. Gökhan boynumdan başını kaldırıp "Beni ailenle tanıştıracak mısın?" diye sorduğunda ne diyeceğimi bilemedim. Birden tüm vücudumu heyecan kapladı.

Ben Gökhan'ı nasıl tanıştırayım ki? Hem annem ve babam nasıl tepki verirlerdi? Evin tek çocuğuyum, tek kızıyım. Annemin olumlu veya olumsuz yönde hangi tepkiyi vereceğini kestiremiyordum. Ama babam kesinlikle huysuzlanırdı. Çünkü babamla aramda çok güzel bir bağ vardı. Bazen annem bile bizi kıskanırdı. Fakat ikisi de benim mutluluğumu isteyecektir, bundan eminim.

Gözlerimi Gökhan'ın mavi gözlerine çevirip "Tanıştırırım. Ama sen buna hazır mısın?" dedim muzipce. Gökhan bana göz kırpıp "Ne kadar zor olabilir ki?" dedi. Yüzümdeki sırıtma daha da genişlerken "Aa, deme öyle. İlk başta annemin gözüne gireceksin, sonra da babamın güvenini kazanacaksın. Yalnız araya Mert de kaynaşabilir, sağı solu belli olmuyor onun. İzmir'e dönünce seni orda da denemek isteyebilir. Hem ben evin tek kızıyım, üstelik tek çocuğuyum. Kolay kolay ikna edemezsin ailemi." dedim alaylı bir şekilde.

Gökhan bir eliyle saçlarını savurarak "Benim gibi yakışıklı birisini hemen kabul ederler, sen merak etme." dediğinde bende "Beni ne doktorlar ne mühendisler istedi de vermediler. Yakışıklılıkla iş halledilebilseydi onlara verirlerdi." dedim sinsice. Biraz kandırmacadan zarar gelmezdi. Değil mi? Gökhan kaşlarını çatarak "Bende mühendisim." dedi. Tek kaşımı havaya kaldırarak "Doktor?" diye sordum.

Gökhan biraz düşündükten sonra kafasına yeni dank etmiş olacak ki sinirli bir şekilde "Lan! Sizin bölümde mi o -" dediği sırada ağzını kapattım. Çünkü küfredeceğini biliyordum. Gözlerimi büyülterek "Gökhan saçmalama tabi ki de yok öyle biri. Hem olsa bile sence Mert bana yaklaşmasına izin verir mi?" dedim. Elim hâlâ Gökhan'ın ağzındayken gözlerini uzunca kapatıp açtı ve avuç içime öpücük kondurdu. Sağ elimi dudaklarının üstünden çektikten sonra yanağına yasladım.

Gözlerimi merakla maviliklerine çıkartarak "Sen ne yapacaksın?" diye sordum. Gökhan derince bir nefes çektikten sonra "İzmir'den Bursa'ya dönünce babamla konuşurum. Söylediği teklifi kabul edeceğim. Hem," dedi ve sırıtmaya başlayıp "Annem seni çok sevecek." diyerek sözünü tamamladı. Annesi mi? Beni mi? Şu an galiba utanmıştım, galiba değil kesin utandım. Yoksa vücudumu saran bu yanma başka hiçbir şeyi kanıtlayamazdı.

Başımı yastığa bastırırken Gökhan gülerek "Utangaç sevgilim benim." dedi. Kalbim kullandığı kelimeyle hızlanmaya başladığında midem karıncalandı. Hızlı hızlı nefesler alıp verirken "Gökhan uyuyalım mı?" diye sordum. Gökhan bir elini belime sarıp diğer elini saçıma götürdü ve alnıma uzunca bir öpücük bıraktı. Burnunu burnuma sürterken "İyi uykular bi' tanem." dedi. Kalbim hâlâ hızlı atıyordu, şimdi bir de bunu deyince herhalde dışarı fırlayacaktı.

İstila UçuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin