Bir ay sonra, herkes için iyi gelebileceği düşünülen o kış balosunun günü gelip çatmıştı. Peterson Lisesi'nde Eleanor Gilbert ve Michael Clifford haricindeki herkes, baloya katılım göstermişti. Düşünülen sıkıcılıkta olmasından ziyade, herkes tahmin etmediği kadar eğleniyordu. Soğuk bir kış akşamında kapalı spor salonunun içine tıkıştırılmış, deliler gibi eğlenen kırk beş son sınıf öğrencisi, ilk defa burada olmaktan mutlu görünüyordu.
Athena, kötü günleri arkasında bırakabilmek için herkesten daha fazla emek göstermek zorunda kalmıştı. Babasıyla arasını çabuk toparlayacağını biliyordu, hep öyle olurdu zaten. Çok nadir kavga ettikleri gibi, kavga ettiklerinde de arayı hızlı toparlamasını iyi bilirlerdi. Dolayısıyla babası yönünden bir sıkıntı yaşamamamıştı.
Annesiyle arasındaki sıkıntıları bitirmekte nereden başlaması gerektiğini bilmiyordu. Bir ay önce, odasında da söylediği gibi; ikisi de bir adım atmak istiyordu fakat bu adımın hangi noktadan atılacağını kestiremiyorlardı. O kadar fazla konuşulması gereken şey vardı ki...
Fakat tüm bunlara rağmen Olivia Rowlen, kızıyla arasını gerçekten toparlamak istiyordu. Yaptığı onca yanlışın bedelini kızıyla ödemekle yüz yüze geldiği koca bir altmış yedi saatten sonra, aile olmanın, hatta dürüst olmak gerekirse anne olmanın önemini sıkı sıkıya kavradığını düşünüyordu. Tabii, Calum onunla konuşmuş olmasaydı belki de dengeler bugün olması gerektiği düzene erişemeyecekti.Athena annesine bir şans vermek istiyordu. Ne yapabilirdi ki? O her şeye rağmen annesiydi. Calum'ın söylediklerini unutmadan ama kendisini çok çabuk da koyvermeden, ufak adımlar atacağı konusunda anlaşmışlardı. Carlson ve Luke'un destekleri haricinde, Calum Athena'nın hayatında olduğundan çok daha büyük bir önem kazanmıştı. İleride birlikte olamasalar bile, omzunda onu, aklında düşüncelerini taşıyarak yoluna devam etmesi gerektiğini biraz olsun aklından çıkartmayacaktı.
Bir de... bütün bunlara ilaveten çok daha beklenmedik bir şey olmuştu.
Eleanor Gilbert, okuldan kaydını aldırıp özel bir liseye geçmeden önce tüm grubun karşısına çıkıp yaptıkları için özür dilemişti.
Carlson'ın ölse onu affetmeye niyeti yoktu. Athena'ya değmeyecek bir erkek için yaptıkları yüzünden Eleanor'a cehennem ateşilerinden daha fazla kızgındı. Michael'a kör kütük aşık olmak Eleanor için de pek gurur duyulası bir şey sayılmazdı en nihayetinde. Ama olanların gerçekleşmesini zamanı geriye sararak engelleyemeyeceğini söylemişti.
Luke ve Calum bu konuda sessiz kalmayı tercih etmişlerdi, çünkü aslına bakarsanız kızlara yapılan saygısızlıklar haricinde hiçbir zaman direkt olarak Eleanor'dan karşı atak görmemişlerdi. Kızların kararına göre hareket etmek konusunda hemfikir olup, geriye çekilmişlerdi.Athena ise her zaman bağışlayıcı olan taraf olmaktan yorulsa da, gönülsüz bir şekilde onu affettiğini söylemişti. Sadece içinin rahatlamasını istiyordu. Bir daha bu insanları görmek değil. Gördüğünde içinin rahatsız olmasını ve o kötü günleri tekrar hatırlamayı değil. Bazı şeyler yalnızca olması gerektiği gibi serbest bırakıldığı zaman sizin yakanızdan da düşebilirdi. Athena da böyle düşünüyordu. Gerçekten, yürekten bir şekilde Eleanor'u affedeceğinden değildi. Sadece bu meselelerin bir daha açılmamak üzere kapanmasını istiyordu.
Carlson, Luke'un omzuna zıplayıp dans pistinden indi. Luke onu dikkatle sırtına alıp koşarak Athena ve Calum'ın oturdukları masaya geldiler. Carlson'ın kıvırcık saçlarını hiçbir şekile sokmak mümkün olmamıştı. Aaron saatlerce o kıvırcık saçları bir şekilde toplamayı ve tokayla tutturmayı denemişti. Ama denedikçe Carlson'ın saçları daha çok kabarmıştı. En sonunda böyle gitmek istediğine karar vermişti ve şimdi, Luke'un kravatını alnının etrafına bağlamıştı. Deliler gibi kapalı spor salonunun içinde dans eden insanların arasından geçip kalabalığı aşarak Athena ve Calum'ın yanlarına geldiklerinde, Carlson kendisine asla yakıştırmadığı topuklu ayakkabısıyla Calum'ın dizine vurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valentine || hood
FanfictionAthena Dawson, iki doktor ebeveyninden birinin eşcinsel oluşuyla yaşadıkları ayrılığın çalkantılı sularında boğulmak üzere olan bir lise son sınıf öğrencisidir. İngiltere'deki düzenini tamamiyle bırakıp babası ve sevgilisiyle New York'a taşınır. Ha...