Komodinimin üzerinde uykumun tatlılılığından beni acımasızca çekip çıkarmak istercesine çalan telefonumun titreşimine uyandım. Yüzüstü yattığım yastığımdan başımı kaldırıp sağ tarafıma dönerek titredikçe konumu değişen telefonumu gözlerimi kısarak el yordamıyla bulduğumda kim olduğuna bakamadan aramaya yanıt verdim.
"Her kimsen," diye söze başladım. "Saat sabahın kaçı senin haberin var mı?"
"Luke'u geberteceğim. O adi hergeleyi doğduğuna pişman edeceğim-"
"Carlson?"
Pekala, gecenin bir vaktinde en yakın arkadaşınızdan alacağınız telefonda diğer yakın arkadaşınızı öldürmekle ilgili savurduğu korkutucu tehditleri duymak çok da normal sayılmazdı.
Alnımı ovuşturarak yatakta dizlerimin üzerinde doğruldum. Üst kattan babamların telefon konuşmamı duyacaklarını zannetmiyordum ama yine de elimden geldiğince kısık sesle konuşmaya çalıştım.
"Kötü bir şey mi oldu?"
Umarım Luke, damdan düşer gibi her şeyi itiraf etmemiştir.
"Athena beni bu sefer sakın durdurmaya kalkma. Çünkü Thanos'un mu yoksa Carlson'ın mı yumruğunun daha etkili olduğunu öğrenmesi gerekiyor!"
"Bir saniye, Carlson-" aklımı toplamaya çalışıyordum. "Biraz nefes al ve önce ne olduğunu anlatmaya başla."
"Anlatmayacağım!" diye hattın karşısında bağırdı. Ama sesi biraz fazla... yakından duymuştum. Yankılanmak gibi değildi-
"Carlson?"
Yatağımdan aceleyle kalktım. Her gece kilitleyip perdesini sonuna kadar kapattığım balkonuma yönelirken Carlson hala Luke'a ağza bile alınmayacak küfürler ediyor, onu öldürmek yerine süründürmeyi tercih ederse daha fazla zevk alacağından bahsediyordu. Balkon kilidini açmaya çalışırken onu dinleyemediğimin farkındaydı, yalnızca kendi kendine söyleniyordu.
Kapıyı açıp telefonu hala kulağımda tutarken eğilip aşağıya baktım. Tam o sırada benimle aynı anda Carlson başını kaldırdı ve göz göze geldik.
"Sen ne yapıyorsun bu saatte?"
"Onu öldür-"
"Onu anladım!" bir elim telefonu dikkatle tutarken diğer elim balkon demirlerini kavramıştı. "Bu saatte seni bu kadar çıldırtacak ne yaptı ve neden arka bahçemdesin?"
"Anlatacağım. Ama arabaya ihtiyacım var, hem de hemen."
"Carlson-"
"Athena ben gerçekten çok ciddiyim. Luke'un burnunu kırdığımdan emin olmadan uyuyamayacağım."
Sabırla nefes aldım. Parmaklarımı saçlarımın arasından kaydırırken "İyi ama niye?" diye sordum. Luke'un aptalca bir şeyi yapıp bütün duygularını Carlson'a anlatmış olabilme ihtimali aklımdan çıkmıyordu. Belki bu Carlson'ı birazcık kızdırabilirdi çünkü eğer ki Luke'a karşı bir şeyler hissetmiyorsa, arkadaşlıklarından mahrum olmak zorunda kalacakları gerçeğini sindiremiyor olabilirdi.
Ama o zaman bile bu kadar öfkeleneceğini zannetmiyordum.
"Bak, ister gel ister gelme. Ben oraya gidiyorum-"
"Tamam, Tanrım!" işaret parmağımı dudaklarıma götürüp sessiz olmasını istedim. Muhtemelen gizli bir şey yapmamız gerekecekti ve... babamların uyanması işimize yarayabilecek en son şeydi.
"Ne yapmamı istediğini söyle. Seni elbette yalnız bırakacak değilim."
"Araba," dedi Carlson sinirle solurken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valentine || hood
FanficAthena Dawson, iki doktor ebeveyninden birinin eşcinsel oluşuyla yaşadıkları ayrılığın çalkantılı sularında boğulmak üzere olan bir lise son sınıf öğrencisidir. İngiltere'deki düzenini tamamiyle bırakıp babası ve sevgilisiyle New York'a taşınır. Ha...