Emre, ertesi gün fakülteye tekrar geldiğinde Zeynep'in yanına gelip:
-"Selam"-"Selam" dedi. Ve Emre lafa tekrar başlayıp:
-"Dün gecen nasıldı?"
-"Berbat. Hiç uyuyamadım."
Umut:
-"Ben de. Gözlerim mosmor."Emre:
-"Ben de sizden farklı değilim" dedi. Sonra Aslı yanlarına gelip:-"Merhaba. Dün gece uyuyabildiniz mi?" diye sordu.
Zeynep:
-"Hiçbirimiz uyuyamadık. Sen?"-"Ben de uyuyamadım. Sanki gözlerimi kapadığım anda biri beni öldürecek gibi hissettim."
Umut:
-"Ben de öyle hissettim."Emre:
-"Tahtayı ne yaptın peki?"Zeynep:
-"Hiçbirşey."Aslı:
-"Hiçbirşey mi? Yakmalısın onu."Zeynep:
-"Hayır yakarsak gerçek laneti üzerimize alırız."Umut:
-"Ne yapacağız peki?"Zeynep:
-"Ouija'dan kurtulmak için 7 parçaya bölüp onu gömmemiz lazım."Emre:
-"Nereye gömeceğiz?"Zeynep:
-"Bu gece Aydos ormanına gömeceğiz."Umut:
-"Gömeceğiz? Hep birlikte yani?"Zeynep:
-"Aynen öyle."Aslı:
-"Gece olmaz."Zeynep:
-"Gece dediğime bakma. Saat 9 gibi ya Umut'un ya da Emre'nin arabasına binip gideceğiz."Emre:
-"O zaman 9 gibi benim evin önünde buluşuruz."Zeynep:
-"Tamam. Gidene kadar yarım saat falan geçer zaten." dedi. Ve içeri hocaları girerek derse başladı.~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Başak evinden ayrılıp Aydınlık'a gitti. Aydınlık'ta son gününü geçirecekti. Mesaisi bitince de istifa edecekti. Bir daha geri gelmemek üzere. Ama bağı kesilir mi onu bilemezdi.
İstifasını direkt Mehmet'e söyleyecekti. Mehmet'in sinirleneceğini biliyordu ama artık Aydınlık'ta daha fazla kalmak istemiyordu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Emre fakülteden çıktıktan Aslı ile beraber Aslı'nın evine gittiler. Aslı, projeyi anlatırken, Emre de projeye başlıyordu. Projelerinde ilerleme kaydettikten sonra projenin bugünkü kısmını bitirdiler. Proje bittikten sonra Emre:
-"Saat 9'a geliyor. Üstünü değiştir de hemen çıkalım." dedi. Aslı da 'tamam' anlamında başını sallayıp odasına girdi.Aslı, odasında üstünü çıkardıktan sonra o halde Emre'nin yanına gelip:
-"Bana mı seslendin?" dedi.Emre 'yok, hayır' dedi. Fakat Aslı'yı öyle görünce ayağa kalkıp Aslı'nın yanına gitti. Ve onu öpmeye çalıştı. Başarılı da oldu. Aslı ve Emre arasında kıvılcım oluşuyordu. Emre, Aslı'yı kucağına alıp koltukta devam ettiler. Emre, önce tişörtünü sonra da pantolonunu çıkartarak işi daha ileriye götürdü.
Yakınlaşmalarını ileriye götürmüşlerdi ki Emre'nin telefonu çaldı. Arayan Umut'tu. Telefonu açtığında Umut:
-"Nerdesin"
-"Ooh, unuttum ben. Aslı ile beraberim. Bekleyin 10 dakikaya ordayız."
-"Yanlış zamanda aradığımın farkındayım ama çabucak gelin" diyerek telefonu kapadı. Emre ve Aslı kıyafetlerini giyip arabaya bindiler.
Arabayla Zeynep ile Umut'u aldıktan sonra Aydos'a vardılar. Aydos'a vardıklarında Umut ve Emre bagajdan kazma kürek alıp ormanın derinliklerine doğru yürüdüler. Ormanda gece karanlıkta hiçbirşey gözükmüyordu. Bu yüzden ormanın ortasına geldiklerinde Emre ve Umut çukur kazmaya başladılar.
Toprakta 1 metreye yakın çukur kazdıktan Zeynep, ouija tahtasını çıkardı. Önce göstergeyi çukura attı. Sonra da ouija'yı kırıp bir parçasını toprağa attı. Parçayı attıktan sonra Emre sonra Umut sonra da Aslı birer parça daha kırıp attılar. Kalan 3 parçayı da Zeynep kırdıktan sonra çukurun üstünü toprakla kapadılar. Çukura son toprak atılmıştı ki ormanın derinliklerinden çığlık sesleri yükselmeye başladı. Zeynep:
-"Bakmalı mıyız?"
Umut:
-"Saçmala! Hemen gidelim burdan"Zeynep:
-"Ya gerçek yardım çığlığıysa?"Emre:
-"Geride durun. Biri geliyor" dedi.
Kahverengi gür saçlı, pembe hırkalı ve lacivert desenli elbisesi olan bir kadın karnını tutup 'yardım edin' diye bağırıyordu. Sonra yanlarına yaklaşıp Umut'un kolundan tutup:
-"Lanetim ölene kadar üzerinizde" dedi.Başta Umut olmak üzere 4'ü de bu lafı duyduktan sonra koşmaya başladılar. Koşuyorlardı. Arkalarından kadının kahkaha sesi yükseliyordu. Gittikçe yaklaşan kahkaha sesi. Kaçarken Aslı ayağını taşa vurup incitmişti:
-"Ahh! Yardım edin." diye bağırdı.Umut arkasına bakmadan koşarken Zeynep ve Emre duraksadılar. Emre, cebinden araba anahtarını Zeynep'e atıp:
-"Koş ve Umut'a ver. Biz arkanızdan geliriz." dedi. Zeynep 'tamam' anlamında başını sallayıp koşmaya devam etti.Emre, arkasına baktığında kadının onlara doğru koştuğunu, elindeki kürekle kahkahaya devam ettiğini gördü. Aslı'yı kucağına alıp koşmaya başladı. Aslı ile beraber yavaş koşuyordu ama Aslı'yı burada bırakamazdı.
Arabaya gelmişlerdi. Hemen arka koltuğa oturup Umut'a sürmesini söyledi. Umut arabayı son hızla sürmeye devam etti. Arkalarına baktıklarında kadın son kahkahasını atıp ormana koştu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Başak, işi bittikten sonra Mehmet'in yanına çıkıp:
-"Müsait misiniz"-"Ne söyleyeceksen hızlı söyle"
Başak elindeki kağıdı Mehmet'e uzatarak:
-"Bu benim istifa dilekçem" dedi.Mehmet, istifa lafını duyunca gözleri açılmıştı:
-"İstifa ha! Hele ki şu haftada"-"Biliyorum. Ama artık burada daha çok duramayacağım"
-"Yok öyle dünya! Eşek gibi çalışacaksın!"
-"Hayır! Bir daha bu lanet yere geri dönmemek üzere gidiyorum" diyerek kapıdan çıktı. Arkasından da Mehmet çıkarak aralarında koşturma başladı.
Başak hızlıydı ama Mehmet ondan daha hızlıydı. Mehmet, Başak'ı 2.kat merdivenlerinde yakalamıştı. Kolundan tutup Başak'ı kendine çevirdi. Başak, Mehmet'in kollarına tüm gücüyle vurup kollarını üstünden çekti. Fakat bunla kalmadı. Mehmet sendelenip merdivenlerden yuvarlanmaya başladı. Mehmet'in her basamakta canı biraz daha fazla acıyordu. Başak'ın ise korkudan ve şaşkınlıktan ağzı açık kalmıştı.
Mehmet yere düştüğünde kafasında kanama başlamıştı.
