PALYAÇO Bölüm 52 "Konferans"

136 25 0
                                    

Orta şekerli Kasım günleri geride kalmış, soğuk Aralık günleri başlamıştı. Dışarda yağmur yağıyordu. İnsanlar yağmurdan kaçmıyorlardı. Çünkü, yağmur hafif yağıyordu.

Üniversitede telaş vardı. Gönüllüler, konferans salonuna iniyordu. Konferans salonunda söyleşi olacaktı. Umut'un anne ve babasının vereceği konferanstı.

Başak ve Burcu hazırlanmış, Zeynep'i bekliyorlardı. Başak ve Burcu, Umut'un ölümünden sonra kendilerini çabucak toparlamışlardı. Zaten Umut ile çok yakın da değillerdi.

Zeynep ise onlardan farklı bir durumdaydı. Umut'un ölümünden sonra kendini bırakmıştı. Son 1 haftadır yeni yeni kendine geliyordu. Umut'un ailesini de kaçırmak istemiyordu.

Zeynep, üstüne siyah bir elbise giyip aşağı indi. Burcu ve Başak onu gördükten sonra beraber evden ayrıldılar. Başak, arabasını garajdan çıkardı. Burcu ve Zeynep'in önüne getirdi. Onlar da bindikten sonra yola koyuldular.

Emre konferans için hazırlanıyordu. 3 hafta geçmişti. Spor salonundaki kavgadan. O günü hiçbiri unutmayacaktı. O olaydan sonra hepsini hastaneye götürdüler.

Musa da çok hasar yoktu. Bu yüzden hastaneden ilk çıkan o olmuştu. Emre ise hastanede 2 gün yatmıştı. İyileşip çıkmıştı. Oktay 3 gün kalmıştı hastanede. İyileştiği gün evinden de taşınmıştı. Nereye gittiğini kimse bilmiyordu. Selim ise hastanede 2 hafta kalmıştı. Çok kan kaybetmişti. Ölmek üzereydi. Doktorlar ellerinden geleni yapmışlardı. Selim, yoğun bakıma kaldırılmıştı. Orada gözetim altında tutulduktan sonra da evine gönderilmişti.

Emre üstüne siyah sweat'ini ve siyah pantolonunu giymişti. Sonra da konferans için dışarı çıkmıştı. Arabasına bindi. Arabasını çalıştırmaya çalıştı. Ama çalışmadı. Benzini bitmişti. Emre, saatine baktı. Benzinliğe giderse çok fazla vakit kaybedecekti. Bu yüzden yürümeyi tercih etti.

Hızlı hızlı yürümeye başladı. Umut'un ailesini kaçırmak istemiyordu. Onların, oğullarıyla ilgili neler söyleceklerini hemen hemen tahmin edebiliyordu. Hatta dün gece Umut'un babası Emre'yi arayıp konferansta ne söyleceklerini, Emre'ye söylemişlerdi. Ama yine de orada olmak istiyordu.

Zeynep, Başak ve Burcu konferansa varmışlardı. Konferansta  üniversite öğrencileri vardı. Salon büyüktü. Umut'un ailesi daha gelmeden yirmi kişi gelmişti.

Umut'un ailesi varlıklı bir aileydi. Biraz da bu yüzden birçok kişi gelmişti. Zeynep, Başak ve Burcu salonun ön koltuklarından birine oturdu.

Zeynep:
-"Nerede kaldı bu Emre?"

Başak:
-"Ben onu ararım" dedi ve telefonunu çıkardı. Telefonundan Emre'yi aradı.

Emre, yolda hızla yürürken telefonu çaldı. Hızlı bir şekilde telefonu açayım derken telefonu elinden düşürdü. Emre 'hass...' dedi ve telefonu yerde aldı. Telefonu kapanmıştı. Açmayla uğraşamam diyerek telefonu cebine koydu.

Başak, Emre telefonu açmayınca Zeynep'e:
-"Açmıyor" dedi.

Zeynep aldırış etmeden salona göz çevirdi. Salon dolmuştu. Umut'un tanımadığı kişiler bile bu konferansa gelmişti. Zeynep, Umut için bu kadar kişinin gelmesine sevinmişti.

Salon dolduğu sırada içeri Umut'un anne ve babası girdi. Salon sessizleşmişti. Salondaki herkes, Umut'un anne ve babasına kulak kabartmıştı.

Konferansta bunlar olurken dışarda yağmur yağıyordu. Yağmurun etkisiyle Emre, ıslanıyordu. Her ne  kadar ıslansa da o konferansa yetişmek için koşuyordu. Pantolonunun paçaları çamur oluyordu. Ama bu önemli değildi. O konferansa gitmeliydi.

Konferansta Umut'un babası:
-"Öncelikle hepiniz hoşgeldiniz" dedi. Salonunun yarısı alkışlarken diğer yarısı birşey yapmadı.

Umut'un annesi:
-"Biz Umut için buradayız. Umut'un nasıl kötü bir zaman geçirdiği için buradayız." dedi. Bir an duraksadı. Kocasının yüzüne baktı. Kocası, tebessüm etti. Kadın da devam etti:

-"Umut'un son zamanlarında yanında değildik. Onu biraz aksatmıştık. Şirkete önem vermiştik." dedi ve sözü kocasına bıraktı:

-"Şirket 1 sene önce batağın ucundaydı. İçimizde hain vardı. Çalışanlarımızdan birinin ihanetine uğramıştık. Araştırarak o ihaneti bulduk. Ve hapse gönderdik. O gittikten sonra şirket yükselme dönemine girdi. Şu an da öyle." dedi ve karısı Umut için araya girdi:

-"Umut, bize pek bir şey anlatmazdı. Genelde arkadaşlarına anlatırdı. Bizde üstüne çok gitmezdik." dedi.

Konferansta söyleşi başlamışken yağmur azalmaya başlamıştı. Fakat hala yağıyordu. Emre koşmaktan yorulmuştu. Hızını düşürmüştü. Paçaları çamur olmuştu.

Umut'un anne ve babası, Umut hakkında birkaç şey daha söyledi. Sonra burs verdikleri öğrenciler ve eğitim hakkında konuştular. Onlar konuşurken Zeynep dikkatle dinliyordu. Başak ve Burcu da dinliyordu. Zeynep kadar dikkatli dinlemeseler bile.

Umut'un babası konuşmasını bitirmeden önce etrafına göz gezdirdi. Pencereden Emre'nin koşarak geldiğini gördü. Konferansta Zeynep'i gördü. Başak ve Burcu'yu da. Son sıralara oturmuş Musa'yı da gördü. Burslu öğrencilerini de gördü. Selim'i de görmüştü.

Umut'un babası etrafına göz geçirdikten sonra:
-"Umut'un evini biz kullanmayacağız. Evin içinden oğlumuzun birkaç eşyalarını aldık. Ve o evi içinizden birine vereceğiz. Yarın o evin önünde anahtar teslimi yapacağız. Dinlediğiniz için teşekkürler." dedi ve dışarı çıktılar.

Umut'un babasının 'evi içinizden birine verdim' sözü konferansta uğultuya neden olmuştu. Burcu ve Başak, evin Zeynep'e verildiğini düşünmüştü. Zeynep ise evin, Emre'nin anlattığı olaylardan sonra Musa'ya verildiğini düşünmüştü. Musa ise evin, Emre'ye verildiğini düşünmüştü. Selim de Zeynep'e verildiğini düşünmüştü. Konferanstaki bazı burslu öğrenciler ise kendilerine verildiğini düşünmüştü.

Umut'un anne ve babası dışarı çıkarken Emre'yi gördüler. Emre soluk soluğa:
-"Ah kaçırdım mı!?"

Umut'un babası:
-"Evet, öyle. Ama yetişmek için baya koymuşsun"

Emre:
-"Evet. Çok istiyordum sizi tekrar dinlemek "

Umut'un babası:
-"Evet biliyorum. Ama zaten sana telefonda söylemiştik. Gel sen bizle seni evine bırakalım."

Emre:
-"Yok, yürürüm ben" dedi.

Umut'un babası:
-"Bin hadi. Hem yolda ne olduğunu anlatırsun" dedi.

Umut bu tekliften sonra arabaya bindi. Arabada Umut'un anne va babasıyla konuştu. Arabasının benzininin bittiğini anlattı.

5 dakika sonra evine varmıştı. Arabadan indi. Evine girdi. Evine girdikten sonra ilk yapacağı iş üstünü değiştirmek olacaktı.

Palyaço : Korku Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin