PALYAÇO Bölüm 32 "Saklanan Gerçek"

153 38 2
                                    

Emre artık içinde tutamayacağını biliyordu:
-"Tamam, anlatacağım. Ama önce arabaya binmeliyiz." dedi.

Zeynep ve Emre arabaya binip evlerine doğru yol aldılar. Emre arabaya bindikten sonra da konuşmadı. Zeynep, Emre'nin sessizliğine sinirlenmişti:
-"Ee, neye susuyorsun?"

Emre düşünceli bir tavırla:
-"Nereden başlayacağımı düşünüyorum"

-"En başından. Üniversitede kızın öldüğü günden."

-"Tamam. Başlıyorum."dedi Emre. Derin nefes alıp anlatmaya başladı:

-"Olayın olduğu gün tek görgü şahidi bendim. Ve katilin hippi karavanıyla kaçan bir palyaço olduğunu söyledim. Polisler karavanı da palyaçoyu da aradılar ama ikisini de bulamadılar."

-"Gerçekten palyaço mu öldürmüştü?"

-"Evet. Kesinlikle. Herşey o ölümle başladı. Olayın yaşandığı gece evde uyuyamamıştım. Ve pencereden içeriye far lambası yansımıştı. Kim diye baktığımda hippi karavanı ve palyaçoydu. Polisi arayacaktım. Fakat arayacağımı anladığı an gitmişti. Ben de o gece uzun uzun düşündüm. Ve bir tabanca almaya karar verdim. Ertesi gün bir dükkandan tabanca aldım. Ve tabancayı satın aldıktan birkaç saat sonra karakola götürüldüm. Orada beni Koray sorguya çekti."

-"Koray? Hani ouija'da katilini bulacağımız Koray mı? Arkadaşım demiştin!"

-"Evet. O Koray. Koray ile aramızda sonradan bir dostluk bağı kuruldu. Bunu anlayacaksın. Koray beni sorgularken, dün geceki başkomiser Anıl beni hapse takmak için elinden geleni yaptı. İşlemediğim suçu üstüme attı. Fakat Koray benim suçsuz olduğumu biliyordu. Bu yüzden beni Aydınlık'a kapattılar. Akıl hastanesi olan. Orası dünyadaki en kötü yer. Koray, beni 1 hafta sonra oradan çıkaracaktı. Kimseye belli etmeden. Fakat 1 hafta sonra ölüm haberi geldi."

-"Nasıl çıktın peki?"

-"Beni oradan Başak çıkardı. Üniversitedeki Başak. Onla Aydınlık'ta tanışmıştık."

-"Başak hasta mıydı?"

-"Hayır, hayır. O Aydınlık'ta hemşireydi. Sonra istifa edip eğitimine devam etmeye başladı. Aydınlık'ta herşey üstüme geliyordu. Orada dayak yedim, elektroşok yedim, küfürler yedim, ruhlarla belki de yalancılarla konuştum... Leş bir odada ömür boyu duracaktım. Koray ile bağımız da burada başladı. Tüm telefon görüşmelerinde onla görüşmüştüm."

-"Akıl Hastanesinde olduğundan kimlerin haberi vardı?"

-"Sadece Koray'ın ve karakoldakilerin. Kimseye söyleyemem gerekiyordu. Aydınlık'ta herşey üstüme üstüme gelirken mutfaktan aldığım bıçak aklıma geldi. O bıçakla intihar ettim. Öyle bir psikoloji içindeydimki bunu yaptım. Ama başaramadım. Bıçağı saplamaya başladıktan sonra içeri Başak girdi. Bana engel oldu. Eğer Başak, içeri girmeseydi şu an burada olamazdım."

-"Nasıl çıktın peki?"

-"Başak sayesinde. Beni Koray'ın cenazesinde usta bir planla kaçırdı. Aydınlık bu kaçırılmış olayını örtbas etmeye başarmıştı. Aynı gün Aydınlık'ta bir hasta ölmüştü. Öldürülmüştü. Onun cesedini ikiye parçalayıp yarısını benim cesedim gibi göstermişler. Sonra da zaten sizin yanınıza geldim."

-"Palyaço hala peşinde mi?"

-"Evet, peşimde. Geçen gün evime kadar girmişti. Evet böcek kamera yerleştirmiş. Kameraları temizlemeye başladılar. Ve ben de kalacak yer için Umut'a gittim. Sonra sen aradın ve karakola geldim."

-"Ben de kalabilirsin."

-"Çok sağol." dedi Emre.

Ve Zeynep'in evine varmıştılar. Zeynep kapıyı açmaya giderken Emre'de bagajdan kıyafetlerini koyduğu küçük siyah valizini indirdi. Ve Zeynep'in çığlığıyla koşturarak yanına gitti.

Zeynep kapıyı açtığında çığlık atmıştı. Çünkü evindeki tüm eşyalar devrilmişti! Perdeler sonuna kadar çekilmişti. Emre, Zeynep'in yanına gittiğinde:
-"Sen kendi odana bak. Paraların yerinde mi, onlara bak. Ben diğer odalara bakarım." dedi.

Emre yavaş yavaş odaları gezerken hırsız veya başka şeyin kaçmış olduğunu fark etti. Zeynep odasından çıkıp:
-"Hiçbirşeyi çalmamış" dedi.

Emre, Zeynep ile beraber ters çevrilmiş koltuğu düzeltip üstüne oturduktan sonra:
-"Sence kim yapmış olabilir" dedi.

Zeynep düşünceli bir tavırla:
-"Bilmiyorum." dedi.

Emre biraz düşündükten sonra aklına birşey gelmişti:
-"Gölge."

-"Ne?"

-"Gölge. Ouija'daki gölge. Önce Aslı'nın huzurunu kaçırdı. Sonra Umut'a katil damgası yapıştırdı. Şimdi senin evini dağıttı."

-"Peki sana? Büyük birşey geldi mi başına?"

-"Hayır. Gelmedi. Ama gelecek. Aslı ne durumdadır?"

-"Yarın için ilk Umut'a sonra Aslı'ya gideriz."

-"Evet. Umut'u getiremeyebiliriz. Getiremeyeceğiz de. Ama Aslı'yı getirmeliyiz."

-"Öyle yaparız. Şimdi bu evi toplamalıyız." diyerek evi toplamaya başladılar.

Zeynep ile Emre önce oturma odasından başladılar. Koltukları, televizyonu, masayı... Oturma odasını düzenlemek uzun zaman almıştı. Oturma odasını halletikten sonra Zeynep'in odasına geçtiler. Sonra mutfak, diğer odalar ve banyo ile bitirdiler.

İkisi de çok yorulmuştu. Zeynep, Emre'ye odasını hazırlayıp yatması için:
-"Yarın uzun bir gün olacak gibi" dedi.

Palyaço : Korku Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin