Emre yatağından kalktı. Üşümekte olan çıplak bedenine dolaptaki kıyafetleri geçirdi. Dolabın rafından telefonunu aldı. Telefonuna baktı. Cevapsız aramalarda Selim'i gördü. Ama aramadı. Aramayacaktı da. Zaten hergün Selim'i görüyordu.
Emre telefonunu cebine soktu. Son kez aynada kendine baktı. Herşeyini tamamladıktan sonra aşağı, danışmana indi.
Danışmana indiğinde aynı kişi vardı. Emre:
-"Merhaba, ben 17 numaralı odada yatan hastayım. Ücretim ne kadar?" diye sordu.Danışman kadın, Emre'yi hatırlamıştı. Ama yüz göz olmamak için sadece ücreti söyledi.
Emre, ücreti ödedi. Ücreti ödedikten sonra tahlil sonuçlarını da istedi. Danışman kadın, Emre'yi 5 dakika beklettikten sonra tahlil sonucunu verdi.
Emre tahlillerine göz ucuyla baktı. İçinde 'zehirlenme' kelimesini gördü. Zaten diğer şeyleri de pek anlamamıştı. Hastaneden ayrılacağı sırada kendisini tedavi eden doktoru gördü ve yanına gidip:
-"Merhaba hocam" dedi.Doktor:
-"Çıkıyor musun?" diye sordu.Emre:
-"Evet, çıkıyorum. Sizi görmüşken tekrar söyleyeyim. Tekrardan teşekkürler. Hastaneye birkaç saat geç gelsem belki de ölmüştüm."Doktor:
-"Yok, ölüm yok." dedi.Emre şaşırmış halde:
-"Nasıl?" diye sordu.Doktor iç geçip:
-"Ölmezdiniz. Zehir sizi delirtiyordu. Sağlıklı düşünmenize engel oluyordu" dedi.Emre bir an duraksadı. Doktora tebessüm edip hastaneden ayrıldı. Doktorun söylediklerini eve gidince düşünecekti. Hatta birçok şeyi eve gidince düşünecekti.
Hastanenin önüne park ettiği arabasına bindi. Arabasına birşey olmamıştı. Hala aynıydı. Ne çizik ne de ceza vardı.
Arabasını evine sürdü. Bu sefer dikkatli gidiyordu. Kaza olmadan evine varmıştı. Arabasından indi. Kimseye gözükmemek için hızlıca evine girdi.
Eve girdiğinde içerdeki kirli havayı fark etti. Arka pencerelerin camını açtı. Böylelikle içeri temiz hava girdi. Sonra mutfağa gitti. Tozu eline aldı. Önce çöpe atmayı düşündü. Ama sonra vazgeçti. Rafta sigara paketi olduğunu gördü. Paketi aldı ve mutfaktan ayrıldı.
Arka bahçeye geçti. Biraz temiz havaya ihtiyacı vardı. Saat 17 olmuştu. Dışarda enfes bir günbatımı manzarası vardı. Birkaç dakika sonra akşam ezanı olunacaktı.
Sigarayı en son 1 yıl önce içmişti Emre. Bu paket Umut'undu. Umut da bağımlısı değil de sadece arada bir içerdi. Emre paketi açtı. İçinde 7 tane sigara duruyordu. Ve bir de sıkıştırılmış çakmak.
Emre çakmağı alıp sigarasını yaktı. Sigarasını düşünceli düşünceli içiyordu. Düşündüğü şey zehirdi. Oktay'ın verdiği tozdu. 'Oktay'ı nasıl da kandırmışlar' diye düşündü. Oktay da acaba içmiş midir? Oktay Brezilya'dan ilacı kim vermişti? Kim kaçak yollarla getirmişti?
Emre bunları düşünürken 2. sigarasını yaktı. Sonra 3,4,5... Emre paketi bitirmişti. 7. sigarayı içtikten sonra pakete baktı. Bitmişti. Bir an şaşırdı. Sonra evine girdi.
Mutfağa girdi. Karnı acıkmıştı. Kendine hızlıca makarna yaptı. Makarnası piştikten sonra üstüne ketçap ve mayonez ekledi. Makarnası hazırdı. Emre, masaya oturup makarnası yemeye başladı.
Makarnası bittikten sonra odasına çıktı. Uyuma vakti gelmişti. Her ne kadar hastanede uyusa bile yorgundu. Bu yüzden kafasını yastığa koydu gibi uyumuştu.
Saat 9.30'du. Emre uyanmıştı. Bir düşünce yüzünden uyanmıştı. Gece uyurken düşünemedi. Ama sabah uyanırken düşünmüştü. Oktay düşüncesi.
"Ya Oktay bilerek beni zehirlediyse?" diye düşündü. Bir yanı bunu kabul ederken diğer yanı kabul etmiyordu. Emre hafızasını zorlamaya çalıştı. "Oktay ile nasıl tanışmıştım?" diye düşündü.
Oktay ile sporda tanışmıştı. Musa ile kavga ederken. Kavga nedeni Umut yüzündendi. Musa'nın, Umut'a küfretmesiyle başlayan kavga. Ama Musa bunu neden yapsın ki? Umut'un cenazesine gelen Musa, Umut'a küfredecekti. Peki ya Oktay? Oktay cenazeye de gelmedi. Belki de küfreden Oktay'dı.
Emre, Musa'yı hiç dinlemediğini hatırladı. Oktay'ın lafıyla hareket etmişti. Ya Oktay yalan söylüyorsa? Umut görüş gününde ne demişti? "Musa ile konuşurum, iyi anlaşırız. Oktay'ı ise tanımıyorum."
Oktay'ın, Emre ile komşu olması? Ve bunu Emre'nin bile bilmemesi? Oktay ne istiyordu Emre'den? Neden Emre'ye tanıştığı gün toz vermişti? Oktay'ı gerçekten iyi tanıyor muydu?
Emre artık herşeyin farkına varmıştı. Oktay, kendisini zehirlemeye çalışmıştı. O tozu bilerek vermişti. Tozun zehir olduğunu bilerek vermişti? Peki ya neden vermişti tozu?
Emre altındaki eşofmanı ve siyah atletiyle aşağı indi. Tahlillerini ve tozu eline aldı. Dışarı çıktı. Spora gidecekti. Oktay'ın bu saatte sporda olduğunu biliyordu. Arabasıyla uğraşamazdı. Koşarak gidecekti, büyük yüzleşmeye.