Oktay:
-"Sana anlatacaklarım var" dedi.
Emre, Oktay'ın bu sözüne karşın üst kattakileri düşündü. Palyaço'nun haberi var mıydı acaba? Palyaço bir tuzak mı kurmuştu? Emre, partide olanları da düşündü. Ve sorularının cevabını almak için her ne pahasına olursa olsun Oktay'ı içeri aldı:
-"İçeri girsene." dedi. Oktay içeri girdikten dışarıyı gözetti. Kimse yoktu ya da Emre görememişti.
Oktay telaşlı şekilde koltuğa oturduktan sonra Emre:
-"Çay, kahve ister misin?" diye sordu. Emre'nin bu soruyla amacı Oktay'ı bayıltmaktı. Tıpkı Zeynep'e yaptığı gibi. İçeceğine ilaç enjekte edecekti. Tabi Oktay içmeyi kabul ederse.
Oktay:
-"Yok, hayır. Ama bir bardak su olur." dedi.
Emre bir şey fark ettirmeden mutfağa gitti. İlacı suda hiç denememişti. Bu yüzden ne olacağını o da tahmin edemiyordu.
Mutfaktan çıkıp sessizce üst kata çıktı. Üst kattaki koridordandan çekmeceye gitti. Ve çekmecedeki ilacı alıp aşağı indi.
Emre ilacı elinde tutarken aklına Oktay'ın kendisini nasıl zehirlediği geldi. Oktay'ın protein diye yutturduğu zehiri hatırladı. Ve Oktay olan sinirini bu gece çıkaracağını fark etti.
Emre, ilacı suya enjekte ettiği sırada suyun renginin değiştiği gördü. Suyun rengi sarıya doğru gidiyordu. Emre, 'Allah kahretsin' diyerek suyu lavabodan aşağı döktü. Yeni bir bardak alıp sadece su koydu.
Suyu koyduktan sonra telefonundan ses kaydediciyi açıp cebine koydu. Ve mutfaktan ayrıldı.
Oktay'ın yanına giderken mutfakta çok oyalandığını fark etti. Oktay'ın, bir şey anlamaması için, içinden dua ediyordu.
Suyu Oktay'a uzattığı sırada Oktay:
-"Bir şey mi oldu, geciktin." dedi.
Emre aklından yalan uydurup:
-"Çay suyunu da koydum. Ne olur ne olmaz diye."
Oktay bir şey demeden suyu yarısına kadar içti.
Emre bu sırada:
-"Ee Oktay, seni ne attı buraya?" dedi.
Oktay biraz kendine gelmişti:
-"Kaç gündür kaç haftadır bunu düşünüyorum Emre. Ama vicdanım beni rahat bırakmayacak." dedi.
Emre, Oktay'ın hangi konudan hangi konudan başlayacağını merak ediyordu:
-"Neymiş vicdanını rahatsız eden olay Oktay?" diye sordu.
Oktay gözlerini yerden kaldırıp:
-"Zehir Emre, zehir." dedi.
Emre, Oktay'ın en basit konudan başlayacağını anlayınca:
-"Beni zehirlediğini biliyorum Oktay. Peki neden? Hangi neden seni bunu yapmaya zorlar?" dedi.
Oktay:
-"Onun yüzünden. Her şey onun yüzünden."
Emre, Oktay'ın bu söylemine karşın Palyaço olduğunu tahmin etmişti. Fakat Palyaço'yu öğrenmek için hala hazır değildi:
-"Palyaço mu, onun yüzünden mi?"
Oktay, gözlerini Emre'nin suratına çevirip:
-"Evet Emre. O! Tüm kötülüklerin sorumlusu o adam!" dedi.
Emre, Oktay'ın isim vermemesi için:
-"Palyaço sana ne dedi de bunları yaptın! Beni öldürmeye kalktın!"
Oktay ölüm lafını duyunca:
-"Hayır, öldürmek değil." dedi.
Emre sinirlenerek:
-"Delirtmek öyleyse!" dedi.
Oktay kafasını tekrar yere eğip:
-"Bak Emre gerçekten pişmanım! Sana bunları yapmak istemedim." dedi.
Emre hala sorusuna cevap alamayınca:
-"Neden Oktay? Neden!"
Oktay biraz hüzünlenmişti:
-"Annem için. Her şeyi onun için yaptım."
Emre anlam veremeden:
-"Annenle ne ilgisi var?" diye sordu.
