PALYAÇO Bölüm 27 "Haber"

155 41 1
                                    

Emre gece boyunca olanları düşünmeye başladı. Ne yapabilirdi ki bu işten hiçbirinin canı acımadan kurtulabilirlerdi. Emre, böyle düşündükçe işler daha kötüye gidiyordu. Ufak bir iyilik olacakken arkasından koca bir cinayet geliyordu.

Aydınlık'tan ayrıldı. Cem öldü. Aydınlık'tan çıkacaktı. Koray öldü.
Kendine güvenlik için silah aldı. Dükkan sahibi öldü ve suç onun üstüne kaldı.
Koray'ın katilini öğrenecekti. Tanımadığı kız öldü...

Daha fazla kötü olayın gelmemesi için bu işleri tek başına yapmalıydı.

Sabah olduğunda iştahı yoktu. Kendisine kahvaltı hazırlamayacaktı. Direk televizyonun karşısına geçip haberleri izlemeye başladı. Ölen kızla ilgili haber var mı yok mu diye baktı. Haber kanalını izlerken korktuğu başına geldi. Haber yayınlanmıştı. Ölen kızın haberi. Haberde:

"Bu sabah saat 7 civarında Aydos ormanında bir kadın cesedi bulundu. Alınan ilk bilgilere göre ölen kadının ismi Zübeyde Yıldız. 4 aylık hamile  kadının, Aydın'dan tatil için gelmişti. Dün gece öldürüldüğü düşünülüyor."

Emre bu haberi duyunca iyice yıkılmıştı. Kadının ilk başta karnını tutma sebebini öğrenmişti. Hamileydi! Hamile bir kadını öldürmüşlerdi. Belki de öldürmemişlerdi. Emre'nin kafası çok karışmıştı. Biraz düşünmesi gerekiyordu. Ama üniversiteye de gitmesi gerekiyordu. Eğer gitmezse şüphe çekebilirdi.

Arabasına binip üniversiteye gitti. Üniversiteye girdiğinde Başak'ı gördü. Şaşırmıştı. Başak'ın şu an Aydınlık'ta olması gerekiyordu. Kendisi için geldiğini düşündü. Yanına gidip:
-"Başak? Burada ne arıyorsun?"

-"Emre? Yoksa sen burada mı okuyordun?"

-"Evet de sen?"

-"Biliyorsun ki üniversitenin ilk 2 yılını bitirmiş sonra da 1 yıl ara vermiştim. Şimdi tam bitirmeye karar verdim."

Emre hem şaşırmış hem de sevinmişti:
-"Al! Gerçekten mi? Çok sevindim"

-"Emre, pek sevinmişe benzemiyorsun. Bir şey mi oldu?"

Emre bu soruyu duyunca biraz düşündü. Eğer Başak'ı da bu işe karıştırırsa işler iyice kötüye gidecekti. Bu yüzden:
-"Hayır. Yok. Benim çıkmam gerek dersim başladı. Görüşürüz." diyerek hızlı adımlarla yanından ayrıldı.

Emre fakülteye girdiğinde sadece Zeynep vardı. Yanına gidip:
-"Diğerleri nerede?" diye sordu.

-"Aslı'nın ayağı hala kötüymüş. Gelemeyecekmiş."

-"Umut?"

-"Onu aramadım."

-"Dur ben arayım şimdi " diyerek telefonundan aradı. Ama açan olmadı. Emre lafını sürdürdü:
-" Haberleri gördün mü?"

-"Yok hayır. Yoksa... "

-" Yoksa evet. Kadının ismi Zübeyde Yıldız. Hamileymiş. Ve Aydın'dan gelmiş."

Başak şaşırmıştı. Bu kadar hızlı bulabileceklerini sanmıyordu. Ama birşey saklıyordu. Ve söylemenin sırası gelmişti:
-"Emre, ben sana birşey diyeceğim. İlk  başta korkmayın diye size birşey söylememiştim ama..."

-"Ne söyleyeceksin? Yavaş söyle lütfen"

-"Ben odamda, ouija'dan sonra gölgeler görmeye başladım."

Emre büyük bir şaşkınlık içindeydi. Çünkü, gölgeyi o da görüyordu. Üstelik ilk defa ouija oynarken Koray'ın evinde görmüştü. Ve görmeye devam da etmişti:
-"O gölgeleri bende görüyorum." dedi.
Zeynep şaşırmamıştı. Lanet 4'üne de yapılmıştı. Bu yüzden 4'ününde görmesi gerekiyordu.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ders arasında Zeynep ile kantine indi. Kantinde Başak da vardı. Emre, Zeynep ile Başak'ı tanıştırmak için Başak'ın yanına oturdu:

-"Merhaba Başak!"

-"Merhaba Emre!"

-"Bu arkadaşım Zeynep. Fakülteden. Bu da arkadaşım Başak. O da çocukluk arkadaşım. Daha bugün başlamış 3. yılına." dedi.
Emre yalan söylememişti. Sadece Aydınlık'ı kimsenin öğrenmesini istemiyordu. Bu yüzden, çocukluk arkadaşı yalanını uydurmuştu.

Zeynep:
-"Hoşgeldin!" dedi kibarca. Başak da nazikçe kafasıyla onayladı.

Başak çayını bitirdikten sonra dersi de bittiği için ayrıldı. Emre ve Zeynep'in ise bir dersi daha vardı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Emre üniversiteden ayrılıp evine geldiğinde alt kattan sesler duydu. İçeri girip kafasıyla baktığında bir palyaço gördü. Kendi palyaçosunu. Etraftaki vazolara bakıyordu. Arkası dönüktü. Bu yüzden Emre'yi göremedi. Emre bu sefer kaçmayacaktı. Yavaş ve sessizce üst kata çıktı. Odasına girdi. Odasında kilitli çekmecesinin kilidini açıp tabancasını aldı. Tetiğini çekti. Ve yine yavaşça aşağı indi.

Merdivenlerden inerken palyaçoyu nasıl vuracağını düşündü. Ve vurduktan sonra ne yapacağını. Ama düşünmesi gereken bu değildi. Palyaçoyu öldürmeye hedeflemişti kendini. Sessiz ve yavaş adımlarla merdivenden indi.

Kapının girişinden palyaçoya baktı. Palyaço bu sefer koltuğa oturmuş pencereden bakıyordu. Emre en iyi anı bulmuştu. Palyaço koltuktayken kafasından sıkacaktı. Hızlı ve anında olacaktı. Zorluk çıkarmadan.

Emre içeri girdi. Palyaço'ya birşey söyledi ve ateş etti:

"Bay Bay anasını s*ktiğim"

Palyaço : Korku Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin