Emre gözlerini açtığında kendini hastanede buldu. Üstünde hastaların giydiği kıyafetten vardı. Kendine özel bir odada kalıyordu. Etrafında kimse yoktu. Buraya nasıl geldiğini hatırlamıyordu. Son hatırladığı şey 112'i aramasıydı.
Biraz zaman geçtikten sonra içeri hemşire girdi:
-"Uh, günaydın. Ne zaman uyandın?"Emre sakince:
-"Yeni uyandım. Ben..." derken hemşire sözünü kesip:-"Doktoru çağıracağım. Biraz bekle." dedi. Ve dışarı çıktı.
Hemşire gittikten sonra Emre, yorganın altından bacağındaki yaraya elledi. Ellerken biraz korkuyordu. Bacağının hala aynı durumda olmasından korkuyordu. Bacağına elleyince yaranın olmadığını fark etti. Bez parçası vardı. Bacağındaki yarayı tedavi edip gazlı bezle kapatmışlardı. Emre az da olsa rahatlamıştı. Yarası geçtiği için rahattı.
Biraz sonra doktorla beraber hemşire yeniden gelmişti. Doktor:
-"Günaydın, buraya nasıl geldiğini hatırlıyor musun?"Emre:
-"Hayır. Sadece 112'i aradığımı hatırlıyorum. Kanamam olduğu için mi bayıldım?"-"Hayır, o yarayla alakası yok. Kafana darbe almışsın. Biriyle mi boğuşuyordun?"
Emre geçmişte yaşadıklarını hatırladı. Polislerin ona inanmayışını;
-"Gece evime gelmişti. Korkutmak amaçlı diye düşünmüştüm. Fakat öyle değilmiş"
-"Sözde palyaçoyu"
-"Neden kimse inanmıyor anlamıyorum. O kızın ölümünü ben gördüm tabiki de benim peşime düşecek"
-"Tüm cinayetler de nedense size bağlanıyor. Ya görüyorsun ya eşyan bulunuyor"
-"Siz beni anlamayacaksınız. Onu anladım şu an."
-"Hayır sizi anlıyorum. Ormanın her yerine baktık. Ne bir palyaço nede karavan hayata dair hiçbir şey yoktu."
-''Yani yalan söylüyorum"
-"En başından beri yalan söylemediğini biliyorum ama psikolojin bozuk diyorum"
-"Ne? Yani deliyim öyle mi? Bu söylediklerinize asla katılmıyorum."
-"Bak, ya 1 haftalığına akıl hastanesinde kalırsın ya da müebbeti boylarsın?"Emre bunları düşündükten sonra:
-"Yok, hayır." dedi. Doktor buna karşı bir şey diyecekken kapı çaldı ve içeri komiser Anıl girdi:-"Bundan sonrasını bize bıraksanız daha iyi olur".
Emre, Anıl'ın gelmesiyle daha kötü olmuştu. Çünkü, Koray öldükten sonra hemen onun yerine geçmişti. Anıl iyi birine de benzemiyordu. Emre hala Koray'ın yerine Anıl'ın geçtiğine inanamıyordu. Anıl tekrardan:
-"Evet Emre, başına neler geldi?"
Emre tavrını belli etmeden:
-"Tıraş olurken kolum makas ve bıçak kutusuna çarptı sanırım. Sonra duşa girdim. Duştan çıkarken de ıslak ayaklarımdan dolayı kaymış olmalıyım."-"Olmalısın? Bak biri seni benzettiyse söyleyebilirsin."
-"Yok, kendim yaptım."
-"Yine palyaço mu geldi?"
Emre, konuşmanın bitmesi için:
-"Hayır, ben yaptım. Başka sorunuz yoksa gidebilir misiniz, kendimi iyi hissetmiyorum." dedi. Aslında iyiydi fakat gitmeleri için gereken tek neden buydu.Anıl elindeki kağıtları, Emre'ye uzatıp:
-"Bunları imzala, biter işin" dedi. Emre imzalandıktan sonra da:
-"Bir daha da böyle hatalar yapma!" dedi ve çıktı.Sonra hemşire tekrardan girip:
-"Bugün hastaneden taburcu olabilirsiniz. Bir de kıyafet için yanınızda telefon var. Yakınınızı arayabilirsiniz." dedi.Emre:
-"Yara için bir şey diyecek misiniz?"-"Yaranı temizledik. Uyandığında bezi çıkarabilirsin. Yara izin geçmiş olacak. Baygınlık için de kafan da kırık yok. Kendine iyi bak." diyerek hemşire odadan ayrıldı.