Başak, Emre'ye tek bir kelime etmeden dışarı çıkmıştı. Hem Emre'ye öfkeliydi hem de kendine. Emre'yle beraber olduğu vakitler Emre'nin her şeyi bilip kendisini kullanmasına öfkeliydi. Kendisinin Palyaço işine bulaştığı için öfkeliydi.
Başak ağlayarak evine doğru yürüdü. Evinde bavulunu hazırlayacaktı. İstanbul'dan kaçacaktı. Palyaço'nun kayıt dışı arabalarından birini almıştı. Onla kaçacaktı. İlk başta Edirne'ye gidecekti. Eğer hala aranıyor olursa buradan sahte kimlikle yurtdışına çıkacaktı. Neresi olduğunu bilmiyordu. En kötü ihtimal bunu düşünmüştü.
Başak, evine geldiğinde ağlamasını kesmiş, hızlıca kapıyı açmıştı. İçeri girdiğinde doğruca odaya girdi. Odada bir kaç parça kıyafetini bavula yerleştirmeye başladı. Başak, kıyafetleri bavula yerleştirirken arkasından bir ses geldi:
-"Ne oldu? Kaçıyor musun yoksa?" dedi.
Başak sesi duymasıyla irkildi. Bu sesi tanımıyordu. Fakat Mehmet'in davasını inceleyen avukat olduğundan adı gibi emindi. Yavaşça arkasını döndü. Haberlerden gördüğü kadarıyla bu oydu. Avukattı.
Başak:
-"Beni nasıl buldun?" diye sordu.
Avukat ise sakince:
-"Kolay olmadı bunu bil." dedi ve ekledi. "Neden yaptın? Neden öldürdün?" diye sordu.
Başak sözlerine dikkat ederek:
-"O, Mehmet katildi. Kuzenimi öldürdü. Çalıştığım hastanede onlarca insana yanlış teşhis koydu. Manyaktı o. Kuzenimi öldürmesi..." dedi.
Avukat:
-"Sen de bu işi cinayetle çözdün yani."
Başak:
-"Bir karar vermiştim. Mehmet'in tüm yaptıkları kötülüklerden bıkmıştım. O tanıdığım en kötü insanlardan. Orada kala kala delirmişti. Kimse de buna engel olmuyordu." dedi.
Avukat duvara yaslanmış Başak'ı dinlerken Başak'a doğru ilerledi:
-"Doğru olanı yapmışsın. O orospu çocuğu ailem öldükten sonra her gün bana işkence etti, kirletti beni. Onun ölmesi en iyi karardı." dedi.
Başak bunları duyunca şaşırmıştı. Çünkü, avukatın kendisini tutuklayacağını düşünmüştü. Ama Mehmet'in bunları kendi öz yeğenine de yaptığını duyunca fikri değişmişti:
-"Ne yapacaksın şimdi bana?" diye sordu.
Avukat:
-"Bir şey yapmayacağım. Özgürsün. Katilin öldüğünü söyleyeceğim." dedi.
Başak:
-"O zaman neden? Neden bu kadar araştırdın olayı?"
Avukat:
-"Biraz senin de gözünün korkması gerekiyordu. Bir daha cinayet işlediğinde kimse sana bu kadar iyi davranmaz." dedi. Ve kapıya doğru yöneldi.
Başak bir şey söylemeden avukatın gitmesini bekledi. Avukat gittikten sonra yatağına uzandı. Artık kurtulmuştu. Mehmet'in ölümü trajik bir olay olsa da artık özgürdü.
Başak, Emre'yi düşündü. Emre'nin evinden nasıl çıktığını, Emre'ye ne olduğunu düşündü. Emre'yi yalnız bırakmaması gerekiyordu. Ama yapmıştı. Yoksa kendi başı belaya girecekti.
Başak dışarı çıkıp Emre'nin evine doğru yol aldı. Emre'ye yardım etmeliydi. Onun için elinden geleni yapmalıydı. Başak, Emre'ye bir şey olur korkusuyla adımlarını hızlandırdı. Emre'ye sapasağlam ulaşmak istiyordu.
Palyaço ile onu bırakmak delice bir fikirdi. Birinin Emre'ye yardım etmesi gerekiyordu.
Başak, Emre'nin evine gelmişti ki yolda polisleri gördü. Emre'nin Palyaço'yu almaları için çağırdığını düşündü. Ama böyle değildi.
Başak Emre'nin evine doğru biraz daha yakınlaşmıştı ki içerden elleri kelepçeli Emre çıktı.
