Uyuyamamıştı ya da uyku tutmamıştı. Palyaçonun tekrar karşısına çıkacağını biliyordu. Kendini savunmak için tabanca alacaktı. Önce biraz yürüyüş yaparım, sonra tabanca alırım diye düşündü.
Sabah 06.30'ta dışarı çıktı. Daha güneş bile çıkmamıştı. Sokaklar karanlıktı. Okulu cinayetten sonra 3 gün tatil vermişti. Haftasonu ile beraber 5 gün oluyordu. Yürüyüş yaparken okulunun önünden geçecekti. Okulun önünden geçerken duraksadı bir an. Ve fark etti ki hippi karavanı tekrar buradaydı.
Çok korkmuştu, palyaço bu sefer kimi öldürecek diye merak ediyordu. Kendisi için geldiğini bile düşünmüştü. Telaşla hippi karavanın arkasına saklandı. Dün gece düşündükleri aklına geldi. Şunu fark etmişti dün gece. Palyaço açık havadayken dışarı çıkmıyordu. Sadece karanlıkta, hava kapalıyken dışarı çıkıyordu. Ve şu an hava kapalıydı. Saati 07.45'i gösteriyordu. Polisi aramakla aramamak arasında giderken kahkaha sesleri duydu. Korktu bir an. Cesaretini toplayıp yerden aldığı taşla kendini attı önüne fakat bu, hatta bunlar palyaço değildi. Gerçek hippi gençleriydi.
Üç kişilerdi. 1 kız 2 erkek. Kızla mavi ceketli erkeği sevgililer, diğer kahverengi ceketliyi ise arkadaşı olarak düşündü. Mavi ceketli erkek:
-''Elindeki taşla savaşmayacaksın değil mi''
-''Ee.. Şey ben...''
-''Dur tahmin edeyim sen bizi o sözde katil palyaço zannettin.''
-''Sözde derken?"
-"Bu devirde savaş isteyen herkes kendini belli eder. Bu yalanı ortaya atan kişi hippilere karşı gelen savaş yanlısı p*ç kurusudur."
Kız olan araya girip :
-''Aşkım bunun yanında daha fazla kalcak mıyız''
-"Tamam aşkım" deyip karavana bindiler.Ağzı açık kalmıştı. Bu zamanda hippi gördüğüne mi şaşırsın yoksa hippilerin davranışlarına mı bilemedi. Ama en çok onların böyle düşündüğüne üzülmüştü. 'İnsanlar böyle düşünüyorsa polisler kim bilir ne düşünür' diye iç geçirdi.
Tabanca almaya koyuldu. Fakat oturduğu yerde hiç silah satan bir yer yoktu. İnternette kısa aramayla evinden yarım saatlik uzakta bir satış noktası bulmuştu. Küçük bir yerdi. Dükkan sahibi 50'li yaşlarında birine benziyordu. İçeri girerek:
-"Kolay gelsin"
-"Hoşgeldiniz, buyrun"
-''Savunma amaçlı tabancalara bakmıştım da...
-"Buyrun"
-"Ruhsat için fotokopi almam gerekiyor. Bekleteceğim sizi biraz''Silah alınırken ne yapacağını bilmeden fotokopi çektirmesine izin verdi. 4-5 dakika sonra yaşlı adam kimliği uzatıp elindeki belgeleri masaya koydu. Savunma için en iyisi olarak 15 şarjörlü M16 verdi. 3.000 liraya tabancayı aldı. Yaz tatilinde iyiki de çalışmışım diye düşündü. Yoksa bu parayı asla bulamazdı. Dükkandan çıkıp evine doğru yol aldı.
Silah satıcısı gittiğinden emin olmak için pencereden uzun süre ona doğru baktı. Yoldan dönünce de fotokopi odasına girdi. Bağırmaya başladı:
-"Al işte, istediğini yaptım şimdi defol git burdan!" dedi palyaçoya.
Palyaço vardı odada. Palyaço hiçbirşey söylemeden parmağını 'yapma' anlamında salladı. Palyaço cebinden bıçak çıkarıp satıcının boğazını kesti. Satıcı bir anda yere yığıldı. Ve bir daha kalkamadı.Palyaço fotokopi odasından çıkıp kapıya doğru ilerledi. Kapının üstündeki 'açık' yazısını ters çevirip 'kapalı' yazısını öne çıkardı. Perdeleri sonuna kadar çekti. Ve araladı. Sokağa bakıp bir sonraki kurbanını seçiyordu.