Emre uyanır uyanmaz siyah boxerı ve üstsüz kaslı vücuduyla, ilk iş olarak tabletini eline aldı. Ve 3. sayfa haberlerini okumaya başladı. Cinayet, ölüm haberleri arasında Mehmet'inkini aradı. İlk baktığı haber sitesinde yoktu. Emin olmak için birkaç haber sitesine daha baktı. 3. girdiği sitede 'Mehmet'e acı!' haber başlığıyla bir haber gördü.
Emre habere girmekle girmemek arasında gidip geliyordu. Ama onun aradığı Mehmet mi olduğunu anlamak için tek bir çözüm yolu vardı. O da habere girmek. Herşeyi göze alarak habere bastı. Derin bir nefes alıp haber okumaya yeltendi:
"Dün gece..."
Emre geceyi görünce bir an duraksadı. Yutkunup devam etti:-"Dün gece ünlü holding sahibi Mehmet Ata, basın toplantısıyla iflas ettiklerini açıkladı!"
Emre haberin devamını okuyunca rahatladı. Ve tabletini odasında bırakıp aşağı indi. Kendisine kahvaltı hazırlamaya başladı. Kahvaltısını hazırlamıştı ki kapısı çaldı.
Emre kahvaltısını yemeye hazırlanırken kapının çalınmasıyla duraksadı. Bir an polislerin izini bulup gelmiş olabileceğini düşündü. Korkarak kapıya yöneldi. Derin bir nefes alıp kapıyı açtı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Başak, Emre'nin neden Mehmet'i öldürmek istediğine hala anlam verememişti. Bunu ona da soramazdı. Tek yolu vardı. O da Aydınlık'la beraber Mehmet'i usulünce sormaktı. Bunu üniversitede soracaktı. Bu daha kolay yol olacaktı.
Başak odasına çıktı. Gardırobundan mavi çizgili gömleğini ve mavi pantolonunu giydi. Aynada kendisine baktı. Sonra araba anahtarını alıp dışarı çıktı. Arabasına binip üniversiteye doğru yol aldı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Emre kapıyı açtığında karşısında Selim'i gördü. Selim'i hiç düşünmemişti. Selim'i kapıda görünce:
-"Selim hoşgeldin. İçeri girsene."Selim gözüyle, Emre'nin siyah boxerını ve üstünde birşey olmayan vücudunu gösterip:
-"Yanlış bir zamanda mı geldim?"Emre suratında tebessümle:
-"Saçmala, gir içeri." dedi.Selim ile beraber kahvaltı masasına oturdu. Selim aç değilim diyerek birşey yemedi. Emre birkaç şey atıştırdıktan sonra:
-"Selim ne yapıyorsun ya? Görmeyeli kaç yıl oldu?"
-"Evet. 5 sene olmuştur."
-"5 sene. 5 senede neler değişti hayatında?"
-"Çok birşey değişmedi. Üniversiteyi kazanamadım. İşsiz şekilde 2 sene dolaştım. Sonra da Arby's de çalışmaya başladım. Şu an hala oradayım. Senin nasıl geçtin?"
-"Ben de üniversiteyi kazandım. Ve son senem."
-"İyi. Sevindim senin adına."
-"Sağol."
-"Seni böyle -kaslı- görünce birşey soracağım. Hangi salona gidiyorsun?"
Emre hafif gülerek:
-"Gittiğim yer buraya çok uzak değil. MacFit."-"Orayı duymuştum. Ben de istiyorum aslında oraya gitmek."
-"Ben de şimdi oraya gideceğim. Sen de hazırsan böyle gel. Kaydını bugün alırlar. Yarın başlarsın."
-"Tamam o zaman. Yanımda kredi kartım var. Oradan çekerler."
-"Evet. Şimdi buraları kaldırayım."
-"Sen yukarı çık. Üstünü giy. Ben toplarım."
-"Saçmala. Ben toplarım."
-"Önemli değil benim için. Hem zaman kazanırız."
-"Tamam. O zaman." diyerek Emre yukarı çıktı.
Emre, Selim'in çok üşengeç ve sadık olamadığını hatırlıyordu. Ama belki yanlış hatırlıyorum diye de aklından geçirdi. Fakat yine de Selim'i aşağı da bırakıp, onu orada tek bırakıp üst kata çıkmıştı.
Odasında beyaz bermuda pantolonunu ve mavi aletini giydi. Spor içinde siyah kapri ve açık yeşil atlet alıp çantasına yerleştirdi. Spordan sonra üniversiteye gideceği için yanına yedek kıyafetini de aldı. Çantasını da hazırladıktan sonra aşağıya indi.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Zeynep, Umut için alınan kararla bir hayli üzülmüştü. Üzüntüsünü daha yeni yeni üstünden atabilmişti. Ve Umut'u düşünürken bir yandan da aklına Aslı geldi.
Aslı'nın akıl hastanesine yatırıldığı. Lanetin üstlerinden kalkmasıyla Aslı'nın da normale döndüğü aklına geldi. Ve onun deliler içinde nasıl durabildiği.
Arabasına atlayıp Aydınlık'a, Aslı için sürdü.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Aşağı indiğinde Selim'in masayı daha yeni topladığını gördü ve :
-"Baya hızlısın." dedi.-"Tabakları nereye koyacağımı bilemedim. Ondan biraz yavaşladım."
-"Yardım edeyim." diyerek Emre de tabakları bulaşık makinesi yerleştirdi. İşleri bittikten sonra da arabaya binip spor salonuna doğru yöneldiler.
Spor salonunda danışman kadının yanına gittiler. Ve Selim için bir kayıt oluşturdular. Danışma, yarın başlayabileceğini söyledikten sonra Selim spor salonundan çıktı.
Selim gittikten sonra Emre, spor salonunun soyunma odasına girdi. Oda boştu. Emre bermudasını ve atletini çıkarttı. Sonra da siyah kaprisini ve yeşil atletini giyip salona girdi.
Salonda koşu bandına bindi. Bir yandan bantı sürerken diğer yandan da telefonundan kulaklığıyla müzik dinliyordu.
Koşu bandına yeni binmişti ki telefonu çaldı. Kulaklığıyla telefonunu açıp:
-"Efendim" dedi.
Arayan Zeynep idi. Ve aşırı üzülmüş bir hali vardı:
-"Emre, Aslı... Aslı intihar etmiş."