Emre içeri girdi. Palyaço'ya birşey söyledi ve ateş etti:
"Bay Bay anasını s*ktiğim"
Emre ateş etmişti ki arkasından gelen bir kişi, tabanca tuttuğu eline beyzbol sopası ile vurarak kurşunu vazoya isabet ettirdi. Emre, şaşırmıştı. Böyle birşey beklemiyordu ki ikinci bir darbe daha aldı. Beyzbol sopasını, Emre'nin ensesine vurarak onu bayılttı. Emre bayıldığı sırada kendisini bayıltan kişiyi bulanık görmüştü. Bulanık şekilde gördüğü şey uzun siyah saçlı bir kadındı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Başak, evine vardığında Sevim'i aradı. Sevim Aydınlık'ta hemşireydi. Ve Cem'in öldüğünü ilk o görmüştü. Bu yüzden Cem ile ilgili birkaç soru soracaktı. Sevim, telefonu ilk çalışta açmadı. İkinci çalışta telefonu eline alıp:
-"Alo?"-"Merhaba Sevim! Ben Başak!"
-"Aa Başak! Ben de sana soracaktım. Aydınlık'tan neden ayrıldığını?"
-"Neden mi? O pis yerde çalışmak istemiyordum artık."
-"Doğru. Son haftalarda olan kaçma ve cinayet olayından sonra çıkman çok normal."
-"Ben de sana bunu soracaktım. Cinayeti!"
-"Cinayeti mi?"
-"Evet. Biliyorum sen de çok zor zamanlar geçirdin ama ilk sen gördüğün için sana birkaç soru soracaktım."
-"İlk ben görmedim ki."
-"Nasıl? Kim gördü peki?"
-"Dr. Mehmet"
-"Mehmet mi?"
-"Evet Mehmet. Önce güvenlik görevlisini çağırdı. Görevli izinli olunca da ben çıktım. Ve Cem'in cesedini gördüm. Sonra da zaten Dr. Ragıp falan geldi işte."
-"Tamam Sevim. Çok sağol verdiğin bilgiler için. Ne zaman istersen ara."
-"Tamam. Görüşürüz!"
-"Görüşürüz" diyerek telefonu kapadılar. Başak'ın aklı karışmıştı. Mehmet'in o zamanda dışarda ne işi vardı. Nasıl olurda ilk o görmüştü. Aydınlık'taki herkes neden ilk görenin Sevim olduğunu söylemişlerdi ki? Başak katili bulmaya çok yakındı. Ve bunun için Mehmet'e ihtiyacı vardı fakat Aydınlık'tan kavgalı bir şekilde ayrıldığı için kimseyle konuşmayacaktı. Düşünmeye ihtiyacı olacaktı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Zeynep, evine gitmeden önce Aslı'nın yanına gitmişti. Aslı'nın durumunu merak ediyordu. Aslı'nın kapısını çaldı. Kapı, ilk çalışta açılmıştı.
Aslı'nın suratı tedirgin ve uykusuz görünüyordu. Hatta çok kötü olmuştu. Aslı, Zeynep'i görür görmez:
-"Oh Aslı! Şükür ki geldin. İçeri gel" diyerek içeri girdiler.Zeynep, içeri girdiğinde dikkatini çeken ilk şey perdeler oldu. Tül perde ve koyu yeşil güneşlik sonuna kadar çekilmişti. Eve hiç ışık girmiyordu. Zeynep, bir gariplik olduğunun farkındaydı. Zeynep:
-"Ne oldu Aslı? Perdeler neden böyle?"-"Çok korkuyorum Zeynep. Çok."
-"Neyden korkuyorsun? Söyle!"
-"Seni arayıp çağıracaktım ama şarjım bitti."
-"Şarja takıp arasaydın."
-"Arayamam. Dün geceden beri elektrikler yok!"
Zeynep, Aslı'da olan bu tuhaflığın farkındaydı. Kıza birşeyler olmuştu bir günde:
-"Perdeleri neden çektin o zaman?"-"Güneş. Güneş yüzünden."
-"Yarın gelecek misin fakülteye?"
-"Hayır. Gelemem. Beni burada tutuyorlar."
-"Kim tutuyor?"
-"Herşey o lanet tahta yüzünden başladı."
-"Aslı, ne oldu sana!"
-"Senin ouijan. Herşey onun yüzünden. O kadına çarptık biz."
Zeynep, elektrikler kesildiği için Aslı'nın haberlere bakmadığını ve böylelikle kadının gerçekten ölüp ölmediğini bilmediğini anladı. Aslı'yı sakinleştirmesi gerekiyordu. Bu yüzden Aslı'ya biraz daha yaklaşıp omuzlarından sarıldı ve:
-"Aslı. Sen endişelenme! Kadını sadece Umut görmedi mi? Gördü. Nerden bilelim öldüğünü? Hem Umut korkağın teki. Kadının kovaladığını gördüğü için panikten uydurmuştur."-"Evet. Belki de ölmedi. Belki de öyle kadın hiçbir zaman olmadı değil mi?"
-"Evet, Aslı. Şimdi git, uyu! Ne kadar uykusuzsun bak!"
-"Evet. Uyumalıyım. Hem belki gölge bu sefer gelmez." diyerek odasına gitti.
Zeynep, Aslı'nın söylediği son cümleyi duyunca korkmaya başlamıştı. Çünkü, kendisi de hatta p gün ouija'yı oynayan 4 kişide görüyordu. Umut görüyor mu bilmiyordu. Umut'tan hala haber yoktu. Umut için endişelenmeye başladı.
Aslı'nın evinden ayrılıp Umut'u aradı. Umut açmamıştı. Zeynep, bu tavrın geçen geceden olduğunu düşündü. Ve Umut'un evine doğru yol aldı.
Umut'a vardığında kapıya sertçe vurdu. Birkaç kere daha vurduktan sonra açmayınca 'Umut! Aç şu kapıyı' diye bağırdı. Zeynep, Umut'un evde olmadığını anlamıştı. Olsaydı şu ana kadar açardı. Umut'un evinden ayrılıp kendi evine gitti. Zeynep iyiden iyiye korkuyordu. Gölge artık şiddetini gittikçe arttırıyordu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Gece olunca Emre yeni yeni kendine geliyordu. Yerde yatıyordu. Gözlerini açmaya çalıştı. Yavaşca gözlerini açtı. Ayağa kalkıp etrafına bakındı. Kendi evindeydi. Tabancasına bakındı. Tabancası yoktu. Palyaço, tabancayı almıştı.
Odaları gezmeye başladı. Palyaço birşey almış mı diye bakmaya başladı. Önce oturma odasına baktı. Koltuklara ve TV ünitesine öncelik verdi. Odadan hiçbirşey alınmamıştı. Sonra mutfağa girip herşeye baktı. Aydınlık'a girme sebebi olan bıçak takımına baktı. Bu sefer birşey almamıştı. Çekmecelere baktı. Palyaço, mutfaktan da birşey almamıştı. Üst kata çıkıp odaları gezdi. Kendi odasına girip kilitli çekmecesine baktı. Tabancasını gördü. İçinden okkalı bir küfür etti. Palyaço, tabancayı odasına kadar çıkarmış üstelik yerine bişe koymuştu. Ama yerini nerden bilebilirdi ki? Emre, evde izlendiğinin farkındaydı. Herşeyi izleniyordu. Palyaço, onu izliyordu. Evin heryerine kamera koyduğundan adı kadar emindi. Belki de arkasından ona vuran kadın gizli kamera işini hallediyordu.
Emre, evden birşey çalınmadığına emin olduktan sonra yatağına uzanıp düşünmeye başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/138153106-288-k341065.jpg)