Emre arabayı hala hızlı kullanıyordu. İçinde kalmış olan sağlıklı birkaç hücre Emre'ye doğru yolu göstermişti. Her ne kadar hızlı ve dikkatsiz gitse de gideceği yerde sağlığına kavuşacağına biliyordu.
Emre hızlı bir şekilde yol aldığı E5'te, gördüğü ilk hastanede durdu. Durduğu hastane özel bir hastaneydi. Emre bunu önemsememişti. Üzerinde 'hastane' yazması ona yetmişti.
Arabasını hızlıca park etti. Hastanenin önünde park yeri vardı. Üstelik boştu. Bu yüzden Emre'nin park etmesi çok da zor olmamıştı. Arabasını yamuk park etmişti. Ama şimdilik önemli değildi.
Emre arabasını park ettikten sonra hastanenin acil bölümüne girdi. Acilde danışman kadının yanına gitti. Ve konuşmaya başladı:
-"Ben, ben zehirlendim." Emre, hala zehirin etkisinde olduğu için ne dediğini bilmiyordu.
Danışman kadın, Emre'ye:
-"Beyefendi, sakin olun. Bit daha söyleyin şikayetinizi"Emre, kadının uysal cevap vermesine sinirlenmişti:
-"Bakın! Zehirlendim diyorum siz hala neyiniz var diyorsunuz?"Danışman kadın hala uysal cevap veriyordu. Danışman için herşey normal olduğu için bunu pek sorun etmiyordu:
-"Tamam beyefendi. Kimliğinizi verin."Emre kadının hiçbir şey yapmamasına sinirlenmişti. Kadın gerçekten de birşey yapmıyor. Sakince cevap veriyordu. Emre:
-"Sen beni neden anlamıyorsun aptal!" dedi ve elini sertçe masaya vurdu.Emre'nin bu hareketinden sonra kadının gözleri açılmış gibiydi. Hemen karşıdaki hemşireden gözüyle kelepçeli sandalye istedi. Hemşire durumu önceden fark etmiş olacak ki
elindeki sandalyeyi Emre'ye doğru götürdü.Emre sandalyeyi görünce:
-"Sonunda beni anlayan biri çıktı.'' dedi ve sandalyeye kendi rızasıyla oturdu.Emre, sandalyenin kelepçeli olduğunu bilmiyordu. Emre, oturduktan sonra arkasında 2 tane erkek hemşire belirdi. İkisi bir yandan Emre'nin elini tutup hızlı bir şekilde kelepçelediler.
Emre kelepçeyi görünce tüm gücüyle bağırdı:
-"Çıkarın beni! Ne yapıyorsunuz siz!" dedi.Kadın hemşire Emre'nin kolunu tutup:
-"Endişelenmeyin! Size ne olduğunu bulacağız" dedi.Hemşire, Emre'nin koluna sakinleştirici iğne yapmıştı. Ama Emre rahat durmayıp, kolunu salladığı için iğne damarın ucundan girmişti. Emre'nin kolunu moraracaktı. Eğer görse sinirlendirdi ama görmeyecekti. Emre, iğnenin etkisiyle uzun bir uykuya dalmıştı.
Emre uykudayken, hemşireler Emre'den kan almıştı. Ve tahlil için gönderilmişti. Emre uyurken kan almak biraz tehlikeliydi. Ama Emre de bunu istediği için doktorlar böyle bir karara varmıştı.
Tahlil sonucu geldiğinde doktor:
-"Adam haklıymış. Gerçekten ortada bir zehirlenme var. Hatta ciddi derecede zehirlenme." dedi ve ekledi:
-"Hastanın midesini yıkamamız lazım." dedi.Hemşireler, doktorun isteğiyle beraber Emre'nin midesini yıkamak için hazırlıklara başladılar. Hemşire, doktora:
-"Kanını da temizleyecek miyiz?" diye sordu.Doktor:
-"Evet. Zehir mideye yerleşmiş. Kana da etkisini göstermiş" dedi.Hemşire doktorun yanından uzaklaşıp hazırlıklara devam etti. İşi bittikten sonra da doktoru çağırdı. Ve birlikte kanı ve mideyi temizlemeye başladılar.
Emre, bunlar olurken uyuyordu. Baygın olması, onun için daha iyiydi. Eğer bunları sağlıksız halde duysa belki de kabul etmeyecekti.
Doktorlar kanı ve mideyi temizledikten sonra Emre'yi tekrardan aynı odasına götürdüler. Yapacak işleri yoktu artık. Şimdi sadece Emre'nin uyanmasını bekliyorlardı.