"Allah'ım ne olur sırayla ver boyumda kısa kaldıramıyorum ben bu kadar şeyi üst üste."
Polis arabalarının arasından sıyrılıp söylene söylene Taksim sokaklarına daldım.
Neredeydi abi bu otel?
Yön bilgimi de kaybetmiştim oh, ne güzel.
Kafamı önce sağa sonra sola çevirdim.
"Tamam aklımdakini bulamıyorsam yenisini ararım bende." Çantamı boynumdan geçirip çapraz taktım.
İnsanlar akın akın geliyordu üstüme resmen. Kendimi savaşa hazırlanır gibi hissetsem de cadde üzerinde otel olduğunu düşünüyordum.
Birkaç kişinin omzuna çarparak yürürken akşam akşam insanların burada ne aradığını merak ediyordum.
Gerçi bende ne arıyordum ki burada ah pardon iş.
Neyseki bu akşamki paramı da almıştım arada.
Polisler mekanı basıp kavga çıkaranları gözaltına aldığından ortamda bir anda kargaşa çıkmıştı.
Bende o ara paramı alıp sıvışmıştım bu gece bu kadar yeterdi.
"Merhaba bir oda istiyorum ben."
"Hoş geldiniz kimliğinizi alabilir miyim?" Cüzdanımdan kimliğimi ve istediği ücreti uzattım. Bana kimlik ve bir anahtar verince gülümseyerek teşekkür ettim.
Asansörün köşesinde ben ve valizlerim yerimizi alırken kapı son anda tutulunca hemen tuşa basıp geri çekildim.
Bir çift hemen önümde yerlerini almıştı.
Bakışlarımı etrafta gezdirirken 18.kattaki odayı bana veren görevliye önümde resmen birbirlerinden elini çekmeyen çifte sövmeye başlamıştım.
Tövbe bismillah!
Ay çoçuğum çek elini kızın bacağından. Çoluk çocuk va- pardon burada benden başka kimse yok.
Galiba beni de görmüyorlar. Ay ben bu kadar mı kısayım? Yok ya değilimdir.
Değilimdir değil mi?
Kız çocuğun ensesine elini atıp dudaklarına yumulunca gözlerim kocaman açıldı.
"Çüş ama!"
İkisi de şok içinde bana döndüğünde asansör melodi eşliğinde kapılarını açtı.
"Gidin odanızda ne halt yiyorsanız yiyin kardeşim halk içinde yapılacak işler mi bunlar!" Valizlerimi itip saçlarımı havalı bir şekilde savurup çıktım asansörden.
Ama çıkmadan önce kızın şok olmuş halini ve adamın açık kalan ağzını görmüştüm.
E ama ayıptı. Oda tutsunlar kendilerine canım ben görmek zorunda mıyım birbirlerine yaptıkları boğaz ameliyatını.
Öğğğk!
Peşimden onlarında indiğini duyunca arkama bakmadan koştura koştura odama ilerledim.
312 numaralı odaya kartı okutup valizleri içeri sürüklerken sırtımdan akan teri hissediyordum.
Yemin ediyorum ömrümün yarısını bugün harcamıştım galiba ben.
Telefonumu şarja takıp bilgisayarımı büyük beyaz yatağın üstüne bıraktım.
Valizi açıp kendime şort ve atletten oluşan saten pijama takımımı ve iç çamaşırlarımı çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
ChickLit"Ben hayatta seninle aynı evde kalmam!" burnumu havaya dikip sinirle söylendim. Saçımı başımı yolacaktım şimdi sinirden. "Bende sana çok meraklı değilim ama mecburuz." Ya da bir dakika neden onun saçını başını yolmuyordum ki? ©️Tüm hakları saklıdır.