Merhaba! Evet evet yaşıyorum. Çok beklettik farkındayım. Üzgünüm❤️
Elimdeki poşetleri yere bırakıp ayakkabılarımı açarken Çağan çoktan poşetleri alıp içeri girmişti.
"Ne zaman gelecek demiştin?"
"Üç saate burada olur." Yani tahminen.
Sıkı sıkı topladığım saçlarımı açıp elimle karıştırırken başımın ağrısının geçmesini umuyordum.
"Çağan ben bir duşa girsem o sırada poşetleri boşaltır mısın?" Mutfak kapısına yaslanıp ona baktığımda o çoktan poşetleri karıştırmaya başlamıştı.
"Güzelim iyi misin sen?"
Kafamı hafifçe sallayıp "İyiyim başım ağrıyor biraz." Dedim.
Kolunu belime sarıp beni kendine çekince ellerimi göğsüne koyup suratına baktım.
Dudaklarını alnıma bastırıp "Başka zaman mı gelseydi acaba? Stres mi yaptın neden ağrıdı başın?" Diye sordu.
Stresin alasını Duygu yüzünden yaşamıştım bugün.
"Odanın klimasını çok açmışım sanırım ondan oldu. İyiyim geçer duşa girince."
"Tamam ağrı kesici çıkarıyorum bir şeyler yedikten sonra içersin." Onu onaylayıp odama geçtim.
Duşa girip sıcak suyla buluştuğumda rahatlamıştım. Başıma masaj yaparak saçlarımı yıkadıktan sonra durulanıp çıktım.
Üstüme tayt ve tişört giyip kafamdaki havluyla kapıyı açtım.
"Çağan?"
"Gel mutfaktayım." Hala mı?
Masanın üstünde dumanı tüten çorbayı görünce gülümsedim.
"Çorba mı yaptın?" Şaşkınlığımı suratım fazlasıyla belli ediyordu..
"Evet hadi iç sonra ilaç içebilirsin." Uzun taburelere oturup çorbayı karıştırırken o aldığımız eti soslamak için bir kaba yerleştirdi.
"Ne koyacağım buna?"
"Ben yaparım bırak sen." Bana dümdüz bakmayı kesip çıplak ayaklarıyla yanıma geldiğinde kollarımı ona sarıp kafamı göğsüne yasladım.
"Sadece başının ağrıdığına emin miyiz?"
"Hı-hı."
"Pekala sen çorbanı içip bana buna koymam gereken şeyleri söylüyorsun hadi bakalım." Dudaklarını alnıma bastırıp tezgahın tarafına döndüğünde mırıldandım.
"Süt, kekik sarımsak şurada tane karabiber vardı ondan da ekleyelim."
"Başka?"
"Fırına süreceğiz salça da ekle istersen." Çorbamın son kaşığını da içip elinde kaşık ve salça kutusuyla dikilen Çağana yaklaştım.
Kaşığı alıp bir kaşık salçayı karışıma eklerken "Tuz?" Diye sordu.
"Fırına atmadan önce atarız." Çağan onu dolaba kaldırırken bende pilav malzemelerini çıkardım.
Bir buçuk saat sonunda et fırında, pilav ocakta, salata ise masadaydı.
Aynı şekilde yaptığım fasülyeyi de uzun geniş tabağa koyup masaya yerleştirdim.
"Ne içeriz?" Çağan dolabın başında dururken dudağımı büküp hazırladığımız ufak meze ve zeytinyağlıları tabaklara boşalttım.
"Bilmiyorum kafana göre takıl."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
Genç Kız Edebiyatı"Ben hayatta seninle aynı evde kalmam!" burnumu havaya dikip sinirle söylendim. Saçımı başımı yolacaktım şimdi sinirden. "Bende sana çok meraklı değilim ama mecburuz." Ya da bir dakika neden onun saçını başını yolmuyordum ki? ©️Tüm hakları saklıdır.