Arabadan inip eve yaklaştığımızda Çağan gergince üstündeki gömleği düzeltti.
Koyu yeşil gömlek ve siyah pantolon vardı üzerinde ve cidden yakışıyordu.
"Çocuklar, hoş geldiniz." Annem kapıyı açtığında gülümseyip ona sarıldım.
Üstümdeki krem rengi kabanı çıkarıp asarken onlar Çağan ile sarılıyordu. Ne sevgi dolu bir ikili ama!
"Nasılsınız bakalım?"
"İyiyiz anne,sen?" Çağan kabanını çıkarıp asarken annem elimi tutup beni içeri çekiştirmeye başlamıştı bile.
"İyiyim iyi. Hadi gelin babanı masadan uzak tutamıyorum artık." Bu dediğine gülüp salona girdiğimizde babamı gözünde gözlükleriyle gazete okurken bulduk.
"Hoş geldiniz çocuklar." Bize gülümseyip ayağa kalkınca şaşkın bir nefes çektim içime.
Babamın nasıl tepki vereceğini asla kestiremiyordum.
Çağanla el sıkışıp bana kollarını sarınca gülümsedim.
"Hadi kahvaltı edelim konuşacak çok şeyimiz var."
6 saat sonra, Çağan'dan;
Topladığım çantanın ağzını kapatırken hızlı olmaya çalışarak Azra'nın odasına girdim.
"Kardeşim bu saçmalık, kızın suçu yoktu ki." Gözlerimi devirip hoparlörde konuşan arkadaşıma sinirle cevap verdim.
"Yapacak bir şey yok terk etti beni."
"E evlenecektiniz?" İlker'in olaylara anlam vermeye çalışan sesiyle yavaşça yatağa oturdum.
Cidden evlenecektik lan biz.
"Bilmiyorum şu an bu olabilecek son şey gibi duruyor."
"Sen nereye gidiyorsun peki?"
"Riva'daki eve. Orada olacağımı sanmaz kimse." Bir kişi dışında.
"Bak Azra'yla sorunlarınızı çözmek yerine kaçıyorsun bu çok.." sözüne devam etmeyip duraksayınca komodinin üzerindeki çerçeveyi aldım.
"Saçma."
"İlker, Azra bir süre yalnız kalmak istedi ve beni katiyen görmek istemiyor. Onu üzecek bir şey yapamam biraz uzaklaşsam iyi olacak sanırım."
"Tamam da potansiyel bir deli ile kızı yalnız bırakıyorsun." Saçlarımı karıştırıp "Size emanet." Dedim.
Babası varken gözüm arkada kalmıyordu.
"Aptalca şeyler yapıyorsun. Buna ben bile şaşırıyorum artık."
"İlker kapatıyorum daha çok işim var." Diyerek telefonu suratına kapatıp Azra'nın çekmecesinde duran şarj kablomu aldım.
Bir süre bile olsa ayrı kalacağımız için canım sıkkındı.
"Pekala, sonucunda ona kavuşacağım her şeye varım." Kendimi yavaşça yatağa bıraktım sırt üstü.
Yorgunlukla nefesimi üflerken Azra'nın yastığın üstüne bıraktığı tişörtü alıp yüzüme kapattım.
Kokusu sinmişti.
Bir insan nasıl günde üç sefer kıyafet değişirdi anlamıyorum ama Azra yaz kış fark etmez böyleydi.
"Ne yapacağım ben onsuz şimdi?" Yatakta yan dönüp gözlerimi yumdum.
Kalkıp yola çıkmam gerekiyordu.
Azra'nın tişörtünü de çantaya koyup üstüme siyah kabanımı ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
ChickLit"Ben hayatta seninle aynı evde kalmam!" burnumu havaya dikip sinirle söylendim. Saçımı başımı yolacaktım şimdi sinirden. "Bende sana çok meraklı değilim ama mecburuz." Ya da bir dakika neden onun saçını başını yolmuyordum ki? ©️Tüm hakları saklıdır.