"Ben Çağan'ın çocukluk aşkıyım. Yani onunla yakın olmam çok normal ama sen rahatsız olmuyorsundur inşallah?" derin bir nefes alıp kızın suratına baktım.
Bundan şeyin haberi var mı acaba? Çağan'ın.
"Tatlım çocukluk işte adı üstünde aklımız o zamanlar çok çalışmadığından mantıklı karar veremiyoruz Çağan da kıyamam yanılmış olsa gerek. Ben neden rahatsız olayım ki? Sonuçta benim sevgilim şu an değil mi?"
"Azra!"
"Geliyorum sevgilim." seslenip kıza son kez gülümsedim. Düz düz suratıma bakıyordu.
Üstümdeki tulumu düzeltip merdivenlerden yavaşça indim. Çağan ve annesi merdivenin sonunda sohbet ediyordu. Aman sende yapış çocuğa lütfen.
"Ah Azracım, Çağan gidelim artık dedi keşke biraz daha kalsaydınız ikna edemedim ben."
"Gitsek daha iyi olur Aynur teyze. Yarın erkenden uyanmam lazım saatte çok geç oldu."
"Pekala ama tekrar yapalım bunu olur mu? Duygu'da geldi." konuyu anında kapatıp Duygu'ya dönünce gülümsedim.
Kadında sevmiyordu işte, bende sevememiştim uyuz kız.
Çağan annesini öpüp vedalaşırken çantamı getiren kıza teşekkür edip gülümsedim.
"İyi akşamlar Aynur teyzecim." beni öpüp gülümsediğinde Çağanın uzattığı eli tuttum. Cidden artık yalandan gülümsemekten ölecektim.
Kapı kapandığı an elimi çektim elinden.
"Ne oldu Azra?"
"Yok bir şey." Koltukta yerime oturup kafamı camdan dışarı çevirirken Çağan bir şeyler mırıldanıp arabayı çalıştırdı. Açıkçası zerre kadar umurumda değildi.
Beni bir sürü yalanın içine sürüklemişti. Kadının yüzüne bakamıyordum resmen. Nasıl böyle bir şey yapardı ailesine aklım almıyordu.
Eve geldiğimizde kapıyı çarpıp binaya doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Beni zaten resmen zorlamıştı giderken. Bir daha da olmayacaktı bu. Bu akşam cidden bu aptal oyuna son verecektim.
"Azra yavaş olsana." peşimden koştuğunu hissetsem de gözlerimi devirip binaya girdim. Asansörün düğmesine basıp kapıların kapanmasını beklerken nefes nefese bir şekilde girdi içeri.
"Neyin var senin?"
"Yok bir şey dedim ya Çağan!"
"Hiç öyle durmuyorsun ama. Sinir küpü gibisin."
Duran asansörden inip "Neden acaba?" dedim sinirle. Acaba nedendi? Gerçekten beni delirtmeye falan çalışıyor olmalıydı ama yemezler.
Kapıyı açıp eve girdiğimde peşimden söyleniyordu. Ya gerçekten söylenmeye hakkı olduğunu falan mı sanıyordu acaba?
"Bak ne var biliyor musun? Ben pes ediyorum. Evi de al tepe tepe kullan seninle daha fazla uğraşmak, yalanlarına ortak olmak istemiyorum."
Geri geri yürüyüp odama girdim. Şaşırdığını fazlasıyla belli etmişti.
"Azra ne saçmalıyorsun?" Bu adam hep bana soru mu soracaktı acaba?
Dolabın üstünden valizimi indirdim. Daha fazla ona ortak olmayacaktım çok kararlıydım bu konuda. Kapımı kilitleyip üstümü değişirken yumrukları kapıya iniyordu.
"Ya yeter vurup durma kapıya üstümü değişiyorum!"
"Aç şunu ne pes etmesinden bahsediyorsun!?" kapıyı hızlıca açınca yumruğu havada kalakaldı. Üstümdeki kot pantolon ve tişörtle karşısında dikilirken konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
Literatura Kobieca"Ben hayatta seninle aynı evde kalmam!" burnumu havaya dikip sinirle söylendim. Saçımı başımı yolacaktım şimdi sinirden. "Bende sana çok meraklı değilim ama mecburuz." Ya da bir dakika neden onun saçını başını yolmuyordum ki? ©️Tüm hakları saklıdır.