Bakınız bu bölümde satır arası yorumlarınız bekleniyor. Pür dikkat okuyorsunuz biliyorum ama olsunfldmdlmd
*_*_*_*_*_*_*_*_-Çağan-
Uykuya dalan sevgilimin saçlarını okşarken yüzümde istemsizce bir gülümseme vardı.
Azra beni seviyordu!
Tamam beni sevdiğini hissediyordum ama hiç söylememişti. Evet biliyordum o sevmediği bir insanla bunları yaşayacak bir kadın değildi ama yine de ağzından o kelimeyi duymak, hem de birçok dilde bunu duyabilmek, paha biçilmezdi.
"Çağan.." kirpikleri titreşirken dudaklarımı saçlarından çekip "Uyu bebeğim." Dedim.
Onu kucaklayıp odamıza götürürken ince kollarını boynuma sarmış kafasını da göğsüme yaslamıştı.
Bana böyle sığınmasına bayılıyordum.
Üstündeki pantolonun düğmesini açarken sıçrayarak gözlerini açtı.
"Ne yapıyorsun?"
"Pijamalarını giydirecektim." Kafasını olumlu anlamda sallarken "Rüya gördüm. Ne kadardır uyuyorum?" Dedi.
O sırada yatakta oturur pozisyona gelmiş sırtını yatak başlığına yaslamıştı.
Dolaptan pijamalarını alıp ona yaklaştım.
"Yarım saat anca oldu. Rüya mıydı yoksa kabus mu rengin attı." Yedi saniye rüya görmek için yeterliydi ve o bunun için oldukça uzun uyumuştu.
"Uçurumdan düşüyordum. Garipti."
"Güzelim rüyaydı ve geçti. Hadi üstünü değiş sonra da uyuyalım."
Elimden aldığı pijamalarla teşekkür edip yanağıma öpücük bıraktı.
Üzerini banyoda değişip geldiğinde yatağa girmiş onu bekliyordum.
Yanıma gelip kedi gibi kollarıma kıvrılınca gülümsedim.
"İyi misin?"
"İyiyim bugün yorucuydu sadece." Beni onaylarken dudaklarını göğsüme bastırdı.
Bunu beni rahatlatmak için yaptığını biliyordum ama yine de etkilenmediğimi söyleyemezdim.
Azra hayatıma girdiğinden beri başka bir kadın olmamıştı ve bundan istemsizce memnun oluyordum.
"Bununla üşümeyecek misin sen?" Üstündeki kısa kolluya attığım garip bakışları fark etmiş olsa gerek kıkırdadı.
Gülüşü.. duyduğum en güzel melodi olabilirdi.
"Ev sıcak hem, yorgan ve sen varsın." Son dediğiyle bakışlarını benden çekse de kocaman sırıttım.
"Doğru ben varım." Kollarımı ona sıkıca sarıp yorganı iyice üstüne çektim.
"Ama yine de üşüme sen."
Telefonuma gelen bildirimi es geçip ışığı kapatırken tekrar gelen bildirimle Azra gözlerini devirdi.
"Cidden patron olan Ahmet amca değil mi?"
"Evet güzelim, o yüzden onu değil beni rahatsız ediyorlar." Üstünden zıplayıp çıktım yataktan.
Bu yatağın tek tarafının duvarda olması hiç iyi değildi.
"Efendim Özkan?" Resmen sinirle tısladım. Bu çocuğu gebertecektim.
"Azra eve gelmedi mi hala, ne bu sinir?" Gevşek sesi sinirlerimi iyice gererken kısık sesle bir küfür savurdum.
"Bana bak! Azra yanımda. Ona güveniyorum diyorum sen kafayı mı yedin?"
"Ahmet Bey ile konuşmamız lazım Çağan. Ne kadar bu süreci uzatabiliriz ki?" Avucuma alnıma yaslayıp koltuğa çöktüm.
"Azra değil. Araştırmaya devam edeceğim. Babamın bilmesi gereken bir şey yok."
"Yanılıyorsun elimizde başka şüpheli yok." Gergin sesini duysam da umursamadım. Benim sevgilim bana ihanet etmezdi.
İçeride uyuyan kadının Özkan'dan daha masum olduğuna emindim.
Azra bile bile beni üzecek bir şey yapmazdı.
Ayrıca bunu neden yapsın ki? Parayla işi bile olmuyordu. O öyle bir insan değildi, bu yüzden güvenim tamdı.
Sorgulamıyordum bile.
Odaya geri döndüğümde benim tarafımda uyuyan Azra'yla gülümsedim. Çoktan uyumuştu demek ki.
Kısa saçlarını ensesinden çekip o noktaya ufak bir öpücük bıraktım. Kokusunu nasıl tarif edebilirdim bilmiyorum.
Sanki bana sunulan bir hediye gibiydi Azra. Her şeyiyle o kadar güzel, o kadar iyiydi ki. Ben buna sahip çıkamazsam tamamen kendi salaklığımdı.
Gözlerimi yumup uykuya bıraktım kendimi, bedenimin bu dinlenmeye ihtiyacı vardı.
Gördüğüm güzel rüyadan yanı başımdaki komodine bıraktığım telefonun sesiyle sıyrılırken Azra uyanmasın diye hızlıca o tarafa döndüm.
Babam arıyordu.
Bu saatte mi? Cidden ne alakaydı şimdi.
Sonra içime çöken huzursuzlukla aslında boş olan ama fark etmediğim yatağın diğer tarafına baktım.
"Baba?"
"Şirkete gelsen iyi olur Çağan. Acil bir durum."
Korkuyla yutkunurken omuzlarım çöktü. Babam tek kelime daha etmeden kapatırken boş yataktan çıktım.
Azra nereye kaybolmuştu?
Acil durumun onunla alakalı olmadığına kendimi inandırarak beyaz tişörtümün üstüne siyah kapüşonlumu giydim.
Geçtiğim tüm odalara baktım. Azra yoktu. Telefonu ve çantası da ortalarda gözükmüyordu.
Üstümdeki eşofmanın cebine arabanın anahtarını atarken ısrarla Azra'yı arıyordum.
"Neredesin Azra, nerede?"
Eveeeeet Azra nerede?
Aslında nerede olduğu belli ama neden orada?
Tahminleri alalım en yakın tahmini yapabilene bir sonraki bölümü ithaf edeyim mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
ChickLit"Ben hayatta seninle aynı evde kalmam!" burnumu havaya dikip sinirle söylendim. Saçımı başımı yolacaktım şimdi sinirden. "Bende sana çok meraklı değilim ama mecburuz." Ya da bir dakika neden onun saçını başını yolmuyordum ki? ©️Tüm hakları saklıdır.