32

12.7K 935 160
                                        

"Annenler gitti, Aynur teyzeyi de eve gönderdik. Ahmet amca burada sadece." İlker elindeki tepsiyi masanın üstüne bırakırken Sıla yüzüğümü uzattı.

"Bir süre parmağından çıkarmazsan iyi olur." İlker'i onaylayıp çayımdan bir yudum aldım.

"Duygu nerede?"

"Görmedim bilmiyorum." Omuz silkip onu düşünmemeye çalıştım. Nerede olduğunu görmemiştim İlker'de bilmediğine göre hastaneden ayrılmış olmalıydı.

Parmağıma taktığım yüzüğe bakmayı kesip ayağa kalktım.
"Ben yukarıda bekleyeceğim. Siz de içip gelirsiniz."

"Azra?"
"Efendim?"

"Ben diyorum ki eve mi gitsek biz de acaba?"

"Canım sen git. Hem yoruldun zaten bekleme burada boşuna."

"Ondan değil ben ikimiz birlikte gidelim diyorum. Sen de yoruldun hem Çağan uyanırsa İlker haber verir, değil mi İlker?"

İlker anında kafasını sallasa da gözlerimi devirip çayımı alarak onlara arkamı döndüm.

"Ben hiçbir yere gitmiyorum. İlker Sıla'yı eve bırakırsan sevinirim."

Beni onaylayan birkaç homurtu çıkardıklarında ben çoktan asansörlere giden yola girmiştim.

"Azra."

"Ahmet amca sen hala buradasın?" Gülümseyip elini uzattı. Yanına oturup elini tuttum.

"Doktorlarla konuştum, Çağan'ın ne zaman uyanacağı belli değil kızım. Sen de git eve. Haber verecekler zaten."

"Yok olmaz öyle. Hem beklerim ne olacak? Uyandığında bizden birini görmek isteyecektir." Gülümseyip ona baktığımda Çağan'ın kaldığı odadan çekti bakışlarını.

"Peki kızım. Sana emanet." Kafamla onaylayıp onun ayağa kalkışını izledim.

Cama yaklaşıp son kez oğluna baktı. Çağan'ı buradan oldukça net görebiliyorduk. Neyse ki böyle bir şansımız vardı.

"Gelmeyeceğinize inanıyordum artık." Efe ve Ege koşturarak geldiklerinde gülümsedim. İkisi de kollarını etrafıma sararken derin bir nefes aldım. Çağan'da böyle sarılacaktı bana bir çıksaydı içerden.

"O nasıl?"

"Ameliyatı atlattı, uyanmasını bekliyoruz." Ege geri çekilip çatık kaşlarla bana bakınca kafamı iki yana salladım.

"Ne?"

"Ne zaman uyanırmış?"

"Belli değil. Yarın da uyanabilir günler sonra da.. ama olsun beklerim ben. Bekleyeceğim."

-4 Ay Sonra-

"Azra sana eve gel demiştim." Dudağımı ısırıp alnımı sıvazladım. Telefonu suratına kapatsam ayıp etmiş olur muydum?

"Gelemedim."

"Canım mezuniyetin var bugün inat etme artık ne olur."

"Sıla yapamayacağım. Bugünü Çağanla hayal etmiştim onsuz yapamayacağım."

"Azra yapma böyle." Titreyen dizlerim yüzünden kendimi bulduğum ilk koltuğa bırakırken mırıldandım.

"Ne yapmayayım?"

"Bu şekilde yaşayamazsın. Çağan yok işte sen de biliyorsun bunu. "

Çağan yok mu?  Şu cümlenin içimde yarattığı tarifsiz acıyı ona nasıl anlatabilirdim ki?

PERESTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin