Karşımdaki insanlardan bakışlarımı çekip kızlara döndüm.
"Yemin ederim ellerim kaşınıyor gidip saçını başını yolacağım."
"Artık atılacağın bir yurtta yok Azra. Neden duruyorsun kızım?" Babamın neden yurttan atıldığımı öğrenmesine mi şaşırayım durmamın sebebini merak etmesine mi?
"Baba ben kimseyle fiziksel olarak kavga etmedim ki yurtta. İnsanlar arkalarında bıraktığı pisliği umursamadıkları için kavga ettim. Laf dalaşı kavga sayılıyorsa tabi."
İstesem pekala dövebilirdim ama şiddet taraftarı bir insan değildim.
Ama Duygu sınırını aşmıştı çoktan.
"Babasıyla görüşeceğim. Ne zaman kızına dur diyecek merak ediyorum belki de işin içinde o da vardır." Ahmet baba böyle deyince dudağımı büktüm .
Yıllardır dost olduğu insanların böyle şeyler yapmasına tabi ki üzülürdü.
"Tamam buradaki işimiz bittiyse eve gidebilir miyiz?" Derin kafasını kocasının omzundan kaldırıp sorunca başımla onayladım.
Hamile haliyle kızı da yormuştuk.
"Azra sen benim arabama geç. Eve gidelim annen merak ediyor."
"Ama eşyalarım evde."
"Bundan sonra bizimle kalacaksın sonuçta, yarın gider toplarsın eşyalarını." Çağan'a bakmayıp babamı onayladım.
Yapacak bir şeyim yoktu.
Ahmet baba görevli polislerle konuşurken ağır adımlarla şirketin çıkışına doğru ilerliyorduk.
"Kemal amca, izin verirseniz Azra'yı yarın sabah ben getirsem. Çözmemiz gereken bir sorunumuz var bu gece halledeceğimizi umuyordum."
Babam şirketin kapısından çıkacakken durup elini Çağanın omzuna koydu.
"Sabrımı zorlamasanız mı acaba Çağan?"
"Söz veriyorum sabah erkenden getireceğim. Hem evimizi biliyorsunuz Azra'yla evlenene kadar onun adına zarar verecek bir davranışta bulunmam. Lütfen, rica ediyorum."
Boğazımı temizleyip ikisinin dikkatini üstüme çektim.
"Baba cidden, daha sonra şansımız olmayacak gibi hissediyorum."
Babam bir süre sessiz kalınca hemen peşimizden gelen arkadaşlarıma baktım.
Derin ve Sıla tarafından kenara çekilirken önce ben açtım ağzımı.
"Selim'e ne zaman söyleyeceksin Derin? Çocuk başka bir şey var sanacak."
"Ya ben nereden bileyim böyle olacağını. Bu gece söyleyeceğim her şeyi ayarladım evde bizi bekliyor." Gözleri heyecanla parlayınca gülümsedim.
"Sıla çok teşekkür ederim. Büyük bir risk aldın benim için."
Elimi tutup gülümserken mırıldandı.
"Daha yaptığımız hiçbir şey değil. Duygu'dan kurtulduktan sonra şampanya patlatacağım."
Üçümüzde kıkırdarken Derin duraksayıp konuştu.
"Çocuk daha doğmadan duyduğu şeylere bak. Ben portakal suyu içerim siz ne yaparsanız yapın."
"Derin, hadi sevgilim." Selim'in sesiyle bize bakan üç erkeğe döndük.
İlker Selim ve tabi ki Çağan.
Babamı nasıl göndermişti acaba?
"Babam?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
ChickLit"Ben hayatta seninle aynı evde kalmam!" burnumu havaya dikip sinirle söylendim. Saçımı başımı yolacaktım şimdi sinirden. "Bende sana çok meraklı değilim ama mecburuz." Ya da bir dakika neden onun saçını başını yolmuyordum ki? ©️Tüm hakları saklıdır.