"Ah! Başımda filler tepişiyor Allah belanı vermesin Çağan!" Kafamı yastığa biraz daha gömüp gözlerimi zar zor açtım.
Ulan ne olmuştu dün gece ya öyle?
En son masada yatıyordum. Sonrası yoktu.
Üç kadeh şarap beni bitirmişti demek ki. Dışarda falan yanlışlıkla bile olsa içmemem gerekti bunu.
Başım zonklayınca elimle ovalayıp yan döndüm.
Saat daha çok erkendi biraz daha uyusaydım.
Gözlerimi yumdum ama ağrıdan yatabilecek durumda değildim. Çantamdan ilaç çıkarıp baş ucundaki sudan içerek yuttum hapı.
"Yemin ediyorum oklavayla falan döveceksin bunu. Ah çok ağrıyor."
Yastıklarımı suratıma kapatıp gözlerimi yumdum tekrar. Ölmüşüm ağlayanım yok gibiydi resmen.
İki saat sonra duş alıp daha kendime gelmiş bir şekilde odadan çıktığımda salondan gelen gürültüyle o tarafa yöneldim.
Üstümde pembe rahat bir eşofman ve beyaz yarım tişört vardı. Kimse yoktur diye rahattım ama Çağan evdeydi bu saatte neden?
"Tamam teşekkür ederiz."
"Çağan?" Saçlarımı sağ tarafıma atıp ona yaklaştığımda bakışlarını benden çekip internet kutusuna yöneltti.
"Çamaşır makinesi de tamam. Mutfaktaki yerine kondu serviste geldi halloldu her şey."
"Süper şey dün gece ne oldu? Yani ben en son masanın üstünde uyukluyordum." Kaşlarını çatıp bana dönünce tek ayağımı arkaya alıp ona baktım.
"Hatırlamıyor musun hiçbir şey?" Kafamı anında iki yana salladım..
Nefesini üfleyip "Benim 8 tane olmam konusunda kavga ettin benimle o kadar. Sonrada götürüp yatırdım seni." Dedi.
"O kadar değil mi? Rezil olacağım bir şey yapmadım." Gülümseyip kafasını salladı.
Oh be şükürler olsun.
"Vallahi rahatladım şu an. Tamam ben kahvaltı yapacağım sen işe gitmiyor musun?"
"Hayır evdeyim, zaten tatil için izin alacaktım babamdan annem konuşmuş 15 gün evdeyim."
Aman aman ne güzeldi.
Birbirimizi boğardık artık 15 gün aynı evde.
"Anladım ben tatile gitmeyi düşünüyorum okulum bitti zaten. Sınav sonuçlarının açıklanması kaldı bir tek. Sonra tatile giderim. Sende takılırsın rahat rahat."
Kendime ve ona sandviç hazırlayıp peçeteye sardım. Çamaşır makinesi çok güzel ve son modeldi.
Ah paranın gözünü seveyim. Yurtta haftada bir gün tek renk çamaşır yıkayabiliyorduk şimdi ona inat çamaşırlarımı yıkayacaktım.
Portakal suyu eşliğinde sandviçimi yerken bilgisayardan ucuz tatil yeri bakıyordum.
"Ne yapıyorsun?" Elimi iki yana salladım boş ver manasında.
Ağrı kesici etkisini göstermeye başlamıştı.
Çağan televizyonda bir spor kanalını izlerken "Antalya mı olsa Muğla mı?" Diye mırıldandım.
Kararsızlık seviyem son noktadaydı..
"Muğla, orası daha güzel." Bu beni mi dinliyordu ya?
"İyi Antalya'ya gideyim o zaman." O gülerken internetten gezilebilecek yerleri araştırıyordum.
Gidip otele tıkılı kalmak benlik bir şey değildi. Hayır otelde duracağıma paramı cebimde bırakıp balkona havuz kurardım yanı.
Şu plastik olanlardan..
Arkamda hissettiğim bedenle Çağana döndüm.
Koltukta dibime kadar girmiş bilgisayar ekranına bakıyordu.
"Böyle otellere bakma kötüdür." Başka bir oteli açarken önüme dönüp biraz ileri gittim koltukta.
Fazla yakınlık kurmasam daha iyiydi.
"Tamam bakarım bunlara da teşekkür ederim."
"Bende tatile gideceğim."
"Hı iyi. Annen zaten öyle dedi birlikte tatil yapıyoruz sanar hem daha iyi."
Birkaç dakika sonra o telefonuyla konuşmak için balkona çıktığında Fethiye'de beş yıldızlı bir otele rezervasyon yaptırmıştım.
Gitti paracıklarım ama olsun.
"Azra ben çıkıyorum." Aceleyle koltuğun üstünden atlayıp odasına koştuğunda kalktım yerimden.
"Çağan iyi misin ne oldu birden?"
Odasının kapısının açık olmasının yanı sıra üstündeki tişörtü ne ara çıkarmıştı acaba?
"Babam çağırdı. Bir şey oldu kesin hayır uzun zamandır rahat duruyorum ama bir şey mi yaptım acaba?"
"Daha taşınalı bir hafta olmadı ne kadar uzun süreden bahsediyor olabilirsin ki?" Bana kötü kötü bakmaya başladı.
"Kızım benim için bir hafta bir ömür gibi zaten." Gülüp kafamı iki yana salladım.
Aptal çocuk.
"Tamam git öğren bakalım yine ne yapmışsın. Eve dönerken de lahmacun alsana ya canım çok çekti şu an."
Aşeren kadınlar gibiydim bende. Canım sürekli bir şey istiyordu.
Yanımdan geçerken yanağımı sıkıp "Alırım." Dedi.
Bak bana bu kadar samimiyet fazla kardeşim.
Uzak duracaksın yani. Anlatabiliyorumdur inşallah.
"İçimden konuşmasam anlardı."
"Efendim?"
"Yok bir şey yanına da ayran alalım diyordum."
"Tamam gelirken alırım merak etme. Hadi kaçtım ben." Kapıyı açıp çıktığı an salona döndüm.
Dün geceki aptallığımı bir daha tekrarlamamam şarttı. Hayır hatırlamamak kötüydü ya dediği gibi olmadıysa da rezil olduysam?
Ay ben nerelere gidem?
Şuraya kendisine tatil bakan bir Azra çizelim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
ChickLit"Ben hayatta seninle aynı evde kalmam!" burnumu havaya dikip sinirle söylendim. Saçımı başımı yolacaktım şimdi sinirden. "Bende sana çok meraklı değilim ama mecburuz." Ya da bir dakika neden onun saçını başını yolmuyordum ki? ©️Tüm hakları saklıdır.