|Cem Adrian - Biz Senle|
Bu şarkıya iyi bakın, bir kere daha dinleyeceğiz.
Tüm savunmasızlığım iki adamın bakışları arasında gölgelenirken, zihnimde pinekleyen düşünceler tek tek kayboldu. Dudaklarımı aralamak için gösterdiğim çaba yersiz ve anlamsızdı.
Babamın kaşları saniyeler içinde gözlerinin üstüne bir sis gibi düştüğünde, alnının ortasındaki çizgi dipsiz bir mezarlığa büründü. Sert çehresi gerilirken kısılmış gözleriyle Ege'yi süzdü. Ege ise bu sırada bir bana bir de babama bakıyordu. Birkaç adım atarak babamın karşısına dikilip elini uzattı.
"Merhaba, ben Ege. Ada'nın arkadaşıyım." Canice yanağımı dişledim. Babamın bakışları bana değerek, Ege'nin uzattığı eline düştü. "Arkadaş," dedi tehlikeli bir fısıltıyla. Tamam medeni bir insandı ama yine de pek sıcak bakacağını düşünmüyordum.
"Demek Ada'nın arkadaşısın," diye bir kez daha sorguladı babam. Ateş fışkıran kahve hareleri Ege'de gezinmeye devam ediyordu. Ege'nin nefesini tuttuğunu görebiliyordum. Sadece kafa sallayabilmişti. Ege'nin elini sertçe kavrayan babamla gözlerim hafif irileşti. Ege'ye kaş göz yaptığımda o da anlamazca bana kaş göz yapıyordu. Eli hala babamın avcunda esirken, babam direkt Ege'nin gözlerinin içine bakıyordu.
"İçeri geç." Büyüttüğüm gözlerim babamı buldu. Kalbim bu kadar aksiyonu kaldırmazdı. Ege itiraz edecek gibi olduğunda, babam biraz kendini geri çekip kapıyı araladı. "Hadi."
Ege, göğsünü körükleyecek derin bir nefes alıp, bana baktı. Yapacak bir şey yok der gibi bakarak karşılık verdiğimde babamın araladığı kapıdan içeri birkaç adım attı. Adımları küçük ve yavaştı. O içeri girdiğinde babamın bakmasıyla kaşlarımın altından çekingence baktım. Bana ters bir bakış atarak kapıyı açık bırakıp içeri girdi.
Vakit kaybetmeden hemen içeri girdim ve çantamı bir kenara atarak salona yöneldim. Ege ayakta dikilmiş ne yapacağını bilemezmiş gibi duruyordu. Babam tekli koltuğa rahatça otururken sol bacağını sağ dizinin üstüne koyarak Ege'ye baktı.
"Otur." Her zaman ciddi olmasına rağmen şu an daha bir ciddi gelmişti gözüme. Ege, gözüne kestirdiği ikili geniş koltuğa yönelerek iri bedenini yığdı. Gergindi. Ben de babamın çaprazında kalacak şekilde Ege'nin karşısına oturdum. Ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi dudaklarımın arasından ufak ufak bırakırken Ege de elleriyle oynuyordu.
"Aynı sınıftasınız," diyen babamın cümlesi onay gerektiren bir soruydu aslında.
"E-vet," diye kekeledi Ege. Onu ilk defa böyle görüyordum. Parmaklarımla dizlerimin üstünde ritim tutarken, kalbim sınırlarını zorluyordu.
Babam elinin tekiyle pantolonunu silkelerken sorgusunda acelesiz davranıyordu. "Nerelisiniz, ailen ne iş yapıyor?" diye sordu sakince.
"Aslen İzmirliyiz ama uzun süredir burada yaşıyoruz. Babam amcamla bir kafede ortaklar. Annem ise bir butik işletiyor." Onun hakkında bilmediğim şeylerden sadece birkaç tanesiydi. İzmir demesi babamın dikkatini çekmiş olacak ki, başını kaldırarak bana döndü. Kısa bir bakışma geçti aramızda. Ve sonra tekrardan Ege'ye döndü. Asıl sorusu şimdi gelecek gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL ADA'M & KÜL DÜĞÜMÜ
Teen FictionAdam, şafak sökerken yığmıştı ölü denizlerini göğsüne. Tebessümüne giydirdiği kefeni ustalıkla yüreğindeki mezarlığa kabul etmişti kadın. Sessizliğin alevinde yanan adamla, adamın küllerinde matem tutan kadının hikâyesi... Ne bir sessizlik bu kad...