Model - Mey 🌹Zakkum & Cem Adrian - Biraz Uyu
Öyle anlar gelir ki, kendinizi anlatamadığınız anlarda, karşınızdaki insanı alıp zihninizin içine sokmak istersiniz. Yıllarca kendimi anlatamadığım o kadar çok zaman oldu ki, sadece insanların gözlerinin içine bakarak anlamalarını bekledim. Belki gereğinden fazla sustum ama çokça dinledim.
Şimdi ise herkes sağır olmuş bana...
Afra'nın toplantıya dönmesinin ardından ben de kararlılıkla salona girdim. Buğra ve Toprak'ın arasında kalan koltuğuma oturduğumda, Buğra'nın sorgulayıcı bakışları üzerimdeydi. "Sonra anlatırım," diye fısıldadım. O sırada sahnedeki iki çocuktan biri daha gür bir sesle konuşmaya başladı.
"Amacımız birçoğunuzun da bildiği gibi, gönüllülük esasına dayalı olarak, etkinlikler düzenleyip ulaşabildiğimiz kadar insana yardımcı olmak. Üstelik bunu elimizde olmayan bir şeyle değil, bizzat kendi içimizdeki o mucizevi yeteneklerle yapıyoruz. Yardımın küçüğü veya büyüğü yoktur. Daha önce hiç duymamış birine sağladığımız işitme cihazının verdiği duyguyla, yine daha önce hiç yürümemiş birine sağladığımız protez bacağın verdiği o duyguyu karşılaştırmak mümkün değildir." Bizden üç dört yaş büyük olduğunu tahmin ettiğim çocuk, dinlenircesine duraksadığında salonda çıt çıkmıyordu.
"Aranızda, bir saat sonra da tıpkı şu an olduğu gibi sağlıklı olacağının garantisini verebilecek var mı?" İnce bir anlam üzerine yatırılan kelimeleriyle birlikte gözlerini salonda gezdirdi. "Kimi zaman saliselerle kazanılan hayat, yine saliseler içinde çok çabuk bir şekilde kaybedilebilmekte. Sağlıklı bir birey olmanız, her daim sağlıklı kalacağınızı göstermez. Kendimizi bir anlığını da onların yerine koyabilirsek, belki bir nebze de yardımcı olabiliriz.
Aklımdaki etkinlik için, gerekli izinleri almam ve gerekli kişilerle konuşmam uzun zaman aldı. Çünkü yardımın ulaşacağı kitleyi yeterince büyütmeyi amaçlıyorduk. Nitekim öyle de oldu. Şimdi şöyle ki; yaklaşık iki üç hafta sonra gerçekleştireceğimiz etkinlikte her birimize büyük görev düşüyor. Ünlü bir tasarımcının bize emanet edeceği mekân oldukça büyük ve belirli alanlara ayrılmış durumda. Yirmi dört saatliğine ev sahipliği yapacağımız bu mekânda; bir kısım kendi yazdığı oyununu sergilerken, bir kısım kendi müzik grubuyla sahne alacak. Yine aynı şekilde fotoğraflar ve resimler bir bölümde alıcıya çıkarken, tasarımdakiler de kendi tasarladıklarıyla defile yapacaklar.
Bunların bazıları genellikle yaptığımız şeyler ama bu sefer sergileyeceğimiz alan ünlülerin ziyaret ettiği bir yer olduğu için yapılan bağış da artacaktır." Herkes dikkatle dinliyordu, tabi Toprak hariç. Oturduğundan beri telefonda biriyle mesajlaşıp duruyordu.
Birkaç açıklamadan daha sonra konuşma bittiğinde herkes yavaş yavaş dağılıyordu. Toprak'ın hâlâ keyfini bozmadan oturmasına aldırış etmeden kalkıp önünden geçtim. Birçok duygu içerisindeydim. "Oğlum sen niye hep olmaman gereken yerlere geliyorsun?" Buğra'nın kızgın çıkan sesiyle durup arkamı döndüm. İkisi de ayağa kalkmış karşı karşıyaydılar. Toprak yüz hatlarındaki rahatlıkla kaşlarını kaldırdı.
"Belki ben de buraya kaydolacağım, kimbilir?" Üçümüz de büyümüş gözler ve açık kalan ağzımızla olduğumuz yere mühürlenirken umursamazca salonun çıkışına doğru yürüdü. Buğra şaşkınlığın getirisiyle yüzünü kırıştırarak söylendi.
"Ne dedi o? Buraya mı kaydolacakmış?" Ekin belirsiz yüz ifâdesiyle Toprak'ın arkasından bakarken "Galiba öyle yapacakmış," dedi.
"Bunun sesi güzel," dedi Buğra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL ADA'M & KÜL DÜĞÜMÜ
Teen FictionAdam, şafak sökerken yığmıştı ölü denizlerini göğsüne. Tebessümüne giydirdiği kefeni ustalıkla yüreğindeki mezarlığa kabul etmişti kadın. Sessizliğin alevinde yanan adamla, adamın küllerinde matem tutan kadının hikâyesi... Ne bir sessizlik bu kad...