28.BÖLÜM| MATEM YOLU

6.7K 468 224
                                    

XX|

İyi akşamlar!
Bir sürpriz yapayım dedim, sevindiniz mi? Finale adım adım ilerlerken yapacağınız yorumlar benim için gerçekten önemli.

Grup Alzaymır - Aşk Yalanmış 🌹

Keyifli okumalar

Tek elimi kullanarak "Gideriz," dediğimde yüz hatlarındaki gerginlik yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştı.
Kolunu omzumdan geçirerek, avcunun içini o omzumun kavis kısmına yasladı.

"Gitmeliyiz."

"Bir dakika..." diyen Buğra'ya kaydı gözlerim. Bir şeyi çözmek ister gibi bir hâli vardı. "Sen onun ne dediğini anladın mı?" Afra, durumu kurtarmak ister gibi yerinde doğrularak lafa girdi.

"Şey tahmin et-"

"İşaret dili biliyorum." Ege'nin artık saklama gereği duymayarak sakince söylediklerinden sonra, Afra'nın yeşil hareleri ne düşündüğümü çözecekmiş gibi beni bulmuştu. Cevap olarak sadece gülümsedim.

"Ne diyeceğimi bilemedim," diye mırıldandı Buğra. "Harikasın dostum."

"Öyleyimdir." Hepimiz Ege'ye ters ters baktığımızda omuz silkerek duruşundan taviz vermedi. Buğra göz kırparak, "Tabi bir ben değilsin orası ayrı," dedi. Bu atışmalarını seviyordum.

"Aslında mükemmelik konusunda benimle yarışamazsınız," diyen Afra sırıtarak bize bakıyordu. Gülüşleri Buğra'ya ömür katan cinstendi. Dalgasına söylediğini gözlerindeki ifadeden anladığımı söyleyebilirdim. Buğra, bir anda onu kollarından tutup kendine çevirerek sımsıkı sarıldı. "Gülüşünü yediğim..." Afra, fazla sıkıya gelememiş olmalı ki tek elini göğsüne koyarak Buğra'yı kendinden uzaklaştırdı.

"Bir gün sarılırken öldüreceksin beni." Buğra, kafasını sol omzuna doğru hafifçe yatırarak sevgiyle gözlerinin içine baktı. "N'apayım, o kadar tatlısın ki seni alıp göğsümde saklamak istiyorum."

"Höst lan höst!" Ege'nin yanında bulduğu yastıklardan birini Buğra'ya fırlatmasıyla Buğra küçük bir sarsılma yaşadı. Düşmanını hiç zorlanmadan bulduktan sonra elindeki yastıkla ayağa kalktı. "Ulan sen uygulamalı olarak yapınca bir şey yok, ben söyleyince suç oluyor!" Hızlı adımlarla yanımıza gelip, kalçasını ikimizin arasına sokabilmek adına epey bir uğraştıktan sonra istediğini elde etmişti. Elindeki yastığı da kucağına koyarak bir bana bir de Ege'ye baktı.

"Nasıl oluyormuş ha?"

"Buğra, şu koca kalçanı da al ve yerine git." Buğra omuz silkerek omzumu hareket ettirecek derin bir nefes aldı. Aramıza zorla girdiği için yapışık üçüzler gibiydik, dolayısıyla kollarımız da birbirine değiyordu.

"Giderim ama bir şartla."

"Neymiş o?" Buğra sevimli gülümsemelerinden birini bahşetti.

"Bize karışmayacaksın." Buğra'nın rahat vermeyeceğini anlayan Ege başını salladı, ki sallar sallamaz ayağa fırlamak üzere olan Buğra'nın kolunu tutarak sert bir yüz ifadesi takındı. Böyle zamanlarda çene hatları daha da belirginleşiyor, erkeksi görünümü güçleniyordu.

"Öyle karışmayacağım dediysem, sen de abartmaya kalkma." Buğra, Ege'nin çekiştiremeyeceği sertliğe sahip yanağından ufak bir makas alıp ayağa fırladı. "Beni biliyorsun maviş."

Afra ayağa kalkarak "Kahve var mıdır?" diye sordu. Bakışları Ege'deydi. Ege, gözlerini mutfak tarafına çevirerek çekmecenin olduğu kısmı işaret etti. "İkinci çekmecede olması lâzım."

KÜL ADA'M & KÜL DÜĞÜMÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin