9.BÖLÜM | ANLAŞMA

10.2K 605 254
                                    

Beril, küçümseyerek ne yapabilirsiniz bakışı atsa da bal rengi gözleri korkusunu ele veriyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beril, küçümseyerek ne yapabilirsiniz bakışı atsa da bal rengi gözleri korkusunu ele veriyordu. Elindeki kahveyi sinirle çöpe attıktan sonra kantinden çıktığında, Afra kollarını göğsünde bağlayarak arkasından baktı.

"Ben sana yapacağımı biliyorum." Burada yeni olduğumuz için kızın hakkında hiçbir bilgim yoktu. Afra'nın bu kadar iddialı konuşmasına bakılırsa onu fazlasıyla tanıyordu ve aklında bir şeyler olmalıydı.

Hep birlikte kantinin diğer bir yarısında kalan tarafa yöneldiğimizde gözlerim direkt camın üzerindeki pizza dilimi fotoğraflarına kaydı. Burada pizza, lahmacun, hamburger gibi daha birçok fast food çeşidi yenilebiliyordu. Tenefüslerde çok vaktimiz olmasa da genellikle öğle arasında burada yiyorduk Buğrayla. Canım pizza çektiğinde dilimi dudaklarımda gezdirirek gözlerimi kapattım. Kesinlikle hemen şimdi yemek istiyordum. Bir iki adım önümdeki Buğra'nın kolunu tutarak bana bakmasını sağladım.

"Pizza istiyorum ben." Ellerimi takip ettikten sonra o iş bende dercesine cam tezgâha doğru ilerledi ve tezgâhın hemen arkasında kalan kadına yöneltti sorusunu.

"Pizza istesek ne zamana hazır olur acaba?"

Orta yaşlardaki kadın arkasına dönüp diğerine bir şey sordukta sonra gülümseyerek "Yaklaşık 20 dakika," diye cevap verdi.

Buğra irkilerek geri çekildi. "Ne? Hayatta olmaz! Bir sonraki ders biyolojicinin, geç kalırsak müdürün yanına gönderir bizi. Sevgili müdürümüzün beni görmek istediğini hiç sanmıyorum." Dudaklarımı büzdüm.

"Şimdi pizza yiyemeyecek miyiz?" Afra da en az benim kadar üzgündü.

"Ama hazırda hamburgerlerimiz var isterseniz?" Kadının sorusuyla Afra'yla aynı anda başımızı iki yana salladık. Şu an istediğim şeyin olmasında kararlıydım.

"İsterseniz pizzamı sizinle paylaşabilirim kızlar!" Gelen tanıdık sesle başımı çevirdim. Ekin, hemen arkamızda kalan altı kişilik masaya yayılmıştı. Önünde iki tane self servis tabağı vardı ve ikinci tabağındaki pizzalara daha dokunmamıştı. Afra'yla birbirimize baktığımızda Ege yavaşça beni kolumdan çekerek iyice cam tezgâhın dibine doğru yapıştırdı.

"Ada, buranın hamburgeri çok güzel ya. Gerçekten tadına doyamazsın. Pizza falan ne ki? Boşver sen onu." Dirseğimi karnına geçirdikten sonra kaşlarımı çatarak geri çekildim. Nefesim daralmıştı, öyle sıkıya gelemezdim ben.

"Ben gidiyorum valla." Afra hiç beklemeden sırıtarak bize bakan Ekin'in masasına doğru ilerledi.

"Acaba gitmese miydin Afra, ha?" Buğra, bir ümit arkasından konuşmuştu ama Afra çoktan masaya yerleşerek bir dilim pizzayı almıştı bile. Kararsız bakışlarım Ege'yle Ekin arasında gidip gelirken açlığım ağır basınca ben de masaya doğru yöneldim.

KÜL ADA'M & KÜL DÜĞÜMÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin