Cem Adrian - Sana Bunları Hiç Bilmediğin Bir Yerden Yazıyorum
Kasım'ın ortasında, gecenin zifiri karanlığında, 23.17'de akrep yelkovanla işbirliği yapmayı bıraktı. Rotası belli olmayan uzun ve sancılı bir yolculuğun başlangıcıydı.
Bir gecenin ağıdıydı.
Bir gülüşün esir düşüşüydü.
İki dudak arasına emanet edilmiş sözcükler, gökyüzüne asılı bir umudun prangalanışını izledi. İdam edilen, birkaç parça tebessümdü.
Saat hâlâ 23.17.
Şimdi 23.18 oldu.
Bu sessizlik, bu buğulanan gözler, bu acımasız sancı geceye imzasını attı.
Kirpiklerim denizlerimin dalgasında boğuldu. Hayır, henüz ağlamıyordum. Kalbimi yıkan bu şeyi beynim idrak etmeye çalışıyordu. Bir şeyler...bir şeyler olmalıydı. Titreyen ellerimi iki yanımda sıkı bir yumruk yaparken, gözlerimi doktora doğrulttum. Minik bir umuda razıydım ama göremedim, yoktu. Göz diplerimde biriken ateşten damlaların kayarak ruhumun derin çukurlarına dolduğunu hissettim. Yüzümde beliren ifâdeler anlaşılmaz bir hâl aldı. Kalbim acıyordu, hem de çok acıyordu.
Dirsekleri dizlerinde olan teyzem, duyduklarının acısıyla, ellerini parmakları saç diplerine sızacak biçimde yüzüne kapattı. Omuzlarının sarsıldığını gördüm. Eniştemin yutkunuşu odayı doldurduğunda, aniden ayağa kalkıp, işaret ve başparmağını burun kemerine yaslayışı an be an zihnime kazındı. Olduğum yerde hareket etmeden, öylece duruyordum. Doktorun dudaklarının kıpırdadığını görünce anladım konuşmaya devam ettiğini. Test sonuçlarına göre olacaklardan bahsediyordu. Nasıl bir yol izleyeceğimizi, hemen tedaviye başlayacağımızı...
"Bir an önce testleri yapmamız lâzım. Tedaviye ne kadar erken başlarsak o kadar iyi." Duraksadı. Gözlerinin kararsızca teyzemle eniştem arasında gidip geldiğini gördüm. Alt dudağını ıslattığında ağzından çıkacak kelimelerin onu zorladığını hissedebiliyordum. "Bilirsin, her şey hastanın kabul etmesiyle başlar. Bunu ona sen açıklamak istersen eğer," dediğinde, içimi kavuran acıyı sustururcasına elimi ağzıma kapatıp kapıya doğru koştum. Kendimi dışarı attığım anda az önceki hızıma zıtlıkla ayaklarım durdu. Boş bakan gözlerim birkaç saniye boyunca hissizce yerde kaldı. Fakat hemen sonrasında sarsılarak ağlamaya başladığımda elimin tekini duvara yasladım.
Daha kaç kişi yıkılmıştı bu koridorda?
Kaç kişi duyduklarına dayanamayıp bu kapı önünde sarsılarak ağlamıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL ADA'M & KÜL DÜĞÜMÜ
Ficção AdolescenteAdam, şafak sökerken yığmıştı ölü denizlerini göğsüne. Tebessümüne giydirdiği kefeni ustalıkla yüreğindeki mezarlığa kabul etmişti kadın. Sessizliğin alevinde yanan adamla, adamın küllerinde matem tutan kadının hikâyesi... Ne bir sessizlik bu kad...