5.BÖLÜM?TUTKU
5.BÖLÜM
TUTKU
İnsan kendi kendine konuşuyor, hayata dair doğru olan şeyleri canlandırıyordu zihninde. Kendi doğrularını, olması gerekenleri tüm bunları bir bir sıralıyor, kendini hazırlıyordu. Bu tedbirler bedeni bir zırh gibi kaplıyor, hiçbir şeyden etkilenmez hale getiriyordu. İşte ben yıllarca kendi kendimi zırhlamıştım. Olması gerekenler, olmaması gerekenler birden çok kriter vardı. Bütün hepsinin sonucu benim mutluluğuma çıkıyordu. Bütün bu önlemleri kendi mutluluğum için sıralamış ve ona göre dizayn etmiştim.
Nereden bilebilirim ki bir gün bütün kuralların kolayca ortadan kalkacağını. Eğer bir gün her şeyin yerle bir olacağını bilseydim kendimi bu kadar çok hazırlayıp şekillendirmezdim. Vücudumun çevresini kaplayan bütün zırh, yerle bir olmuş savunmasız haldeydim.
Gözlerim gördüğü, kalbim de bütün engelleri yerle bir ettiği için suçluydu. Buna nasıl izin vermiştim nasıl bu kadar savunmasız kalabilmiştim hâlâ aklım almıyordu. Pişman mıydım, asla değildim. Sonuçta kalbimin ritmi ilk defa değişmişti. Ona karşı çıkmak ne mümkün, bütün bedenimi ele geçirmişti bir kere.
Aşk bu muydu? Bütün kuralların yerle bir edilmesi miydi?
Rüzgâr'ın tenine ne kadar özenle baktığımı fark edince bir kere daha anladım. Ben ona kapılmış gitmiştim. O koca bir deniz, bense küreği olmayan bir sandaldım. Bir sağa bir sola savruluyordum ama yine de onda oluyordum, ben yine de Rüzgâr'a savruluyordum. Onun derinliği beni korkutmuyor, aksine cesaretlendiriyordu. Onda kaybolup onun derinliklerinde nefes almak için can atıyordum.
Asla yapma diyemiyordum kendime. Ne dilim varıyordu ne de gönlüm. Onu aklımdan, kalbimden atma düşüncesi bile beni eziyor ve yaralıyordu. Onu daha doğru dürüst tanımıyordum bile, nasıl bu kadar güvenip onun akışına bırakabiliyordum kendimi? İlk gördüğüm andan itibaren onun yüzünü, gözlerimin önünden kaldıramıyor olsam da görmezden gelmeye çalışmıştım. Yanılıyorumdur diyerek görmezden gelmek istememiştim fakat bu sefer başkaydı. Ona olan duygularıma kıskançlık ıslak bir imza atmış ve bütün her şeyi öylece kanıtlamıştı.
"Çekilecek misin artık?"
Bir buz kütlesine dönen bedenimi kenara çektim. Kız beni umursamadan içeriye girerken Rüzgâr da aynısını yapmıştı. İlk başta beni burada görünce biraz şaşırmıştı ama sonrasında pek de umursamamıştı. Ben hala kapıda beklerken derin bir nefes aldım. Başım dehşet derecede dönüyor, ayakta zor duruyordum. Onlar içeriye çoktan geçmiş, bense kapıda sakinleşmeye çalışıyordum. Kapıyı usulca kapatıp alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Üzerimdeki heyecanı atmalıydım ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Kalbim göğüs kafesimi parçalamak istercesine atarken ara ara nefessiz kalıyordum.
Alnımdaki soğuk teri silerek içeriye geçen Rüzgâr ile o kızı düşündüm. Acaba gerçekten sevgilisi miydi? Bu düşünce bir kayanın altında kalmaktan bin kat daha kötüydü. Kalbim eziliyor, istemsizce gözlerim doluyordu. Kızıyordum kendime, ben ne ara bu kadar kapılmıştım Rüzgâr'a? Hiçbir zaman inanmadığım, ilk görüşte aşkın tam ortasına düşmüştüm. Ne iyi hissediyordum ne de kötü, bıçak darbelerini bekleyen narkoz yemiş hasta gibiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR'IN NEFES'İ
Teen FictionTANITIM~ BİLGİLENDİRME!! Göğsünde milyonlarca sim parçasını barındıran kadifemsi gökyüzünün altında ölümün kollarına koşarken başladı her şey. Bu başlangıç tesadüf bir karşılaşmayla taçlandırıldı ve kadın aşkın pençelerindeki o tatlı acıya mahrum ka...