39.BÖLÜM?SARHOŞ

262 17 1
                                    



           Eskitilmiş Yaz & Uyursam Geçer mi?

           Eskitilmiş Yaz & Uyursam Geçer mi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



39. SARHOŞ

Gün boyu üzerimdeki şaşkınlıktan kurtulamamıştım. Aynadaki yansımama bakarak usul usul saçlarımı taramaya devam ettim. Saç diplerime koyduğum tarağı yavaşça aşağıya doğru indirdim. Bu arada da anlam veremediğim o cümleyi düşünüyordum. "O benim oğlum değil" demişti Rüzgâr'ın annesi. Bunu söyledikten sonra daha fazla konuşamayacağını söylemişti. Bende ilk günden üstüne gitmeyerek rahat etmesi için elimden geleni yapmıştım. Sabah saatlerinde duşa girip bir şeyler atıştırdıktan sonra odasına gidip uyumuştu ve hala uyuyordu. Bense sabahtan akşama kadar kendime vakit ayırmaya çalışarak önce kuaföre gitmiş güzel bir bakım yaptırmıştım. Epeydir kendimle ilgilenmiyordum. Saçlarımdaki kırıkları aldırdım, yeni maskeler  ve daha nice bakım. Aslında bunların hiç sırası değildi. Bir yandan da düşününce bu süreçte ne olursa olsun kendimi de koyuvermemem gerekiyordu.

Elimdeki tarağı aynanın önüne bırakarak omuzlarımdan aşağıya inen yumuşacık saçlarımı avuçlarımın arasında geçirip kokladım. Çok güzel kokuyordu. Pijamalarımı giyip yatağıma geçecektim. Bugün erken uyumak istiyordum. Hayat ya hiçbir şey istediğimiz gibi ilerlemiyordu işte. Israrla çalan zil beni telaşlandırırken telefonumu elime alarak merdivenleri hızla indim. Aceleci tavrımın ardında ürkekliğim gizliydi. Bu korkunun olması gayet normaldi son günlerde hiçte iyi şeyler yaşamıyordum. Parmak uçlarımda ilerlerken Ebru ablanın uyanmamasını istiyordum.

Kim olduğuna bakmadan kapıyı açtım. Dışarıdan yüzüme çarpan yel ile gözlerimi kısarak tek omzuyla duvara yaslanmış insana baktım. Gözleri kıpkırmızı olmuş, pantolonun içindeki gömleğin uçları dışına çıkmıştı. Keza saçları da tıpkı üzeri gibi darmadağındı. "Rüzgâr?" Önce kaşlarını kaldırdı daha sonra bana baktı. Gülümsedi. "Nefes" sarhoştu. Ayakta durmayacak kadar sarhoştu hem de. Koluna girerek onu içeriye aldım. Koltuk altından kavrarken diğer elimle de kapıyı kapatıp kilitledim. Sağa sola savrulurken benim de dengemi bozuyordu. Onu doğru üst kattaki boş odalardan birine götürdüm. Salona geçirsem koltuklarda sızıp kalacağı bariz ortadaydı

"Bu halin ne?" Diye sordum onu yatağa oturturken. Tek kaşını kaldırıp gözlerime baktı. İçim ısınıyordu. Sırf bana bu kadar güzel baktığı için ona sarılabilirdim. Derin bir nefes alarak "halim öyle güzel ki" dedi.

"Evlilik sana iyi gelmiş belli" dudağının kenarını yanağına doğru çekti. "Boş ver evliliği" eliyle yan tarafına vurarak "gel otur." Tekrar bana döndü. Tıpkı bir çocuk gibi davranıyordu. Garip olan da şu ki; bu halleri hoşuma gidiyordu. Kollarımı göğsümde toplayarak ayakta kalmaya devam ettim.

"Oturmayacağım."

"Ama ben oturmanı istiyorum."

"Ne yapmalıyım o halde"

RÜZGAR'IN NEFES'İ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin