9.BÖLÜM? OKYANUS

997 85 3
                                    

Ben artık Rüzgar'ın derin okyanusunda nefes almaya başlamıştım.

Ben artık Rüzgar'ın derin okyanusunda nefes almaya başlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9.OKYANUS

9.BÖLÜM

OKYANUS

Siyah metal kutuya bir adım attım. Dakikalardır adımlarım gerilerken bu sefer ilerlemişti. Kalbim ısrarla o kutuyu açmamı emrediyordu. Rüzgâr'a olan duygularımın her şeyden güçlü olduğunu, ne olursa olsun üstesinden gelebileceğime inandırıyordu beni. Göğsümün sol tarafında küçük bir alana sahip olan kalbim bütün bedenime hükmediyor, her şeyi kendi himayesi altına alıyordu. Siyah tokamdan firar eden saçlarım terden sırılsıklam olan yüzüme yapışıyordu. Titreyen parmaklarımı güçlükle suratıma ileterek saç tellerimden kurtuldum. Zemin ayağımın altından kayıyormuş gibi zar zor ayakta duruyordum.

Parmaklarım siyah metal kutunun üzerinde gezinirken kalbimin sesini gürültülü bir şekilde hissettim. Elimi göğsüme koyarak derin bir soluk aldım. "Hadi yaparsın, belki de korkmanı gerektirecek bir şey yoktur içinde." diye kendi kendime teselliler vermeye çalıştım. Oysaki hiç de kutunun içinde iyi bir şey varmış gibi hissetmiyordum.

Daha fazla düşünmek ve oyalanmak istemiyordum. Her ne olacaksa bir an evvel olsun istiyordum. Zamanım kısıtlıydı. Her an Rüzgâr gelebilirdi hem de ona ait olan bir kutuyu açarken. Bu gerçekten feci bir şeydi. İyice onun gözünden düşerdim. Bu sebeple yere doğru tekrar eğilerek kutunun kapağını elime aldım.

"Hih!" Gözlerim dehşetle açılırken bedenim istemsizce geriye doğru savruldu. Kutunun içindekiler beni ürkütmüş, bedenimin kaskatı kesilmesine sebep olmuştu. Elimdeki kapak gürültü bir şekilde zemine düşerken yerde bir süre tıngırtılar çıkarmış daha sonra durmuştu.

Avucumla ağzımı kapatarak şaşkınlığımın içerisinden sıyrılmaya çalıştım. Ya da korku mu demeliyim? Duygularım karman çorman olmuş, ne düşüneceğimi bilmez hale gelmiştim. Baştan sona tüylerim diken diken olmuştu. Gördüklerim açık açık tehlikenin, acının habercisiydi. Kutu kendi içinde üç bölüme ayrılıyordu. Bir bölümünde bir tabanca vardı. Siyah tabancanın namlusu hemen yan taraftaki bölmede duran saç yığınına doğru uzatılmıştı. Kutuda bir bölme daha vardı. Buradaki ise bir anahtardı. Her birinin anlamı olmalıydı ama ne?

Kutunun birçoğunu kaplayan saç tellerini tutarak elime aldım. Buna nasıl cesaret edebilmişim aklım almıyor. Koyu siyah saç telleri bir tokayla bağlanmış, tamamen avcumun içini dolduruyordu. Birçoğu hala kutunun içinde duruyordu. Kanım çekilmiş nefes almayı unutmuştum. Saç kümesini biraz daha kaldırdım. Bunu yapmak istemiyordum, kutudakilere elimi bile sürmek istemiyordum ama durduramıyordum kendimi. Havalanan saç kümesinin ucunda hafif bir ağırlık hissettim. Dikkatle kutuya doğru eğildiğim anda, mideme bir yumru oturdu. Saç tellerinin hemen ucundaki kanlı deriyi görünce hızlıca geriye bıraktım. Kutudaki saçlar benden kopartılmış gibi canım yanıyor, gücüm kesiliyordu. Kutudan olabildiğince uzaklaşıp geri adım attım. Bu saçlar her kime aitse makasla kesilmek yerine derisiyle birlikte kopartılmıştı. Bu nasıl bir canilikti aklım almıyor.

RÜZGAR'IN NEFES'İ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin