15.BÖLÜM?BEDEL

834 67 8
                                    


Teşekkür ederim sevgilim, kışın ortasında dallarımı çiçeklendiren aşkını bana lütfettiğin için..

♧ Teşekkür ederim sevgilim, kışın ortasında dallarımı çiçeklendiren aşkını bana lütfettiğin için

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

15.BEDEL

                                                         15. BÖLÜM: BEDEL

Kalbime infilak eden zehir tüm vücudumu ele geçirmiş soluğumu kesiyordu. Bedenim kaskatı kesilmiş, kan damarlarımdan çekilmiş geriye sadece ruhumun temelli bedenimi terk etmesi kalmıştı. O da yakındır elbet. Parmak uçlarım birer buz kütlesine dönmüştü. Doğrusu bütün uzuvlarım öyleydi. Bedenime bir soğukluk peyda olmuş, zangır zangır titriyordum. Kesik kesik nefesler alıp verirken, dişlerim birbirlerine usul usul çarpıyordu. Bedenimde dolaşan tüm sıcakkan, acı hissettiğim noktaya doğru toplanmıştı haliyle bedenim ıstırap içindeydi.

Sanki ruhum bedenime terk etmiş, arta kalan can parçaları dökülüyordu bedenimden.

"Ne titreyip duruyorsun lan?"

Alnımdaki çizgiler terle dolmuş, saç tellerim bir bir ıslak yüzüme yapışmıştı. Zar zor elimi kaldırarak saç tellerimi yüzümden çektim, bu sırada alnımdaki soğuk teri de sildim. Yan tarafımdan beş para etmez herifin teki arada omzumu silahla dürtüyor bir şeyler zırvalıyordu ama onu galeye almayalı çok olmuştu. Can çekişirken bir başkasına canım için yalvaramazdım zaten.

İki omzumu da sıkarak titrememe bir son vermeye çalıştım ama başaramıyordum. Deli gibi üşüyordum.

"İyi misin?"

Başım hala dik bir şekilde yola bakıyorken Rüzgâr'ın bana baktığını hissedebiliyordum. Bende ona bakmak istiyordum ama kalbimdeki sızı buna izin vermiyordu. Kırgındım ona. Bu öyle bir kırgınlıktı ki bedenimdeki bütün etler dökülmüş, parçalara ayrılmıştım sanki.

"Seni ilgilendirmeyen birinin kötü olması ne kadar umurunda ki?" Sesimin ağlamaklı çıkmasına engel olamamıştım. Omuzlarımdaki titreme heyecan ve korkuyla daha da artarken sesli nefes alışverişlerimi durdurmaya çalışarak hızlı hızlı yutkundum. Bir yandan da gözlerim hemen başucumda duran Rüzgâr'a kayıyordu.

Derin bir iç geçirerek ofladı. "Murat klimayı aç," diye ön koltuktaki adama seslendikten sonra omuz hizasındaki cama doğru döndü.

Ön koltukta oturan adam Rüzgâr'ı ikiletmeden klimayı açtı. Yanımdaki adam da klimanın açılmasına karşı çıkmamıştı.

Keşke böyle olmasaydı. Beni ya hiç düşünmeseydi ya da hep düşünseydi. Sürekli ikilemde kalmak beni çok yıpratıyordu. Tam ona kırılıp dökülürken aniden bir şey yapıp beni toparlamaya çalışıyordu. Elbette beni düşünmesi bana kendimi iyi hissettiriyordu ama az bir zaman sonra tekrar parçalara ayırması çok canımı yakıyordu. Bunda onun suçu vardı ama suçun büyüğü bendeydi. Rüzgâr'ın en ufak bir yaklaşımından kendime duygusal bir pay çıkarıyor, çeşitli hayallere kapılıyordum. Tamamen hayal dünyasında yaşamaya başlıyordum. Gerçeklerle karşılaşınca da hayallerim bir bir suya düşüyor, dımdızlak ortada kalıyordum.

RÜZGAR'IN NEFES'İ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin