27.BÖLÜM?KORKULAR

532 46 3
                                    


Hatırıma yerleşecek olan en güzel şey kalbinin sesi

Pera& Vazgeçtim

Lütfen oylama ve yorum yapmadan geçmeyin🌺

Lütfen oylama ve yorum yapmadan geçmeyin🌺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



27.BÖLÜM? KORKULAR

Hafif aralık kalan boşluktan dışarıyı izliyordum. Gözlerim kapandı kapanacaktı lakin ben buna direniyor inatla camdan dışarıyı izlemeye devam ediyordum.

Arabada derin bir sessizlik hâkimdi. Ne Sinem konuşuyordu ne de ben. Uzun süredir yoldaydık. Ya ben bu kadar çok uyumuştum ya da Sinem beni depoya değil başka bir yere götürüyordu. Sormuyordum. Daha doğrusu soracak gücüm kalmamıştı artık.

"Neredesin?"

"Tamam, getiriyorum" Sinem'in bu kısa süren telefon konuşmasının ardından benim gözlerim tamamen kapandı. Nefes almak bile canımı yakarken etrafa bakınma çabam boşunaydı. Nasıl olsa bunun sonu yine hüsran, yine acı olacaktı.

Daha ne kadar ilerledik arabada bilmiyorum. Tek bildiğim şey kısa bir süreliğine de olsa kendimi kaybetmiş olmamdı. Birer et parçasından ibaret olan ellerimi kımıldatmaya çalışarak oturuşumu düzelttim. Oysaki bu sadece minik bir kıpırdanmaydı. Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum ama gücüm yetmiyordu.

Bir süre sonra oturduğum koltuk ne kadar konforlu olsa da beni rahatsız etmeye başlamıştı. Kendi kendime sızlanmaya başladığım sıra kısa bir süreliğine de olsa gözlerimin daldığının farkına vardım.

Gözlerimi araladığımda arabanın durmuş olduğunu anladım. Meraklı bakışlarımla etrafı kolaçan ettim. Olduğum yerde kımıldayamadığım için tam yerimizi kestiremiyordum tek gördüğüm şey sarı sokak lambalarıydı. Hemen sonrasında kapı açıldı. İşte o an boğazım düğümlendi. Günlerdir içimde patlamaya hazır o volkan dışına taştı. İlk başta anlam veremeyip uzun uzun baktıktan sonra bedenimdeki tüm acıya rağmen kendimi onun kollarına attım.  Bedenine dokunuyor olduğum halde inanamıyordum. Rüya gibiydi.

Ağlarken sesim titriyor bir yandan da gülümsüyordum. "Rüzgâr?" Ellerim ensesinde kavuşurken alnımı alnına dayadım. "İyi misin?" Diye konuştu fısıltıyla. Bu soruya içimden kıkırdadım. Bu soru şu anda bana çok komik gelmişti. Ben canıma kavuşmuştum, nasıl iyi olmazdım ki?

Tüm çıplaklığımla yalnızlıktan, acılarımdan sıyrılmış kendimi sevgilimin kollarına bırakmıştım nasıl iyi olmazdım ki?

Yüzümü çekerek boynuna doğru sızdım. Burnuma dolan kokusundan derin bir nefes aldım. Bu adam tam bir büyücüydü. Kokusu, dokunuşu her zerreme armağan edilen bir devaydı. Burnuma nüfus eden kokusu bütün yaralarımı kapatır cinstendi. Acı neydi unutmuş sadece onun yanımdayken hissettirdiği duygu içinde boğuluyordum. Bütün duygular. Evet, bütün güzel duygular onda saklıydı. Bu duygulara ulaşmam için dokunmam şart değildi. Sokağımda dolaşan ayak izlerine rastlamam bile yetiyordu bana. Ben onun en ufak iziyle avutabiliyordum kendimi.

RÜZGAR'IN NEFES'İ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin