TANITIM~ BİLGİLENDİRME!!
Göğsünde milyonlarca sim parçasını barındıran kadifemsi gökyüzünün altında ölümün kollarına koşarken başladı her şey. Bu başlangıç tesadüf bir karşılaşmayla taçlandırıldı ve kadın aşkın pençelerindeki o tatlı acıya mahrum ka...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Koca göğün altında toprakla yüz yüze kalmış, ölümün kolları arasında dans ediyordum. Nasıl bir danstı ama saniyeler sonra şakağımdan içeriye sızacak olan kurşunun farkında olarak. Bir başka farkındalığım daha vardı; Eğer o kurşun benim bedenime dokunursa bütün her şey yerle bir olurdu. Yaptığım planın temelinde ben vardım. Bir başkası değil.
Dakikalardır Şahin'e numara yapıyor hüzünlüymüş gibi duruyordum.
"Ne bekliyorsun lan öldürsene artık şunu!" Gür ağaçların arasında yankılanan sesi bende hafif bir ürpertiyle sebep olsa da başımı dik tuttum.
Şahin keyifle gülerken adamlardan birisi konuştu. "Abi bu manken" mankenin üzerindeki başörtüsünü açtılar. Hala manken olduğuna inanamıyorlardı herhalde. Bu sırada kahkahayla güldüm. "Şahin sen sandığımdan daha da aptal çıktın" şakağıma dayalı olan silahı umursamadan kollarımı göğsümde toplayarak emin adımlarla yürüdüm. Evet, Hatice nineyi buraya getirecek kadar salak değildim. Ama öyle görünmek bir şey kaybettirmezdi değil mi?
Buraya erken saatlerde gelmiş mankeni yanıma oturtmuş birebir Hatice nine gibi giydirmiştim. Şu ana kadar manken gereken görevini yapmıştı.
"Lan!" Şahin sinirlenip cansız mankene ateş ederken ben daha da zevklendim. Mankeni delik deşik ederken hemen arkasına geçtim. "Şimdi yapman gerekeni bilecek kadar akıllısındır bence" öfke dolu bakışları beni öldürmek istediğini ayan beyan ortaya seriyordu. Silahını beline yerleştirirken burnundan soluyordu. "Seni bir böcek gibi ezerim." Dudağımı büzerek etrafında dolandım. "Kadının ölmesini istiyorsan hadi hiç durma" Tam da tahmin ettiğim gibi kılını bile kıpırdatmadı.
"Sahibin sorarsa ona mankeni götür. Kadına bu saatten sonra zor ulaşırsınız" arabamın kapısını açarak gitmek için hazırlandım.
"O ne demek oluyor?"
"Sabırlı bir insan değilim demek oluyor. Salak saçma oyunlarınıza gelemem, kadını temizler yoluma bakarım" tam arabaya bineceğim sırada Şahin kıvranmaya başladı.
"Yapamazsın" hala beni denemeye devam ediyordu.
"Cesedi gönderirim sana, mankeni alana ceset bedava"
"Sadece yirmi dakika" koltuğa oturacağım sırada söylediğine kulak kabarttım.
"Takip et bizi" Arabaya binmekten vazgeçip uzaktan baktım Şahin'e. Kafası çok karışık gibi görünüyordu. Yüzünde en sevdiğim şey vardı; çaresizlik.
"Kendimi tehlikede hissettiğim anda acımam ona göre"
"Tamam, bu sefer oyun yok"
Şahin'in arabasını takip ettim. Bu sırada elimden geldiğince tedbirli davranmaya çalışıyordum.
