1.BÖLÜM?ÖLÜMÜN EŞİĞİ

9.4K 309 65
                                    

Yayım tarihi: 04.03.2021

Seksendört《》Masum Değiliz

Seksendört《》Masum Değiliz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1.BÖLÜM?ÖLÜMÜN EŞİĞİNDE

NEFES KAYA...

Birinci lokma, ikinci lokma... Karnıma sert bir yumruk yemiş gibi yüzümü buruşturarak üçüncü lokmayı alamadım ağzıma. Üçüncü lokmayı ne midem kabul ediyordu ne de yemek masasının diğer ucunda oturan kadın. Tahmin ettiğim gibi ölümcül bakışlarıyla benim lokmalarımı sayıyor, bakışlarıyla tehlike çanları çalıyordu. Çatalımı beyaz tabağın yanına bırakıp kalktım masadan.

''Sonunda doydun!''

Yediğim iki lokmayı çok gören bu kadın öz teyzemden başkası değildi. Bunu her sofraya oturduğumda yapıyordu. Yediklerimi ölçüyor, tartıyor daha sonra sofradan kalkmaya meylettiğim zaman bütün her şeyi bana zehir ediyordu.

Bu evde gözlerimi açtığım andan itibaren aynı muameleleri gördüğüm için alışık olmam gerekiyordu ama öyle olmuyordu işte. İnsanın doğup büyüdüğü evde fazlalık görülmesi hiç bir zaman alışılagelmiş olmuyordu.

Derin bir soluk alarak yutkundum. Yutkundum ama sanki bir ağız dolusu cam parçası yutmuş gibiydim. Cam parçaları dudaklarımdan bedenime doğru inerken içimi kanla dolduruyor, nefes almamı engelliyordu. Söylenen sözler, imalı bakışlar, derken içimde beni her gün ölüme çeken bir kan gölü oluşmuştu. Ölüm kokan bu kanı ne kusmasını ne de azaltmasını biliyordum.

Masanın başından ayrılarak odama doğru yürümeye başladım. Tek sığınağım odamdı.

''Yeter artık! Ben daha fazla bu evde kardeşimin katiliyle yaşamak istemiyorum.''

Tabaklar ve bardaklar bir bir yere çarpılıyor her şey tuzla buz ediliyordu. Alt dudağımı dişleyerek şaşkın bir şekilde teyzeme baktım. Öfkeden deliye dönmüş, parmak uçlarıma doğru, eline geçen her şeyi fırlatıyordu. Yine hırsını alamayınca masayı ters çevirip kan çanağına dönmüş gözlerini dikti bana. O gün gelmişti, bana neden bu kadar kin ve nefret dolu olduğunu bugün apaçık söylemişti. Annem ölmüştü. Ama ben böyle bir ithamı kesinlikle beklemiyordum. Teyzemden bugüne kadar bütün her şeyi işitmiştim lakin bu söyledikleri yenilir yutulur değildi.

Sözleri bedenime birer bıçak gibi saplanmış, beni nefessiz bırakıyordu.

Gözlerim büyümüş, kaşlarım çatılmış sadece başımı sallayabiliyordum. Daha fazlasına gücüm yetmiyordu.

"Teyze beni neyle suçladığının farkında mısın?"

Dakikalar sonra bir şeyler söyleyecek gücü bulmuştum. Aslında güçlü olmalı ve kendimi savunmalıydım ama tam can evimden vurulmuştum. Beni annemi öldürmekle suçlanıyordu. Aklım almıyordu, teyzem böyle bir şeyi nasıl dile getirebiliyordu? Nasıl bu kadar kötü olabiliyordu?

RÜZGAR'IN NEFES'İ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin