12.BÖLÜM?KAR TANELERİNE HAPSEDİLEN ANILAR

888 77 12
                                    

Onun gülümseyen çehresiydi benim güneşli günüm.

Melike Şahin&Nasır

Melike Şahin&Nasır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

12.BÖLÜM

KAR TANELERİNE HAPSEDİLMİŞ ANILAR

Bedenim tüm çıplaklığı ile hayatın akışına teslim olmuş bir et parçasıydı. Zamanın getirisi her ne olursa olsun yaşama mecburiyetindeydim, değiştirmeksizin var olan her ne ise yaşanacaktı.

Tesadüfen mutlu oluyor bazen de üzülüyordum. Lakin son zamanlarda tüm tesadüfler bana pozitif yansıyordu. Ne ara olduğunu anlamadan kendimi bir başka anının içinde bulmaya feci derecede alışmış ve sevmiştim. Bugün yine o günlerden birisiydi. Ben evde yorganıma sarılmış bir şekilde uyumayı düşünürken şehir değiştiriyordum. Sıcak asfaltın üstünden geçen binlerce arabadan biriydik. Arkamızda gökyüzüne doğru süzülen çam ağaçlarını geride bırakıyor, süratle ilerliyorduk.

Bir aralık camı açtım. Evet, hava epey soğuktu ama ormanın kokusunu hayal edebiliyor, haliyle de solumadan geçmek istemiyordum. İki parmak kadar indirilmiş camdan içeriye önce burnumun ucunu sızlatan sert bir soğuk sızdı hemen ardından şehir kokusundan çok başka bir koku. Ağaçların kabuk, yaprak kokusunu hissettikçe içimdeki pas silinmiş gibi hissediyordum. Saçlarım sert rüzgârın etkisiyle geriye doğru savrulurken cama biraz daha yaklaşıp gülümsedim. Alnım soğuktan dolayı çoktan uyuşmuştu lakin tadına doyulmaz bir hava hâkimdi.

"Kapat artık hasta olacaksın."

Rüzgâr'ın mülayim sesini duyunca kafamı camın önünden çekerek koltuğa yaslandım. Camı usulca kaldırarak yolu izlemeye devam ettim. Dışarıdan gelen uğultulu ses kesilince oldukça gürültülü bir ses hâkim oldu arabaya. Ayberk horluyordu. Pardon gürlüyordu. Duymazdan gelmeme imkân yoktu öyle gürültülü horluyordu ki inceden kızmaya başlamıştım. Ama yine de Ayberk'e kıyıp bir şey yapamıyordum.

Rüzgâr aynadan Ayberk'e bakarak ofladı. Canberk ile Fatih kulaklık taktığı için pek duymuyor hatta oralı bile olmuyorlardı. Biz rahatsız edici derecede yüksek horlama sesi içinde mahrum kalmıştık. Rüzgâr, daha fazla tahammül edemeyerek dudaklarını aralamıştı ki Ayberk ağzını şapırdatarak yönünü değiştirdi böylelikle horlaması da kesilmişti. Normalde yola çıkınca ben de uyumayı seviyordum ama bugün uykudan daha çok sevdiğim biri vardı. Rüzgâr yanımda olduğu için heyecandan uyuyamıyor, her daim onu izlemek istiyordum. Başımı koltuğa yaslayarak, kollarımı göğsümde toplayıp Rüzgâr'ı izlemeye başladım. Hiç utanmadan çekinmeden dik dik ona bakıyordum.

Bakışlarımı hisseden Rüzgâr, başını bir anda bana çevirince sesli bir şekilde yutkundum.

"Ne oldu?"

Telaşla alt dudağımı dişleyerek önüme döndüm.

"Bir şey yok."

Rahatsızca koltukta kıpırdanarak ezilip büzüldüm. Kabanımı sımsıkı bedenime dolayarak üzerimdeki panikten sıyrılmaya çalıştım.

RÜZGAR'IN NEFES'İ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin