7. Bölüm "İyilik"

3.9K 162 104
                                    

Elimdeki bardağın içindeki ılık kahveden bir yudum daha alırken sırtımı yasladığım adamın verdiği huzurla gülümsedim hafifçe. Hiçbir şey sormayışı, beni sık boğaz etmeyişi mükemmel bir hazdı. Neredeyse yarım saat olmuştu, ağladığımda beni sakinleştirmiş, üşümüş bedenimi ısıtmam için battaniyeye sarmış ve bir de kahve yapmıştı. Ben ise küçük bir bebek gibi benimle ilgilenmesine izin vermiştim.

"Teşekkür ederim,"dedim sonunda konuşabildiğimde. Gerginliğimden eser kalmamıştı, sabah yaşadıklarım ve düşündüklerim için hala üzgündüm ama Sinan'ın verdiği huzur beni rahatlatmıştı. Onun cevap vermesine izin vermeden tekrar konuştum,

"Hiçbir şey sormadığın için,"dediğimde "Merak ediyorum ama,"demişti hızla. Sırtım ona dönük yaslandığım için yüzünü göremiyordum, belime doladığı kolları arasından biraz doğrulup elimdeki kahveyi orta sehpaya bıraktım ve hafiften ona dönerek yine sarılır bir pozisyon aldım.

"Elif'e çok kızdım dün, hala kızgınım. Sana anlattıkları benim için çok önemli şeylerdi."

Vücudumun altında kasılan bedeniyle gözlerimi sımsıkı yumdum. Elif onu sevmediğimi düşündüğü için kendini kötü hissettiğini söylemişti. Bunu biliyordum. Şimdi ise ona anlatmadığım için değersiz hissediyor olmalıydı ama bilmediği bir şey vardı ki; sorun onun değersiz olması değildi. Sorun benim korkak olmamdı.

"Kendini kötü hissetme lütfen, bütün bunları anlatacak kadar cesur değildim."

"Seni her koşulda dinleyeceğimi ve asla yargılamayacağımı biliyorsun, değil mi?"

Hissedeceğini bilerek kafamı salladım. Belki şüphelerim vardı ama bugünden sonra Sinan'ın beni yargılamayacağını çok iyi anlamıştım. Ona dair her zaman güvenim olmuştu. Fakat güvenin yalnız bir şey ifade etmediğini, sevgi, belki de aşkla, birleştiği zaman tüm şüpheleri yok ettiğini anlamıştım.

"On yıl Sinan... Söylemek hiç zor değil, biliyor musun? Ağızdan çok kolay çıkıyor. On yıl. Fakat geriye döndüğümde, bugün 'on yıl' diyebilmek için belki, yaşadıklarımı düşününce nefesim tıkanıyor sanki. Annemi, babamı, kardeşlerimi o kadar çok özledim ki... Onlar için bir hiç olmak canımı yakıyor ve bu geçmiyor. Yıllardır geçmedi, geçmeyecek de."

"Sana dair farklı bir şeylerin olduğunu her zaman biliyordum, Funda. Geçmişine, ailene dair konuşmamayı tercih etmenden ziyade duruşunda, bakışında her zaman farklı bir şeyler var. Sen bunu görüyor musun, bilmiyorum ama ben arkanda bıraktığın on yılı bilsem de, bilmesem de sana baktığımda çok güçlü bir kadın görüyorum."

Uzandığım yerden hafifçe doğrularak yüzüne baktım. Gözlerim yine dolu doluydu. "Güçlü mü?"diye sordum sesimdeki dalga geçer tonu saklayamadan. Güçlü olmayı istesem de, kendimi her defasında başkalarının varlığına sığınarak ayakta dururken buluyordum. Verdiğim tepkiyi anlamaya çalışan Sinan'a dikkatle bakmaya devam ederken tekrar konuştum,

"Kerime Hoca'dan bahsetti mi sana Elif?"

Başını olumlu yönde sallayınca devam ettim, "Peki ya o öldükten sonra sokakta kalışımdan?"

Bu sefer olumsuzca salladı kafasını. Elimde olmadan gülümsemiştim, acı bir gülümsemeydi. Elif bahsetmemişti çünkü bunu o da bilmiyordu. Ama ben her ayrıntısını hatırlıyordum.

Eylül 2009 Bursa

Çaresizlik, hayatı boyunca ilk kez vücut bulmuş karşısında duruyordu sanki. Titreyen elleri ve korkuyla çarpan kalbine engel olamıyorken gözyaşları da cabasıydı. Kendini hiç bu kadar yalnız hissetmiş miydi? Hatırlamıyordu.

FUNDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin