81. Bölüm "Güllerim Soldu"

630 32 2
                                    

5 Mart 2005 Memleket

"Babanla Şahin bu gece gelmeyecek. Hazır onlar yokken tüm işleri aradan çıkarırız. Oturup lak lak etmeyin, Boran'la da dalaşmayın! Zaten o da gider şimdi, Helin uyuyor, uyanırsa mamasını yedir... Gizem'e de bir güzel anlat, yardım etsin sana. Levent'in odasına karışmayın yeter. Ben akşama kadar gelirim inşallah."

Zöhre, yoğurduğu hamur dolu kapaklı mor leğeni zorlukla kucaklayıp omzuna atarken, kapıda durmuş melül melül onu dinleyen kızına son bir bakış attı ve "Hadi, Allah'a emanet!" deyip yola koyuldu. Mahallede küçük bir tandır vardı ve haftada birkaç kez yanar, bahçesinde ya da evinde yeri olmayan kadınlar ekmek pişirmeye giderdi. Bugün sıra Zöhre'deydi, şafak sökmeden işlerin bir çoğunu halledip ortalığı on dört yaşındaki büyük kızı Seyran'a bırakarak iyice ekşiyen hamurunu alıp yola koyulmuştu. Hava soğuktu, yürürken altına kat kat giyindiği bacaklarını kesen bir soğuk vardı lakin kocası uzaktaki bir akrabalarına gitmişti, bu gece kafası rahat olacaktı. Bunu düşünerek işlerini bir an önce halledip rahat bir nesef almak istiyordu.

Kapının ağzında durup annesinin sağ omzunun üstündeki ağır leğenle sokakta kayboluşunu izleyen Seyran daha fazla oyalanmadan kollarını ovuşturarak dikkatli adımlarla avludan içeri koştu. Mart ayının başı, kışın en sert günleri olurdu fakat bu yıl ilk defa kar hala yağmamış, yağan yağmurlar yüzünden her yer don olmuştu. Annesiyle leğeni kapıya kadar taşımak için ayaklarına yarım yamalak taktığı terliklerle neredeyse yere düşmekten kıl payı sıyrılıp eve girdiğinde, Boran'ın salondan yükselen sesini işitiyordu.

"Evlatlıksın kızım sen! Kara kuru, şu tipe bak! Kim inanır senin kardeşim olduğuna? Çöpte bulduk seni, ölme diye acıdık..."

Seyran buz gibi holden annesinin çıkmadan önce yaktığı sobanın olduğu sıcak salona girdiğinde, gülerek Gizem'i sinir etmeye çalışan Boran'a "Şşhh! Helin uyanacak! Bir sürü işimiz var, rahat bırak Gizem'i!"diye çıkıştı. Ev işi yapmayı pek sevmiyordu ve koca evi temizlemek zorundaydı. Gizem de yardım ediyordu ama yardım ederken daha çok ortalığı karıştırdığı için sinir oluyordu. Hazır evde kimse yokken biraz hızlı davranırsa, Helin uyanmadan işlerini bitirip ödevini de yapabilirdi.

"Yalan mı Seyran?" diye sordu Boran. Kahverengi üçlü koltukta uzanmış, başında dikilen Gizem'e inat gülmeye devam ediyordu. Odadaki tüplü televizyon kapalı, perdeler örtülüydü. Koltuktaki ve yerdeki yataklar daha toplanmamıştı. Kış olduğu için Yusuf, Boran, Seyran, Gizem ve Helin salonda, sobanın sıcağında uyuyorlardı. Yukarıda bir tane daha soba vardı ve Şahin ile Levent de orada kalıyorlardı. Ancak yatak odası soğuktu. Bu yüzden annesi Helin'i her gece Seyran'ın yanına bırakıyordu. Daha üç yaşında olan Helin de Seyran'ın yanına kıvrılıp uyuyordu, tıpkı şimdi koltuğun üzerinde uyuduğu gibi.

"Abi beni sinir etme!" dedi Gizem ayağını yere vurarak. Öfkeden yüzü kızarmış, henüz taramadığı kıvırcık, siyah saçları tokasının arasından tel tel çıkmıştı.

"İkiniz de susun!" dedi Seyran fısıltıyla. Helin uyanacak diye ödü kopuyordu. "Gizem, kulak asma şuna. Seni sinir etmeye çalışıyor, annemin sana gelene kadar bir sürü çocuğu olmuş. Niye evlat edinsin akıllı?"

Seyran'ın söylediğine Boran kahkahalarla gülmeye başlayınca Gizem iyice bozulmuş, kendini yerdeki yatağa atıp yorganın altına girmişti. Anlamıyordu, abileri hep ona takılıyordu. Seyran'ı kimse sinir etmek için uğraşmıyordu. Uğraşsalar da Seyran tepki vermiyordu ama o her defasında kendini Boran'la tartışırken buluyordu.

"Boran, çık git hadi nereye gideceksen. Yusuf abim nerede? Biz temizlik yapacağız şimdi."

Kimse küsen Gizem'i umursamamıştı. Boran sırıtarak yatağından kalktı ve gerinerek yatağının yanına attığı kalın kazağını, beyaz aletinin üzerine giydi. Altında ince bir pijama vardı, ayakalarındaysa çorap yoktu. Son zamanlarda yüzü sivilceyle dolmuştu ve yüzünde her zaman sakal çıkıyordu. Onun saçları Seyran'ınkinden daha açıktı ve sarıya çalan sakallarını hiç sevmiyor, tıraş olurken de sürekli yüzünü kesiyordu. Bu yüzden yüzü yara bere içindeydi.

FUNDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin