Selamlaar!
Biz geldik yine:) Bölümlerin düzene girmesine bir maşallah diyelim mi? 🙈 Aylarca bölüm atmayan bir yazardın oysa ben...
Yorumlarınızı bekliyorum, ayrıca geçen bölüm aldığım yorumlar beni baya motive etti ve tüm kurguyu şöyle bir gözden geçirmeme sebep oldu. Hatta dönüp okudum da biraz. Sonuç olarak uzun zamandır gözümün önünde olan final biraz daha şekillendi ve ilk bölümden bu yana geçen uzun zaman sebebiyle yaptığım mantık hatalarını fark ettim. Umarım finalden sonra düzenlemek için vaktim olur 😄
Keyifli okumalar diliyorum!
Bir hastalıkla mücadele etmenin zor tarafı çevreydi. Herkesin tüm hastalıklarla ilgili kulaktan dolma bilgileri ve cahilce yorumları olurdu. Ben de başta Leyla olmak üzere, kız kardeşimin içinde olduğu ailenin kafa yapısını bildiğim için Gizem'e durumu nasıl izah edebilirim bilmiyordum. Rahmini aldırması belki de ilk seçeneği olmamalıydı. Lakin bunun için de birden fazla doktorun görüşünü alması, kısacası kendi için hareket etmesi gerekiyordu.
"Sana son bir şey söyleyeceğim,"dedim ondan ayrılıp aramıza biraz mesafe koyarken. O gözlerime beklentiyle bakarken konuyu nasıl açacağımı kestiremiyordum. Lakin zaman kaybetmek de akıl karı değildi.
"Doktor seni muayene etti ve rahminde iki tane miyom olduğunu söyledi. O çektiğin sancıların, yoğun geçen kanamalarının sebebi de bunlarmış."
"Anlamadım. Miyom ne tam olarak?" Gizem endişeli görünüyordu. Daha önce bunu duymadığını anlamıştım. Bu yüzden aklıma gelen kısa bir açıklamada bulundum, biraz internetten biraz da doktordan aldığım bilgilerle yeterli olmayı umuyordum.
"Miyomlar her kadında görülebilecek kitlelerdir. Yani çoğu kadının rahminde miyom olabilir, bu genetik de olabilir o kişinin bünyesiyle ilgili de olabilir. Bazı insanlar bunu fark bile etmiyormuş ama sende olduğu gibi birçok kadında da yoğun kanama ve ağrı olabiliyormuş. Üstelik sürekli idrara ya da tuvalete çıkma isteğine sebep olabiliyormuş."
Gizem ilgiyle ve dikkatle beni dinlerken elini küçük bir göbeği olan karnına götürmüştü. Bakışları bir anda dalgınlaşmıştı ve ne hissettiğini anlayamıyordum ama korkmasını da istemiyordum. Bu yüzden ona "Başka zamanlarda da ağrın oluyor mu, eşinle birlikte olduğunda?"diye bir soru yönelttim. Amacım hem onun hakkında daha fazla detay bilmek hem de bir şeyler söyleyerek ortamdan kopmamasını sağlamaktı.
İrkilerek kendine geldi ve yüzünü ekşitti. Bu bile benim için yeterli bir cevapken "Çok kötü,"dediğinde çektiği sancıların bir sonu olmadığını anlamıştım. Bunları duyana kadar olan şüphelerim toz olup giderken artık Gizem'in ameliyat olmasının en doğru yol olduğunu düşünüyordum.
"Peki nasıl düzelebilir bu miyomlar?"
Cevaplamadan önce yutkundum, bu kadar gerilmem normal değildi. "Aslında doktor miyomların alınabileceğini söyledi ama seninkiler için biraz gecikmişiz. Sana daha fazla zarar vermeden rahmini aldırmamız gerekiyormuş."
Gizem beklediğimin aksine yüzündeki ifadesizliği sürdürüyor ve benden daha sakin görünüyordu. "Yani artık çocuğum olmayacak,"dedi.
"Galiba öyle,"dedim. Aslında bu sorunun net bir cevabı vardı ama onun ifadesizliğinden çekindiğim için direkt söylemek istememiştim.
"Kimse izin vermez,"dedi omzunu silkerek. Bunu söylerken yüzünde gördüğüm sahte umursamazlık canımı sıkıyordu. Kendiyle ilgili kararları kendi almalıydı, görünmeye çalıştığı kadar umursamaz olmadığını biliyordum!
"Kimseden izin almak zorunda değilsin. Bu senin sağlığını doğrudan etkiliyor. İlerleyen zamanlarda sana daha çok zarar verme ihtimali bile var. Yeniden bir çocuk istiyor musun, bilmiyorum ama sağlığın için vazgeçmelisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FUNDA
Ficción General"Kaç yaşına gelirseniz gelin kendi özgürlüğünüz için savaşmıyorsanız asla büyümüş sayılmazsınız!" *** Küçük bir kız çocuğuydu; abisinin yaptığı hatanın bedelini ödemek için. Küçük bir kız çocuğuydu; beyazlar içinde karanlığa gömülmek ve adına töre d...