3 Ay Sonra
"Ciddi olamazsın, Elif! Bu kadar hızlı mı gerçekten?"
İki ay önce Levent abimin Bursa'ya gidip kimseye haber vermeden Kiraz'la kıydığı nikahın ardından duyduğum en bomba şey Elif ve Uygar'ın da evlenme kararıydı!
Ben belim ağrımasın diye önünde diz çöküp oturduğum küçük sehpanın üzerinde ödev kontrolü yaparken arayan Elif'in verdiği haberle şoke olmuştum. Bir süredir Uygar'la beraberlerdi. Kadir'den sonra kimseye güvenemez zannetsek de Uygar'la bambaşka bir yola girmiş ve adeta aşık olmuşlardı. Kiraz ve Elif'in bu yıldırım aşklarından kendime pay çıkarmalı mıydım, evet. Zira her şey benim buraya dönemle başlamıştı ve asla tahmin edemeyeceğim insanlar bir araya gelmişlerdi. Bundan elbette çok mutluydum lakin korkularım vardı. Uygar'ı severdim, hayatımı kurtarmıştı lakin neticede o da Turan Bey'in oğluydu. Her ne kadar babasına bilmediğim bir sebepten ötürü tavırlı da olsa... Birkan gibi ona boyun eğer miydi, doğrusu pek emin değildim. Hoş, Uygar'ın yaptığını Birkan yapmazdı. Onu o kadar tanıyordum, babasını çok seviyordu ve asla ona küslük yapmazdı.
"Aslında birbirimizden emin olmak için fazla zamana ihtiyacımız olmadığını anladık, Funda. İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz. Mutlu bir hayat kurmak. Artık yaşımız da geldi sanırım... Daha fazla uzatmayacağız."
"Sizin adınıza çok sevindim, Elif... Uygar gerçekten iyi biri. Umarım seni hep çok mutlu eder. Ailelere ne zaman söyleyeceksiniz?"
Elif, Kiraz ve abim evlenince ailesinin yanına geri dönmüştü. Kiraz onunla konuşup evden ayrılmayı teklif etse de Elif yalnız başına kirayı, elektriği karşılamanın fazla olacağını düşünerek ailesinin yanına geri dönmenin mantıklı olduğunu savunmuştu. Sanırım bu noktada onu evliliğe iten sebeplerden biri de bu olmalıydı. Lakin Elif'i çok iyi tanıyordum. Kafasına yatmayan hiçbir şeye tamam demezdi. Tek gerçek Uygar'a aşık olmasıydı.
"Uygar bugün babasına söyleyecekti. Annemlerle zaten tanıştı, biliyorsun. Onlara anlattım çok mutlu oldular. Artık siz ne zaman uygun olursanız, istemeye gelirsiniz..."
İşte işin en güzel kısmı da buydu ya! Elif'e dolaylı da olsa akraba oluyorduk.
"Elif, sanırım en sevdiğim akrabalarım sen ve Kiraz oldunuz..." dedim gülerek. En yakın dostlarım, kız kardeşlerimden birinin görümcesi, diğerinin de eltisi oluyordum.
Elif'le biraz daha sohbet ettikten sonra telefonu kapattık. Okuldan döneli birkaç saat olmuştu ve ben odadaki küçük sehpanın üzerinde iki büklüm, teslim aldığım ödevleri kontrol ederken Elif aramıştı. Böylece neredeyse bir saat burada oturmuş ve hiç ilerleyememiştim. Oturduğum yerden kalktım ve ağrıyan belimi tutarak kendimi yatağımın üzerine attım. Anlaşılan o ki ödevler bir süre daha bekleyecekti. Zaten dönemin bitmesine az kalmıştı. Tatilden önce halletmem lazımdı.
Saat neredeyse on bire gelecekti ve Birkan aşağıdakilerle oturuyordu. Hayatımız sıradan bir hale dönmüştü. Artık evin muhatap olunmak istenmeyen gelini değildim. En azından birkaç kişinin sempatisini kazandığıma inanıyordum ki bunlardan herhangi biri kesinlikle Turan Bey değildi. Birkan'la her gün sabah erkenden kalkıyor, hazırlanıp çıkıyorduk. Önce beni işe bırakıp ordan kendisi işe gidiyordu. Dönüşte de çoğunlukla o beni alsa da birkaç defa işleri uzamış, yerine Orhan gelmişti. Evden sabah çıkıp akşam geldiğim için kimseyi görmüyor, haftasonları elimden geldiğince Gül'e ev işlerinde yardımcı oluyordum. Fatma Hanım da bu duruma alışmış, beni yadırgamaktan vazgeçmişti. Sanırım bunun en büyük nedeni de Birkan'la mutlu olduğumuza inanmasıydı.
Birkan... Onunla bazı mecburiyetlerden kurtulup özgürleştiğimizden beri daha mutluydum. Buraya ilk geldiğimde sıfırdım. Kazandığı her şeyi kaybetmiş, hiçbir şeyi olmayan, yaralı ve gururu kırılmış bir kadındım. Birkan'a baktıkça içim öfkeyle dolar, kalbim sızlardı. Lakin elimden tutup beni iyileştiriyordu ve ben buna kayıtsız kalamıyordum. Kardeşimi, kendi kardeşi gibi sahiplenip bizim için elinden geleni yaptığı yetmiyormuş gibi bir de benim tüm aksiliklerim karşısında yanımda dimdik durmuş, beni ailesine, hatta benim aileme karşı bile savunmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FUNDA
Fiksi Umum"Kaç yaşına gelirseniz gelin kendi özgürlüğünüz için savaşmıyorsanız asla büyümüş sayılmazsınız!" *** Küçük bir kız çocuğuydu; abisinin yaptığı hatanın bedelini ödemek için. Küçük bir kız çocuğuydu; beyazlar içinde karanlığa gömülmek ve adına töre d...