50. Bölüm "Vekil"

1.5K 109 40
                                    

Se-lam-lar!

01.01.2020 23:54'ten sizlere sesleniyorum, az önce beni çok mutlu eden bir şey oldu. Ne mi?

Hani iki gün önce bölüm paylaştığımda sizlerden hareket için oy istemiştim, hatırlıyor musunuz? Heh, işte tam da onun ardından, bugün, genel kurguda 46. sıraya yükselmeyi başardık!

Cidden çok mutlu oldum çünkü oldukça kalabalık bir kategoride daha öncede yükselmeler olmuştu lakin pek de umursadığımı söylemem. Arada iş olsun diye sıralamaları kontrol ediyordum fakat geçen günden beri gelen oy ve okunma listelerine dair aldığım bildirimlerden sonra sıralamaya bakma isteği duydum ve sonuç beni cidden şaşırttı. Hepinize çok çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız!

Ben de bu mutlulukla bir bölüm yazmaya başlayacağım, umarım sabaha bir bölüm paylaşabilirim. Ama sizden yine bir ricam olacak ki bu özellikle de sessiz okurlarım için. Lütfen bölümleri oylayın, bunu istiyorum çünkü Funda'yı daha çok insan tanısın, gücüne şahit olsun istiyorum.

Oylarınız ve her türlü yorumlarınız için daima açık ve buradayım, şimdiden teşekkürler!

Ayrıca bu bölümü @ttirem'e ithaf ediyorum. En kısa zamanda hayallerini gerçekleştirebilmen dileğiyle canım 😘❤️

Keyifli okumalar!

"Kader, koş kızım şerbetleri dağıtmaya başla!"

Kalabalık... Çocukluğumun her bir anına şahitlik etmiş bu geniş avluyu en son bu kadar kalabalık gördüğüm gün, Şahin'in, karısı Leyla'yı kaçırdığı, evimize ateş düşürdüğü günün gecesiydi. Büyük salonumuzun kahverengi ahşap kapısının ardında o gece verilen kararlar ya ölüm demekti ya da benim evliliğim.

Lakin hiçbiri olmamıştı. Bu gece mutfağın bir köşesinde, üzerimdeki yeşil elbisenin beline bağlanmış altın bir kemerle, kaybettiğim bir müsabakanın bana neler getirdiğini düşlüyordum. Şayet abim Leyla'yı kaçırmasaydı, ben ne olacaktım? Okula devam edecek miydim, ailem arkamda duracak mıydı? Ben hep bana çizilmeye çalışan yolun dışında neler kazandığıma bakmıştım, peki ya normal şartlarda, doğduğum konumda yaşamaya devam etseydim neler olacaktı? Sinan'ı asla tanımayacaktım mesela... Ya da okula devam etmeyip birkaç yıl sonra gelen bir görücüyle evlendirilecektim.

Bir an gülme isteğimi bastırmakta zorluk çektim. Ne yani, şimdi gidip bütün bunlara sebep olan Şahin'e teşekkür mü etmeliydim? "Çok sağ ol, sayende kaçtım, bir hayat yaşadım, aşık oldum fakat bugün dönüp kaldığım yerden devam ediyorum,"desem, o bana ne derdi ki?

Kalabalığın rahatsız edici uğultusu arasında benim dünyamda bunlar dönüyordu. Geçmişi düşünüyordum, bir de gelecekte bu insanlarla nasıl baş edebileceğimi; şimdiki zamanın benden haberi yoktu. Koca sandıklarla evimize gelen erkek tarafı öylesine coşkuluydu ki "Kız almaya geldik,"derken yaşadıkları keyif bana olduğumdan çok daha kötü hissettirmişti. Sadece bana değil, ailemdeki herkese türlü hediyeler gelmiş, bu durum babamın da Şahin'in de yüzünü güldürmüştü. Onlar gibi orta halli bir ailenin Turan Özoğlu'yla akraba olması şeref demekti! Oysa bence bu, şereflerini pazarlamaktan fazlası olamazdı!

Ben düşüncelere dalmış, beni inceleyen insanlara inat kafamı yerden kaldırmazken "Funda, kızım baban seni çağırıyor,"dedi annem, mutfaktaki çoğu kişi dönüp yeniden bize bakmasına sebep olmuştu. Bu bakışların verdiği rahatsızlıkla annemin peşi sıra mutfaktan çıkınca annem "Baban odanda, ona vekil vereceksin. İsteme oldu, nikahını kıyacaklar."dedi.

Bir anlık şaşkınlıkla duraksadım. Gayriihtiyari dudaklarımdan dökülen "Ne?"nidası şaşkınlığımı bastıracak kadar güçlü değildi. Neyin vekilini veriyordum, nikahtan kastı neydi, anlayamamıştım.

FUNDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin