Melda'nın ağızından...
Karşımda Baran vardı. Kendimi hemen geri çekiyorum ama tabiki hiç birşey fayda etmiyor. Baran çoktan görmüştü. Başını iki yana sallıyor. Yüz ifadesi kalbime bin tane bıçak saplıyordu sanki. Öyle bakıyordu ki bana...utanıyormuş gibi...iğreniyormuş gibi. Onun bu gözleri, onun bu bakışı şu an beni yıkmaya yetmişti bile. Arkasını dönüp odayı terk ediyor. Hemen peşinden koşuyorum.
Melda: Baran! Baran dur bekle lütfen.
Durmuyordu. Salondan geçtiğinde Zeynep ablalar bize şaşkın birşekilde bakıyor. Onlarla hiç ilgilenemiyorum, şu an önemli olan tek şey Barandı benim için. Ayakabılarını giyinmeye başlıyor.
Melda: Baran...
Kolunu tutmak istiyorum ama ona dokunduğum an kolunu sertçe geri çekiyor. Tamam, şu an gözlerim doluyordu. Bana bukadar büyük bir tepki şimdiye kadar hiç göstermemişti. Ceketinide alıp evden çıkıyor. Yine peşinden koşuyorum. Yağmur vardı, damlalar birer birer üzerime damlıyordu ama bu benim umrumda bile değildi.
Melda: Baran yalvarırım beni dinle lütfen!
Arabaya biniyor. Kapıyı açmaya çalışıyorum ama olmuyor.
Melda: sana anlatabilirim Baran lütfen gitme!
Gözünü bile kırpmadan arabayı çalıştırıyor ve yanımdan ayrılıyor. Arkasındada gözyaşlarımı bırakıyor. Olanlar beynimde dönmeye başlayınca hemen içeri giriyorum. Zeynep ablalar benden bir açıklama beklerken ben hiç onlara bakmadan Yağmurun odasına çıkıyorum. Cem hâla burdaydı. Karşımda sırıtıyordu. Ona sertçe bir tokat atıyorum.
Melda: hemen çık git evimden!
Cem: sana söylemiştim böyle olacağını.
Melda: hastasın sen, piskopat! Defol!
Sırıtmaya devam edince onu kolundan çekiştirip kapıya kadar sürüklüyorum. Sonra onu dışarı atıp kapıyı üzerine kilitliyorum. Sonunda içimde birikenleri dışarı bırakmanın zamanı geliyor. Kapının önünde yere çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyorum. Bunu duyan Zeynep abla ve Tolga abi hemen yanıma geliyorlar. Zeynep abla beni kollarının arasına alıyor.
Zeynep: Melda ne oldu?
Konuşamıyorum, sadece ağlıyorum. Zeynep ablanın yanında ağlamaya alışkındım, utanmıyordum artık. Ama Tolga abinin yanında hiç rahat değildim. O bunu anlıyor ve Baranı aramak için evden ayrılıyor.
Zeynep: tamam geçti...anlatmak istermisin?
Başımı olumsuz anlamda sallıyorum. Derin derin nefesler alıp kendimi toparlamaya çalışıyorum.
Melda: Zeynep abla eve git...Baran gelirse...bana haber verirmisin?
Zeynep: seni böyle bırakamam Melda!
Gözyaşlarımı siliyorum.
Melda: iyim ben...Yağmuruda al...yanlız kalmam lazım.
Zeynep: ben bunun iyi bir fikir olduğunu düş-
Sözünü kesiyorum
Melda: Zeynep abla lütfen!
Başıyla beni onaylayıp Yağmuru odasından almaya gidiyor.
Baran'ın ağızından...
Biraz önce neler oldu hâla anlayamamıştım. Karım eski arkadaşıyla kızımın odasında öpüşmüştü...en kaba şeklinde söyledim şu an bunu. Ne düşünmem lazım? Meldayı dinlemelimiyim? Nasıl dinleyebilirim ki bu saatten sonra? Onun yüzüne nasıl bakabilirim? O bana bakıcak cesaret bulabilecek mi peki? Herşey okadar saçma ki. Kızgınım, kırgınım. Bu olanları aklım almıyor. Ben sevdiğim kadına, kızımın annesine, karıma böyle bir tepki vereceğimi hiç düşünmezdim. Arabayla turlar attıktan sonra deniz kenarına gelmiştim ve şu an taş sektiriyordum. En azından bunun için çabalıyordum. Birden omuzumda bir el hissediyorum. Babam gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin Yüzü
RomanceKadın ve Adam birbirlerinin kim olduklarını bilmeden birbirlerine aşık olurlar. Peki ya kuzen olduklarını öğrendiklerinde ne yapacaklar? Seni seviyorum... Bu Kelimeyi ilk ve son defa söyliyeceğimi nerden bilebilirdim ki? Duvarlar üstüme üstüme geliy...