Melda'nın ağzından...
Ben bunu yapamam. Asla yapmam. Baranı seçersem hayatımın anlamı olan Yağmurumu kaybedicem, ben onsuz nefes bile alamazsken ondan vazgeçemem. Yağmurumu seçersem hayatımı paylaştığım aşık olduğum adamı kaybedicem. Neden, neden ikisini bırakıp beni almıyor neden?!
Cem: senden bir cevap bekliyorum artık
Melda: Cem ben...
Aklımda Baranın söyledikleri dönüyor. Yağmuru seç demişti, kızımızı kurtar dedi... gözümü kırpmadan Yağmuru seçerim ben ama geride bıraktığım Baran ise bu olmaz... ben ondan nasıl vazgeçerim? Onsuz nasıl yaşarım. Hayır, ben bunu yapamam.
Melda: Cem ben yapamam...bu kararı veremem.
Cemin sinirlendiğini hissedebiliyordum.
Cem: bak sabrım tükeniyor ama! Karar vericeksin Melda!
Melda: yapamam, ben bunu yapamam! Benden nasıl kızımla kocamın arasında karar vermemi beklersin? Ikisinden birini nasıl ölüme gönderebilirim?!
Cem: ikisinide ölüme göndermekten iyidir diye düşünmüştüm...ama neyse
Telefonu tam kapatcakken onu durduruyorum.
Melda: hayır Cem! Cem lütfen kapatma. Tamam! Karar vericem...
Cem: ha şöyle
Melda: ama bana zaman vermen lazım
Cem: sana yeterince zaman verdim ben
Melda: biraz daha zamana ihtiyacım var!
Cem: olmaz
Güçlü kalmaya çalışıyordum. Gözyaşlarımın akmasına izin vermiyorum. Ve sesimdeki titremeyi asla belli etmiyorum. Bu sefer ona istediğini vermek yok.
Melda: Biri kızım diğeri kocam! Benden bukadar kolay karar vermemi bekleyemezsin! Zamana ihtiyacım var!
Cemin sinirden yere birşey fırlattığını duyuyorum telefondan.
Cem: bir gün Melda! Sana bir gün veriyorum! Ne daha az ne daha fazla. Eğer yarın bana bir isim vermezsen ikisinide gözümü kırpmadan gebertirim, biliyorsun yaparım!
Telefonu yüzüme kapatıyor. Telefonun kapanmasıyla birlikte gözyaşlarımı serbest bırakıyorum ve hıçkırarak ağlamaya başlıyorum. Bebeğime birşey olacak diye korkuyorum bu ağlamamdan, ama kendimi tutamıyorum. Ben odamda maffolurken kapımın çalmasıyla gözyaşlarımı hemen siliyorum. Derin bir nefes alıp kapıyı açıyorum. Karşımda duran kişi şimdiye kadar içimde hiç oluşmamış birşeyi hareketlendiriyor sanki. Aslında rüya mı gerçek mi anlayamıyorum. Belkide uyuyorumdur. Yada hayal görüyorumdur. Burda olması imkansızdı çünkü...o ölmüştü...en azından benim için ölmüştü.
Bülent: kızım
Babam...benim babam. Bu kelimeyi kullanmayalı çok uzun zaman olmuştu. Unutmuşum babamı...insanın bir babasının olmasının nasıl bir duygu olduğunuda unutmuşum.
Melda: Baba?
Baba...bukadar mı yanlış hissettirirdi bir kelimeyi söylemek. Bukadarmı uzak hissettirirdi. Nekadarda yabancıyım bu sözcüğe. Bana bir adım yaklaşıyor ben ise bir adım geri gidiyorum.
Bülent: kızım...
Neden burda? Neden şimdi? Yoktu işte, yanlızdım ben işte. Neden geldi durup dururken?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin Yüzü
RomanceKadın ve Adam birbirlerinin kim olduklarını bilmeden birbirlerine aşık olurlar. Peki ya kuzen olduklarını öğrendiklerinde ne yapacaklar? Seni seviyorum... Bu Kelimeyi ilk ve son defa söyliyeceğimi nerden bilebilirdim ki? Duvarlar üstüme üstüme geliy...