71.Bölüm

15 0 0
                                    

Melda'nın ağızından...

Hamileyim...ben hamileyim. Böyle birşey böyle bir zamanda.... Bu olanlara inanamıyorum. Şu an gülsem mi, ağlasam mı, şaşırsam mı, onuda bilmiyorum. Bebeğimi kaybettikten sonra istediğim tek şey yeniden hamile kalabilmekti, olur mu olmaz mı diye çok düşünmüştüm, çok üzülmüştüm. Umudum her geçen gün kaybolmuştu. Şu an, tam da şu an, en olamaz dediğim zamanda bu küçücük umut içimde büyüyor. Bana can veriyor. Hamileyim, bizim bir bebeğimiz daha olucak. Baranla benim bebeğim. Yağmurun kardeşi olucak, Yağmurum abla olucak. Ama yoklar. Ikiside yok. Ne Yağmur var, ne de Baran. Yanlızım. Bebeğimle yanlızım. Artık iki kişiyiz, bebeğim benim yanımda olucak, bana destek olucak. Annesine yardım edicek. Mutluluktan mı, üzüntüden mi, çaresizlikten mi bilmiyorum ama ağlıyordum. Bukadar çok duyguyu aynı anda yaşadığım başka bir günü hatırlamıyorum. Melisin kapıya vurmasıyla kendime geliyorum. Bana sesleniyordu.

Melis: Melda? Iyimisin?

Gözyaşlarımı siliyorum ve kapıyı açıyorum. Bana şaşkın yüz ifadesi ile bakıyordu. Her nekadar göz yaşlarımı silmiş olsamda ağladığım belli oluyordu.

Melis: sen ağladın mı?

Öylece yüzüne bakıyorum. Koluma dokunuyor.

Melis: Melda korkutma beni...

Ona söylemek istiyordum ama nedense içimdeki bir ses şimdi değil diyordu, söyleme diyordu. Belkide bebeğim beni birşeyden korumaya çalışıyordu.

Melda: iyim...iyim...

Yanından ayrılıp odama geçiyorum. Telefonumu çıkarıp Cemin beni aradığı numarayı arıyorum. Numara kullanılmamakta. Zaten bukadar gerizekalı olduğunu düşünmem aptallıktı. Birşey yapmam lazım. Baranı bulmam lazım, kızımı bulmam lazım.

Baran'ın ağzından...

Eski bir ev gibi bir yerde tutuyorlardı bizi. Bodrum katındaydım. Etrafımda beş tane adam var. Ellerim ayaklarım, her tarafım bağlı. Yağmurun nerde olduğunu bilmiyorum. Aynı evdemiyiz onu bile bilmiyorum. Meldadan haber alamıyorum. Nasıl olduğunu bilmiyorum. Nasıl birşeyin içine sürüklendik bilmiyorum ama bu beni öldürüyor. Yağmuru göremediğim her saniye, Meldanın nasıl olduğunu düşündüğüm her an beni yavaşca öldürüyor. Onlara ihtiyacım var benim. Cem günde iki üç defa geliyor yanıma, beni gereksiz konuşmalarıyla sinir edip gidiyor. Asla kızımın nerde ve nasıl olduğunu söylemiyor piç. Birden beni gözetleyen adamlardan biri beni çözmeye başlıyor.

Baran: ne oluyor? Canına mı susadın?

Bana cevap vermiyor ve çözmeye devam ediyor.

Baran: şşttt sana söylüyorum

Adam: emir böyle

Demek emir böyle, Cem bey benimle yüzleşmeye mi karar verdi? Sonunda adam gibi karşıma mı çıkıcak acaba. Çıksada şöyle bir ağzını burnunu dağıtsam keşke. Tam bunları düşünürken söz konusu olan piç içeriye giriyor.

Cem: ooo Baranım özlemişim yaa

Herzamanki gibi alaycıydı. En nefret ettiğim insan tipidir.

Baran: yürek mi yedin acaba?

Cem: vallah çok güzel bir yemek yedim ama yürek değildi be, neden sordun?

Baran: adamların şu an beni çözüyor ya, korkmuyormusun Baran beni şimdi yere serer diye?

Iyice yanıma geliyor

Güneşin YüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin