•1

8.6K 264 67
                                    

Bölüm Şarkısı: Bağzıları - Leyla
———

"Babanla konuştum ama kabul etmedi. 'Buraya gelsinler' diyor, başka da bir şey demiyor." diyen annemle birlikte ofladım ve oturduğum koltuğa yayıldım.

"Anne ya biz oraya gelmek istemiyoruz. Bütün sene hem çalışıyoruz hem de derslerle uğraşıyoruz. Bırakın da bir tatil yapalım." dedim ve çalan kapıyı açmak için ayağa kalktım.

"Biliyorum kızım ama ne yapayım? Kabul etmiyor işte."

"Bir dakika, kapı çaldı." deyip beklettim annemi. Kapıyı açıp Ahmet'i içeri aldım.

"Hoş geldin."

"Hoş bulduk"

İçeri girdiğinde ben de kapıyı kapatıp peşinden gittim. Yerime geri oturunca o da yanıma oturdu.

Ahmet kaş göz hareketi yaparak kiminle konuştuğumu sorduğunda telefonu hoparlöre aldım ve ortada duran sehpaya koydum.

"Kim gelmiş?"

Ahmet sesi duyunca annemle konuştuğumu anladı ve yayıldığı yerden doğruldu.

"Anne ne yaptın, konuştun mu babamla?" diye sordu Ahmet.

"Ay oğlum, konuştum konuşmasına da kabul etmiyor. Bu akşam son kez bir konuşayım. Bakalım ne diyecek?"

"Biz sana inanıyoruz, yaparsın sen." dedim gaz vermek için.

"Kapatın be telefonu eşekler." dedi annem gülerek.

Ahmet ve ben ikizdik. Aslında Ordu'da yaşıyorduk ama üç sene önce üniversite için İstanbul'a gelmiştik. Üç senedir hem okula gidip hem de arkadaşlarımızla kurduğumuz müzik grubuyla beraber sahneye çıkıyorduk. İşimizi severek yapıyorduk. Hem para kazanıyor hem de eğleniyorduk.

Bütün sene fazlasıyla yorulduğumuzdan ve benim 30 günlük stajım bittiğinden, burada kalıp dinlenmek istiyorduk ama babam onların yanına gitmemizi istiyordu. İstanbul'da yalnız başımıza olduğumuzu, bütün sene burada olduğumuzu ve tatillerde evde olmamız gerektiğini söylüyordu ama onun derdi başkaydı.

Ordu, Karadeniz Bölgesi'ndeydi ve her sene yaz aylarında fındık toplanırdı. Babam da bizi oraya fındık toplatmak için çağırıyordu ama önemli bir detay vardı. Ahmet de ben de fındık toplamaktan nefret ediyorduk.

Ama özellikle Ahmet nefret ediyordu

"Kahve yapacağım. İstiyor musun?" dedim ayağa kalkarken.

"Olur."

Mutfağa girdim ve ısıtıcıya su doldurdum. Kahveleri yaptıktan sonra kupaları alıp salona geri döndüm. Kupanın tekini Ahmet'e verdim ve yanına oturdum.

"Akşam parti var."

"Kimin partisi?" dedim merakla.

"Kerem yine parti veriyor." dediğinde güldüm.

"Sormam hataydı." O da güldü.

Kahvemi içtikten sonra yukarı çıkıp odama girdim ve dolabımı açıp ne giyeceğimi düşünmeye başladım.

Uzun bir süre sonunda kalın askılı, V yaka dekolteli, mavi mini bir elbise aldım ve yatağın üzerine bıraktım. Lacivert, tek bant bir topuklu ayakkabı alıp onu da yatağımın yanına bıraktım.

Üzerimi giyindikten sonra saçımı ve makyajımı da yapıp çantamı aldım ve odadan çıktım. Merdivenleri indiğimde Ahmet kapının önünde telefonla konuşuyordu.

MÜZİĞİN RİTMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin